Lal gibi suskun, üstün beceri isteyen, birden
kırılıverecekmiş gibi uzayıp giden birçok sözcük silsilesi ‘’KADIN’’. Ah kadın diyorum yok senin suçun esas suç
zihniyette. Saçından ve örtüsünden, iktidar, makyajından, duruluğundan,
duruşundan medeniyet kokan; Boynunda
cinsiyet künyesi, alnında namus fünyesi, âşık olunası… Konu, 'kadın olmak'
olunca ne zor değil mi? Kadının değer bulduğuna inandığım İslam dininde, bu
inancın hâkim olduğu ülkemde dahi hala ummadığı anda tacize uğrar, şiddete
uğrar, hor görülür, canından olur. Haklarını bilmeyen, bilse de koruyamayan,
sığınmak istese de sığınamayan. Namusunu korumak için uğraşan. Sindirilmeye
çalışılan. Kendi ayaklarının üzerinde durmak isteyen... Öz güveni arayan...
Anne, kardeş, eş, anne adayı, evlat daha nicesi... Okuduğum ve not aldığım bu
hususla ilgili o kadar güzel hadisi şerifler vardır ki "Erkek çocuk nimet,
kız çocuk ise hasenedir; yüce Allah nimetin hesabını sorar, haseneye ise
mükâfat verir."[22] Hadis-i şerifte buyruldu ki: Kadınlara ancak asalet ve
şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve aşağılık kimseler hor
görür. Peygamber efendimiz, Kız çocuklarını hor görmeyin zira bende kızlar
babasıyım buyurdu. Hor görmek dini bilmemekten ileri gelir. Rabbimden hayırlı
evlat istemelidir. Yine derin mevzularda kafa yormaya pek meraklı ben, mevzu
bahis “Kadın Olmak” ise, bir nebze daha meraklı yaklaştığım bu konuda belki
biraz daha sivri dilli bir üslupla duygu ve düşüncelerime kısa bir şekilde ses
vereceğim. Çünkü biliyorum ki uzadıkça bitmez bu konu ucu yok bucağı yok…
Dünyaya geldik aaa işte orada başladı. Bebeğin cinsiyeti
nedir komşu? ‘’KIZIM’’ oldu hııııı(!) hayırlı olsun… Diğer bakış açısı bebeğin
cinsiyeti nedir komşu? ‘’OĞLUM’’ oldu vay vay vay maşallah aslanım of ne canlar
yakar tosunum benim. Sonra gülüşmeler anlatırken bile midem kalkıyor. Kız
olarak doğduğumuz için çoğunluğumuzun babası “Aslan Oğlum” diyemeyeceğinden
dolayı biraz da olsa buruk. (Çok buruk esasında) Pek çok hayali vardı. Balığa
gidecekti, erkek erkeğe yapacakları arkadaş sohbetlerine götürecekti, caka
satacaktı, tuttuğu takımın formasını daha bebekken giydirip maçları beraber
izleyecekti gibi birtakım hayali biraz suya düştüğü için hayatımızın ilk
dışlanmasını yaşamış bulunmaktayız. Tabi bu noktada kız erkek ayrımı yapmadan
evlatlarıyla ilgili kurduğu tüm hayalleri gerçeğe dönüştüren babaları,
babalarımızı tenzih ediyorum. Bebeklikten çocukluğa geçiyoruz ve kız çocuğu
olduğumuz için annemize mutlaka ev işlerinde yardımcı olmalıyız. Çay yapmayı
öğren, hizmeti öğren, ağır, akıllı, uslu ol. Olasın varsa da bu senin yapın
olsa da sürekli yine de olman için uyarıl. Misafir gelecek ise masayı hazırlama
işi var. Elimizin yettiğince gücün yettiğince yardım et. Annemiz temizlik
yaparken süpürge tutabiliyorsa minik avuçların temizliğe de katkımız olmalı
diye uzayan bir sürü şey aslına bakarsanız biz kadınlar oluşturuyor. Erkek
Kadın ayrımını daha en başında biz yapıyoruz. Neyse meşrebime sığmıyor nicesini
yazmaya… Doğumumuzdan bebek doğuracak yaşa gelene kadar yaşadığımız bu
sıkıntıları söylediğim gibi biz kadınlar oluşturuyoruz. Şartlanmış kurulu
bebekler gibiyiz. Ataerkil bir toplumdan geliyoruz; ama bunu değiştirmek tamamıyla
elimizde. Çünkü “Dünyanın yarısını kadınlar oluşturuyorsa, diğer yarısını da
kadınların yetiştirdikleri insanlar oluşturur. Yani buda eşittir kadın demek.
Kendimizdeki üstün yeteneklerin farkına varmalıyız artık. Mesela söyleyin bana
kadınlık nedir dediklerinde ne diyorsunuz? Ben söyleyeyim 9 ay heyecanla
bekleyip bir mucizeye can veriyorum onu doğuruyorum diyorum. Bu bile seni ARŞ-I
ALA ya çıkarmaya sebep değil mi? Kıymetinizi bilin.
Dünyanın kanunu bu yapma Allah’ını seversen dediğinizi
duyar gibiyim… Yok, efendim dünyanın kanunu sizler çıkarıyorsunuz. Hep
kabullenişlerinizden oluyor bunlar. Kabul etmiyorum ve ben bir mucizeyim.
Kadınım ayaklarımın üzerinde duruyorum. Ataerkil topluma saygı duyuyorum ama
üzgünüm(!) BOYUN EĞMİYORUM. Bende kız
annesiyim. Kadınlar başımın tacı. Sevgiyle.