Müzik
ruhumuza ve duygularımıza hitap eder. Her bir enstrümanın da ayrı bir ahengi
vardır. Kemanlar gecelerin hüznünü çalar, gitarlar deniz kıyılarını. Bir
müziğin tınısı çok şeyin sebebidir. Baki Tamer kanun çalarken, bir tren geçerdi
şehrin ortasından. Trenlerin içinde insanlar pencereden sarkardı sevdalara.
Şarkılar aşkı söylerdi, ayrılığı. Baki amca kanun çalarken, insanlar kendinden
geçerdi.
***
Baki amca
kanun çalarken, eski zamanlar fotoğrafların içinden çıkardı. Gazinolar, 45'lik
plaklar, sanatın en asil yılları. Ciddi adamdı da, kanun çalarken gülerdi.
Şarkıları da güzel okurdu, sanatçısına eşlik ederken. Gözleri uzun yollara
bakar gibi bakardı. Cüzdanlardaki vesikalık fotoğraflar gibi. Baki amca kanun
çalarken, insanların içindeki çocuklar bile dışarı çıkardı.
***
Dizlerinin
üzerinde dururdu kanunu. Çıkardığı sesin dokusu, tek kişilik bir orkestranın
ağız birliğiydi sanki. İstanbul'dan çalsa, Adana’da duyulurdu. Ne hayatın
dertlerini bırakırdı insanlarda, ne nefretin izini. Özel hayatında da, başını
kabuğuna çekmiş bir kaplumbağa gibi yaşardı.
***
Birkaç
tanesiyle beraber en kıymetli büyüğümdü. 2004 yılında son yolculuğuna
uğurladık. Baki Tamer. Dünya çapında bir adamdı. İşini en iyi biçimde yapmanın
getirdiği stres, geçim mücadelesinin yarattığı kalp ağrıları onu aldı götürdü.
***
Böyle
ölümler, detaylı düşünen hassas adamların kaderidir. Baki amca kanunu sevmeyi
çağrıştırırdı. Hayatın kanunu ölümü. Kim kazandı zannediyorsunuz? Baki amcanın
kanunu kulaklarımızda çınlarken. Baki amca öyle bir kanun çalardı ki, dinlerken
cennetin sesini duyardınız sanki.