Adana Mimarlar Odası: Mimar Sinan'ı Anma Etkinliği

Adana Mimarlar Odası Mimar Sinan’ı andı

Mimarlar Odası Adana Şubesi, Mimar Sinan’ın vefatının 436. yılı dolayısıyla anma etkinliği düzenledi.


Adana Mimarlar Odası Mimar Sinan’ı andı

Anma etkinliği Mimar Sinan Parkı’nda yapıldı. Mimarlar Odası Adana Şubesi etkinlikte Mimar Sinan Parkı’ndaki Mimar Sinan’ın büstüne çelenk bıraktı. Çelenk bırakılmasının ardından TMMOB Mimarlar Odası Adana Şubesi 2. Başkanı Serhat Çalık basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasına Mimar Sinan’ı ölümünün 436. yılında saygıyla anarak başlayan Başkan Çalık, “Büyük Usta Mimar Sinan’ı ölümünün 436. Yılında saygıyla anıyoruz. Mimar Sinan Balkanlar’dan Yakındoğu’ya tüm Osmanlı coğrafyasına yayılan camileri, medreseleri, hamamları, hanları ile Osmanlı kent kültürünü yüceltmiş ve tüm ülkeye yaymıştır.” dedi.


“MİMAR SİNAN YAŞADIĞI COĞRAFYAYI İNCELEMİŞ”

Çalık acıkmasının devamında şunlara yer verdi:

“Mimar Sinan’ın bir kentte seçtiği yer ve tasarımıyla “o” yerle bütünleşen mimarlık yapıtının oluşturduğu “kültürel peyzaj değeri”, günümüzde insanın doğa ile iletişiminin göstergesi olarak çok önemsenen yaklaşımdır. Sinan’ın mimarlığı kuşkusuz yoktan var olmamıştır. O yaşadığı coğrafyayı ve mekânı incelemiş, irdelemiş, Aya Sofya’yı anlamış ve onunla konuşmuştur. Süleymaniye Camisi Bizans’tan Osmanlı’ya yaşamsal sürekliliğin belki de en önemli göstergesidir; hem alabildiğine özgün bir tasarım hem de kültürlerarası bir iletişimin öznesidir. Bu bağlamda Süleymaniye yalnız Sinan’ın dehasını ortaya koyan eşsiz tasarımıyla değil bin yıllık bir geçmişin, birikimin değerleriyle de anlam yüklenmiştir. Nitekim Mimar Sinan’ın iki görkemli yapıtı Süleymaniye ve Selimiye Külliyeleri UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesine alınmış ve böylece bu mimarlığın “insanın yaratıcı dehasının başyapıtları” olarak “üstün evrensel değer” taşıdığı tüm Dünya tarafından kabul görmüştür.


“HİÇBİR YAPITI DİĞERİNİN KOPYASI DEĞİLDİR”

Sinan’ın mimarlığı bilim insanları tarafından ayrıntılı olarak araştırılmakta ve tasarımından yapım sistemine, topoğrafyaya oturma biçiminden kentle kurulan ilişkiye, malzeme seçiminden işlevsel kurguya pek çok farklı boyutta çalışmalar ortaya konmaktadır. Sinan’ın mimarlığını anlamlandıran yayınları okumak, eserlerini gezerek yaşayarak içselleştirmek her mimar için eşsiz bir deneyimdir. 500 yıl öncesine uzanan bir zaman diliminde yaratılmış olan bu mimarlık bize ışık tutmakta; bir yandan içimizde görkem ve yücelik duyguları oluştururken bir yandan da odağına insanı alan hümanist mekân kurgularıyla estetiğin insana uzattığı eli simgelemektedir. Sinan mimarlığının belki de en önemli özelliği, her bir yapısının “o” yere özgü tasarlanmış olması ve” biriciklik” değeri taşımasıdır. Hiçbir yapıtı bir diğerinin kopyası değildir ve bulunduğu mahalleye de kente de bir imge değeri oluşturur. Mimar Sinan’ın mimarlığı aynı zamanda döneminde yaşanabilir kimlikli ve nitelikli mekânları tanımlamıştır ki bugün halen bu yapılarda bu mekân deneyimini yaşayabiliriz.


“KENTLERİMİZ PLANSIZ VE PROGRAMSIZ YÜRÜTÜLÜYOR”

Çok acı bir biçimde yaşadığımız 6 Şubat Kahramanmaraş ve 20 Şubat Hatay depremleri güneydoğu coğrafyamızı yerle bir ederken bizler bir kez daha rant hırsıyla plansız programsız büyütülen kentlerimizde, bir aidiyet duyusu oluşturmayan kimliksiz beton yapılarla donatılmış geniş yerleşim alanlarının önce yıkık halini sonrasında da adeta ay yüzeyi gibi tanımsız bir boşluğa dönüşmüş durumunu deneyimlemek zorunda kaldık. Depremden bu yana geçen bir yılı aşkın sürede de maalesef rantla sarmalanmış plansızlık zihniyetinin devam ettiğini gerek yasal düzenlemelerde gerek mimarlık hizmetlerinin tanımlanmasında tekrar tekrar yaşadık, yaşıyoruz. Ülkenin farklı bölgelerinde yaşanan büyük orman yangınları, seller, maden kazaları gibi her türlü doğal ya da insan kaynaklı afetin yapılı ve doğal çevreyi yok etmesinde, can kayıplarında da bu rant odaklı ve ÇED süreçlerini yok sayan politikalar başat etmendir.


“MESLEKİ MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Mimarlığın yaratıcı süreç ve uygulama sırasında karşılaştığı yıpratıcı ve dönüştürücü ortamda, tüm zorlu koşullara karşın Mimar Sinan’ın mimarlığının öncüllerinden ardıllarına her bir kültür varlığımızın değerinin bilincinde olarak, tarihi yerleşimlerimizden çağdaş yaşam alanlarımıza tüm kentlerimizin özgün kimliğini sürdüren sağlıklı güvenli yapılı çevrelere dönüşmesi ve insan onuruna yaraşır yaşanabilir yerleşimler olabilmesi için mesleki mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

Koca Sinan’ın insanı önceleyen mimarlığının izinde Mimarlar Odası kuruluşunun 70. yılını kutlarken 29 şubesi ile Türkiye’nin her yerinde, bilimi önceleyen, kamu yararını gözeten insan odaklı tutumunu kararlılıkla sürdürecektir.


 

DİĞER HABERLER

15 Günlük Hava Durumu I Adana
15 Günlük Hava Durumu I Adana
7 Kasım 2024 Perşembe