4 yıl 7
ay 14 gün Adana Valiliği yapan Abidin
Paşa, Seyhan nehrinin ıslahı, Adana vadisinin sulanması için büyük çaba sarf
etti. Arazi Kanunun öngördüğü şekilde bataklıkların kurutulması ve ıslahı için
çalıştığı gibi Rüştiye binası ile saat kulesi yaptırarak Abidin Paşa Caddesi’ni
açtırdı.
Gazette
olarak, Osmanlı döneminde iz bırakan devlet adamlarını gündeme getirmeye devam
ediyoruz. Abidin Paşa'nın yaşadığı dönemde nasıl bir hayatının olduğunu,
Adana'da görevde bulunduğu süre içerisinde hayata neler geçirdiğini siz
okurlarımız için araştırdık.
ABİDİN PAŞA'NIN HAYATI
Arnavutluk
ileri gelenlerinden Prevezeli Ahmet Dino Beyin oğlu olan Abidin Paşa, 24 Mart 1843
tarihinde Preveze'de doğdu.
7
yaşında Türkçe ve Rumca okumaya başlayan 9 yaşında Preveze"de Kaleiçi
Mektebine devam eden Âbidin Paşa, medrese tahsili çerçevesinde sarf, nahiv,
mantık dersleri alır; Gülistan ve Hafız-ı Sirazî"nin Dîvân"ını okur;
hesap, coğrafya ve kozmografya ilimleri ile ilgilenir.
Yunanca
eserleri takip eder ve Fransızca dersler alır. Memleketinde iyi bir tahsil
gördükten sonra 1863 yılında İstanbul'a gelir ve Arnavut soyundan olanların
Saray Muhafızlığı hizmetlerine tercihli olarak alınmaları sebebiyle 1866
yılında Silahşorluk hizmeti ile saraya girer, iki yıl kadar bu hizmeti sürdürdükten
sonra, sırasıyla Preveze mutasarrıf muavinliği, merkez kaymakamlığı ve
mutasarrıf vekilliği görevlerinde bulunan Âbidin Paşa, İstanbul'a dönüp Aydın
ili maiyetine verilmiş, 1872 yılında İzmir Hukuk Temyiz Meclisi ikinci
reisliğine ve yeni kurulmuş olan Hukuk Komisyonu başkanlığına tayin edilmiştir.
Bu komisyonun kısa bir müddet sonra ilga edilmesi üzerine Sofya
mutasarrıflığına tayin edildiyse de oraya gidemeden Erbaa, Tekfur dağı ve Varna
mutasarrıflıklarıyla görevlendirilmiştir. 1873 yılında ise ilk resmi borsa
komiseri olarak İstanbul Borsa komiserliği görevine getirilmiştir.
II.
Abdülhamid'in emriyle iki dereceli mebus seçimleriyle ilgili nizâmnâme
taslağını hazırlamış, 93 harbi sırasında Yanya"da kurulan Sevkiyyât ı
Askeriyye Komisyonu başkanlığı ve Yenişehir mutasarrıflığı görevi kendisine
verilmiştir. Doğu ıslahat hareketleri için Diyarbakır"a gönderilen Âbidin
Paşa, daha sonra Rumeli beylerbeyi unvanıyla Sivas komiserliği ve valiliğine,
altı ay sonra da Selanik valiliğine tayin edilmiştir. Âbidin Paşa,1880 yılında
3 ay kadar Hariciye Nazırlığı yaptı.
ADANA'DA BAŞARILI İŞLERE İMZA ATTI
Abidin
Paşa, Mecidî nişanı ile 23 Ocak 1881 tarihinde Adana Valiliği’ne atandı.
Adana’da önemli başarılara imza attı. Seyhan nehrinin ıslahı, Adana vadisinin sulanması için büyük çaba sarf
etti. Arazi Kanunun öngördüğü şekilde bataklıkların kurutulması ve ıslahı için
çalıştığı gibi Rüştiye binası ile saat kulesi yaptırarak Abidin Paşa Caddesi’ni
açtırdı. Birçok araziyi satın aldığı
gibi, ıslah etmesi için devletçe kendisine arazi verildi. 4 yıl 7 ay 14 gün kaldıktan sonra ikinci defa olarak 30
Eylül 1885 senesinde Sivas Valiliğine tayin edildiyse de bir sene sonra Ankara Valiliğine
getirildi. Sekiz sene kadar bu vazifede bulunan Abidin Paşa, 1894 senesinde
Cezayir-i Bahrisefid (Akdeniz adaları) valiliklerine atandı.
15
Rebîü"l-evvel 1324-/09 Mayıs 1906 günü, Yıldız sarayında, Sadrazamlık
görevine getirilmesi beklenirken, Yemen işlerini ıslahla ilgili komisyonda
yapılan görüşmeler sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir. Âbidin
Paşa Fatih Türbesi avlusunda metfundur.
KÜLTÜR VE SANAT YAŞAMI
Abidin
Paşa vazifeli bulunduğu yerlerde idareciliği ve davranışları ile kendini halka
sevdirmişti. Ana dili Türkçeden başka Arapça, Farsça, Arnavutça, Fransızca ve
Rumcayı çok iyi bilirdi. Rumca şiirleri İstanbul ve Paris’te yayınlanmıştır.
Abidin
Paşa, Mesnevi-i Şerif’in birinci kıtasının şerhini yapınca, bir nüshasını da Cevdet
Paşaya göndermişti. Cevdet Paşa, onu, böyle bir şerhi, özellikle devrin diliyle
yazmasından dolayı takdir etmiştir. Fakat Cevdet Paşa asıl konuya Abidin
Paşanın; "Mesnevi-i Şerif, altı ciltten ibaret olup, altıncı cildin nısfı
sanisiyle yedi cilt üzere bulunur.” demesi üzerine geçmiş ve bütün mesnevilerin
altı cilt olduğunu belirterek düzme olan yedinci cild üzerinde geniş olarak
durmuştur. Paşa, çeşitli cephelerden bu cildi ele almış ve Celaleddin-i Rumi
hazretlerinin olmadığını ispat etmiştir.
Abidin
Paşa da üçüncü defa bastırdığı encümenin birinci cildinde Cevdet Paşanın bu
haklı tenkidi karşısında eski fikrinden dönmüştür.
Abidin
Paşa, Mesnevi şerhinde, Mesnevi’nin birinci beyti olan:
Bişnev
ez ney çün hikayet miküned, Ez cüdayiha, şikayet miküned.
“Dinle neyden nasıl anlatıyor, ayrılıklardan
şikayet ediyor.” beytinin
açıklamasını yaptıktan sonra, şerhine başlayarak, ney’in, insan-ı kamil
olduğunu dokuz şekilde ispat etmektedir. Bunlardan birincisi şu şekildedir:
“Neyden
maksad, arif ve akıllı insandır ki, ağzından daima aşıkane, leziz ve manidar
sözler çıkar."
Bu
beytin ikinci mısraında “Ez cüdayiha şikayet miküned” (Ayrılıklardan nasıl şikayet ediyor) buyrulması,
arifin, yani Allah adamının ruhani alemden ayrılıp dünyada bulunmasından,
kendini gurbette hissetmesinden ve üzücü, daima değişip duran hadiselere
giriftar olmasından şikayet etmesidir.
Alem-i İslam'ı Müdafaa (1897-1898): Bir Hıristiyan
papazın Kur’an-ı kerim hakkındaki görüşlerine cevaptır.
Meâli-i İslâmiyye (1898-1899): İslam dininin değeri
ve üstünlükleri hakkındadır.
Saadet-i Dünya (1894-1895): Ahlakla ilgilidir.
Kaside-i Bürde Şerhi (1894-1895)
6 DİL BİLİYORDU
Arnavutça
ve Türkçe haricinde Arapça, Farsça, Fransızca ve Yunanca bilen Abidin Paşa'nın
yazar olarak en önemli eseri Mevlana'nın Mesnevi'sinin Osmanlıca tercümesi olan
Tercüme ve Şerh-i Mesnevî-i Şerif adlı eseridir.
ABİDİN PAŞA'NIN SOYAĞACI
Gül
Hanım ile evli bulunan Âbidin Paşa, iki oğlan ve iki kız babasıdır. Kızlarından Halide Hanım, Dervîş Paşa ile;
Nefise Hanım, Nuri Beyle evlenir. Nuri Bey, edebiyat, sanat, siyaset ve hukuk
alanında tanınmış kişilerin babasıdır. Milletvekili ve gazeteci Celal Nuri,
karikatürist Sedat Nuri, gazeteci ve hukuk profesörü Suphi Nuri bu zatın
çocuklarıdır. Âbidin Paşa"nın oğullarından Salim Beyin çocuğu olmaz. Diğer
oğlu ise Âbidin Dino"nun babası Rasih Bey"dir.
Abidin
Paşa Adana Valisi iken, Rasih Nuri İleri'nin de büyükbabası olan Mustafa Nuri
Bey de Adana vali muavinidir. Abidin Paşa büyük kızı Nefise'yi (Abidin Paşa'nın
Gül Hanım'dan Nefise Hanım dışındaki çocukları Rasih, Sabire (Talu'ların
büyükannesi) ve Halide'dir) Mustafa Nuri Bey'le evlendirir. Çiftin, Jön Türk,
Ati, İkdam ve İleri gazetelerinin yazarı, daha sonra da Yılmaz adlı gazeteyi
çıkaran, Osmanlı Meclisi'nde Misak ı Milli'yi oylayan vekillerden biri olan,
Malta'ya sürgün edilen ve Birinci Meclis'te Anayasa Komisyonu Başkanı olan
Celal Nuri, karikatürist olarak tanınan, İstanbul Radyosu'nun kurucusu Sedat
Nuri ve Prof. Suphi Nuri İleri adında üç çocuğu olur: "Bir arkadaşım,
Trakya Paşaeli Müdafaa i Hukuk Cemiyeti'nin Celal Nuri amcamı Avrupa ve
Amerika'ya delege olarak yolladığının mazbatasını verdi bana. Delege olarak
gittiğini bilmiyorum. Belge ilginç bir belge. Eski arkadaşım Mihri Belli'nin babası
Hayrettin Belli, Şakir Kesebir, Öztrak'ın imzaları da var belgede." Rasih
Nuri İleri'nin babası olan Suphi Nuri Bey ise, Fransa'da doktorasını yaptıktan
sonra 4. Orduda Hecinsüvar Bölük Komutanı olarak Kanal Seferine katılan ve
Cemal Paşa'nın karargahında adalet ve istihbarat şube başkanı olarak vazifeler
gören birisidir: "Şam'dan ordu hazinesini kaçırıp Halep'e, Mustafa Kemal
Paşa'ya teslim ediyor." Mütarekede İhtiyat Zabitleri Genel Sekreteri olan
Suphi Nuri İleri, Sosyalist Partisi Genel Sekreterliği de yapar: "İngiliz
arşivlerine göre Atatürk'ün Avrupa'daki temsilcisi olarak gösteriliyor. İki
pasaportu var bende. Bir tanesi Bekir Sami imzalı. Lozan Konferası'na da
katılmış birisi. Atatürk, Ati gazetesinde babamın imzasıyla Suriye Savaşı hakkında
birkaç yazı yazıyor. Bir de Mustafa Kemal'in, İşgal Kuvvetleri İtalyan delegesi
Comte Sforza ile yaptığı anlaşmaya göre Cami Baykut'la beraber, İzmir'in
işgalinden önce İtalya'ya gidip silah alıp İzmir'e getirmişlerdir. Fakat İzmir
yönetim makamları silahları almayı kabul etmemiş. Onun üzerine silahlar Ödemiş
civarlarından sahile çıkartılmıştır. Atatürk'ün oradaki planı adeta İstiklal
Savaşı'nı önleyici bir plandır, İzmir'in işgaline karşı bir tertibat olarak...
Oysa İtalyan'ların niyeti başka idi. Ben Cami Baykut'un (sonradan 1. Meclis'te
İçişleri Bakanı) arşivini gördüm. Babamla olan hareketten sonra iki defa daha
Cami Bey İtalya'ya gidip silah almış. Türk tarihinde o kısım nedense pas
geçiliyor. Babam siyasi meselelerden pek bahsetmezdi. O dönem eski İttihatçılar'ın
bir sır kavramı vardı." 1924'te bir akşam gazetesi çıkaran İleri,
eleştirilerinden dolayı Elazığ İstiklal Mahkemesi'ne gönderilir: "Babamın
elinde İsmet Paşa'nın 'beraat edilmenizi ümit ederim' diye bir telgrafı vardı.
İsmet Paşa'ya Atatürk yazdırmış o telgrafı. Böylece babam beraat etti, Babam
ondan sonra politikadan küstü."
Müslüman
ve Hıristiyan Ortodokslar'ın mübadelesi için kurulan komisyonlardan
Midilli'deki komisyonun başkanlığını da yapan Suphi Nuri İleri, daha sonra
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Yüksek Ticaret ve İktisat fakülteleri
ile Maltepe Askeri Lisesi'nde ders verir. Yine bir gazetede Osmanlı
emperyalizmi ile Alman emperyalizminin farkları üzerine, Türkiye'yi öven bir
yazı yazınca üniversiteden kovulur. Tan olayından bir gün sonra da vefat eder.
SÜRGÜN ÜSTÜNE SÜRGÜN YERLER
Abidin
Paşa ailesinin bir özelliği de sürekli sürgün yemesidir: "Ailenin
genlerinde var haksızlığa karşı olmak. Abidin Paşa'nın babası Konya'da sürgünde
ölmüş. Abidin Paşa, Hariciye Vekili iken sürgüne gönderilmiş ve anasının
cenazesine dahi gelmesi yasaklanmış. Bir taraftan Kuva i Milliyecilik öteki
taraftan da bir solculuk var. Aynı zamanda solculuk ve komünistlik de..."
Suphi
Nuri İleri evliliğini ise, yine aynı aileden olan Leyla Hanım'la yapar: "Anne
ve babam kardeş çocuğu. Anne tarafından dört aile var. Dino'lar, Cabbar'lar,
Gazi Turhan'lar ve Aslanpaşa'lar; bunlar Çorumlu Demirtaş Umur Bey'e dayanır.
Aile içi evlilikler toprağın bölünmemesi için kuraldır."