Çukurova Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Gürçınar'la tarihi dokunun bozulmadan Tepebağ'ın nasıl restore edilebileceğini ya da turizme kazandırılabileceğini konuştuk. Gürçınar'a göre, günümüzde tarihi kent dokusunu oluşturan sivil mimarlık örneklerinin önemli bir bölümü yok olmuş durumda. Tepebağ da bunlardan birisi ve belki de en önemlisi.
Bu yapıtların herhangi bir çağdaş fonksiyona yönelik olmayan fakat sırf onarmış olmak için yapılacak restorasyonların, herhangi bir işleve cevap veremeyecekleri için yine terk edilip boş bırakılacağını belirten Prof. Dr. Yusuf Gürçınar, buna rağmen tarihi konut mekanlarının şehrin en prestijli konut bölgelerinden biri haline getirilebileceğini söylüyor. Peki Tepebağ nasıl kurtulur? İşte bu sorunun yanıtını Prof. Dr. Yusuf Gürçınar'la yaptığımız röportajın satır aralarında bulacaksınız.
MY: Tepebağ Türk mimarisinin aslında en güzide örneklerinden biri. Bu mimarinin tarihi geçmişinin hangi dönemlere uzadığını kısaca özetleyebilir misiniz?
YG: 14'üncü yüzyılda Ramazanoğulları'nın, 15'inci yüzyılda Osmanlı idaresine geçen Adana, 19'uncu yüzyıla kadar kentsel gelişim gösterememiş, 19'uncu yüzyılda pamuk ekim alanı olarak seçilmesi nedeniyle ekonomisi canlanmış ve kent gelişmeye başlamıştır. Adana'da yaklaşık 19'uncu yüzyılın ikinci yarısına kadar kerpiçten, tek katlı, toprak damlı, sokak cepheleri penceresiz, tüm hacimlerinin Güney'e yerleştirilen iç avluya yönlendirildiği evler yapılmıştır. Bu tarzdaki evlerin Adana civarındaki köylerde halen yapıldığı saptanmıştır. 11'inci yüzyıldan sonra karakteristik özelliklerini kazanmaya başlayan Türk mimarisinin 19'uncu yüzyıldan sonra çok güzel örnekleri Adana'da yapılmıştır.
MY: Tarihi kent dokusunu oluşturan sivil mimarlık örneklerinin günümüzde yok olmasının nedenleri nelerdir?
YG: Günümüzde tarihi kent dokusunu oluşturan sivil mimarlık örneklerinin büyük bölümü yok olmuştur. Tarihi çekirdek bakımsız kalmış, geleneksel konut mimarisinin en güzel örneklerinin bulunduğu mahalleler fakirleşmiştir. Eski Adanalı aileler bozulan çevre, eskiyen konutlar ve prestijini kaybeden bölge nedeni ile evlerini kendi içinde bölümlerine bölmekte ve düşük gelirli ailelere ve özellikle kırsal kesimden şehre göç etmekte olan ailelere kiraya vermekte veya satmaktadır. Kendileri ise daha yüksek konfor şartlarını temin edebileceklerini zannettikleri yeni yerleşim bölgelerine yerleşmişlerdir.
MY: Bu durum mevcut dokuyu ne derece olumsuz etkilemiştir?
YG: Bir konutta birden çok ailenin oturabilmesi için konut içleri sık sık müdahalelere uğramakta, özellikleri sürekli olarak değiştirilmekte, evlerin çoğu bakımsızlıktan ve yanlış müdahalelerden dolayı yıkılma durumuna gelmektedir. Bunun dışında kentin ticari dokusu içerisinde kalan tarihsel kentsel alanlardaki konutların büyük bir bölümü üzerinde inşaat yapma hakkı olmasına rağmen otopark işletmesi olarak kullanabilmek amacı ile sistematik şekilde yıkıma maruz kalmıştır.
MY: Peki şimdiye kadar hiç bir şey yapılmadı mı ya da yapılamadı mı? Nedir Tepebağ'ı kaderine terk eden gerçekler?
YG: Kültür Bakanlığı hasarlı olan bu binalardan bir tanesini restore ettirerek Adana Karacaoğlan müzesi olarak kullanıma açmıştır. Adana Büyükşehir Belediyesi bu binalardan bir tanesini restore ettirerek Adana Sinema Müzesi olarak halkın kullanımına açmış ve bunlardan bir tanesi bir işadamı tarafından butik otel olarak restore ettirilerek işletmeye açılmıştır. Bu örnekler söz konusu tarihi değerdeki geleneksel konutların kısa zaman içerisinde müdahale edilebilmeleri durumunda kurtarılabileceklerini, dünya kültür mirasına kazandırılabileceklerini göstermektedir.
MY: Anlattıklarınız güzel örnekler. Ancak ne derece yeterli? Başka neler yapılmalıdır?
YG: Bu yapıtların herhangi bir çağdaş fonksiyona yönelik olamayan fakat sırf onarmış olmak için yapılacak restorasyonlarının, herhangi bir işleve cevap veremeyecekleri için yine terk edilip boş bırakılmalarına ve yeniden harap olmalarına yol açabileceği de unutulmamalıdır. Kent bütününde toplumsal-ekonomik-kültürel ve fiziki mekan çözümleri aranmalı ve bu çerçeve içerisinde kent tasarımının da gerçekçi bir yaklaşımla eski yapılara yeni fonksiyonlar verilerek güncel kullanıma olanak verecek çözümler aranmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.
MY: Başka neler yapılmalıdır?
YG: Bu yapıtların herhangi bir çağdaş fonksiyona yönelik olamayan fakat sırf onarmış olmak için yapılacak restorasyonlarının, herhangi bir işleve cevap veremeyecekleri için yine terk edilip boş bırakılmalarına ve yeniden harap olmalarına yol açabileceği de unutulmamalıdır. Kent bütününde toplumsal-ekonomik-kültürel ve fiziki mekan çözümleri aranmalı ve bu çerçeve içerisinde kent tasarımının da gerçekçi bir yaklaşımla eski yapılara yeni fonksiyonlar verilerek güncel kullanıma olanak verecek çözümler aranmasının faydalı olacağı kanaatindeyim.
MY: Son olarak maddeler halinde bize sıralar mısınız? En etkin çözümler ne olabilir?
YG:Tarihi konut mekanı şehir içerisinde en prestijli konut bölgelerden biri durumuna getirilebilir. Eski eserler yeşil alanlar içine alınarak hem korunabilir, hem şehrin içerisindeki yeşil alan oranı artırılabilir. Turizmi canlandırıcı ve dolaylı olarak ekonomik gelişmeye katkıda bulunacak bir kültür, eğlence ve geçici konaklama bölgesi haline getirilebilir. Maliyet, geri ödeme ve karlılık fonksiyonlarına ve düşünülen kullanım amacına ve özellikle bölgenin gelişmesi arzu edilen sosyo-ekonomik yapısına bağımlı uzman kişilerce hazırlanmış restorasyon projelerinin kurulacak vakıfların, derneklerin, kurumların ve sağlanacak uzun vadeli düşük faizli kredi ile kültürel varlık sahipleri tarafından da yürütülmesi mümkündür.
MURAT YILDIRIM'IN ÖZEL RÖPORTAJI