Çanakkale
Savaşları'nda, savaş öncesinde Çanakkale Müstahkem Mevkii'nde kurmay başkanı
olarak görev yaptı. Savaş sırasında, Üçüncü Kirte Muharebesi'nde 12. Tümen'e
komuta etti. Birinci Kerevizdere Muharebesi'ni yönetti. Anafartalar Grup
Komutanı Mustafa Kemal'in emrinde 12. Tümen komutanlığını üstlendi.
1920'de
Fransız işgal bölgesinde Kuva-yi Milliye'yi yapılandırmak ve Fransız
yayılmasını önlemek üzere Adana Cephesi komutanlığına atandı. 1921'de Batı
Cephesi'nde 2. Kolordu Komutanı olarak Sakarya Meydan Muharebesi'ne katıldı. Bu
savaştaki başarısından ötürü rütbesi mirlivalığa yükseltildi ve paşa oldu. Daha
sonra Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarlığı görevine getirildi. Büyük Taarruz ve
Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni ilk meclisteki milletvekillerine bildiren
kişi oldu. Mudanya Mütarekesi'nden sonra İstanbul'un askeri denetimi kademeli
olarak Selahattin Adil Paşa komutasındaki 81. Alay'a geçti. Bunun sonucunda
TBMM tarafından İstanbul Komutanlığı görevine getirildi. 23 Eylül 1923 tarihinde
Tümgeneral rütbesindeyken emekliye ayrıldı.
TBMM
IX. Dönem (7 Temmuz 1953 tarihinde istifa etmiştir) Ankara Milletvekilliği,
Ekonomi Komisyonu Başkanlığı yapmıştır.
Selahattin
Adil Paşa'nın, Siret Adil Hanımefendi ile olan evliliğinden, üç çocuğu dünyaya
gelmiştir. Adları Saada, Suha ve Semuh'dur.
Anılarını
1983 yılında "Hayat Mücadeleleri" adı altında oğlu Semuh Adil kitap
halinde yayınlamıştır. 2007 yılında Çanakkale'den Mektuplar kitabını da
yayınlamıştır.
Naaşı
Devlet Mezarlığı'na defnedilmiştir.
ÇANAKKALE CEPHESİNDEKİ FAALİYETLERİ
Selahattin
Adil, 12. Tümen Komutanlığını üstlenmek amacıyla İstanbul’dan Çanakkale’ye
hareket etmiştir. Güney Gurubu emrine verilmiş olan 12. Tümenin ilk kademesiyle
9. Mayıs 1915’te Akbaş’ta yarımadaya çıkarılmaya başlanmıştır.
4 Nisan
1915 tarihinde Selahattin Adil’in komuta ettiği 12. Tümen bölgesine bütün
Fransız tümeni ile İngiliz, Royal Naval Tugayı taarruz etmişse de bu kısımda
hemen hemen hiçbir ilerleme kaydedemeyen düşman kuvvetleri yalnızca gurubun sağ
yanında bazı mevzi başarıları elde edebilmiştir.
12
Tümen Seddülbahir gurubuna yapılan bu en büyük saldırıyı, yedekteki alay işe
karışmadan yalnız 34. ve 36. alaylarıyla karşılamış ve geri püskürtmüş olduğu
gibi düşmana ağır kayıplar verdirmiştir. Ayrıca 500 kadar silah ve 7 makineli
tüfek kazandırmıştır. Değerli alay komutanının elinde yetişmiş ve iyi idare
olunmuş olan bu birlikler bu başarıya kadrolarının 114’ünü kaybetmek pahasına
elde etmişlerdir. Bu sebeple Selahattin Adil Paşa’nın tümeni 13 Haziran 1915’te
dinlenmek için gurup yedeğine alınarak yerlerini kuzey gurubundan gönderilen 2.
Tümene teslim etmişlerdir.
21
Haziran 1915’te düşmanın yeni bir saldırısına esasen kuzey gurubunda 19 Mayıs
saldırısında hırpalanmış olan bu iyi yetişmiş mükemmel tümen, Kurmay Başkanı
Yüzbaşı Kamil Bey’in şehit olması merkezde 400 metre kadar bir kısım
siperlerimizi bırakmaya mecbur kalması ve Fransız birliklerinin Kerevizdere
ağzını işgal ve hatta Doğu yamaçlarına geçerek savunma hattımızın gerisini
tehdit etmesi gibi kötü bir durumun meydana gelmesi üzerine 12.Tümen tekrar
eski bölgesine cepheye alınmıştır. Daha sonra 12. Tümen 1-2 Temmuz 1915
günlerinde 83 rakımlı tepenin hemen gerisinde yeni siperler yaparak savunma
hattını tamamlamak ve genellikle mevzilerini düzeltmekle geçirmişti.
17
Haziran saldırısını gurupta bulunan başkumandan vekili Enver Paşa’da
Alçıtepe’den takip etmiş ve 12.Tümene olan güvenini belirtmiştir.Selahattin
Adil Paşa’nın komuta ettiği 12. Tümenin başarı ile neticelendirdiği savaşlardan
sonra kesin bir dinlenmeye ihtiyacı olduğu değerlendirilerek 5 Temmuz 1915’te
yerini guruba yeni katılan 4. Tümene teslim ederek gurup yedeği olarak görev
yapacakken ordu tarafından savaş gurubuna katılması emredilmiş ve güney
gurubundan ayrılarak Bolayır’a hareket etmiştir.
10
Temmuz 1915’ten itibaren parça parça gelen birlikler ile Bolayır iskelesi
yakınlarında çadırlı ordugah kurulmuştur. 7 Ağustos 1915 saat 06.30’da 7. ve
12. Tümenleri ile Anafartalar bölgesine hareketle emir ve kumandayı üstlenmesi
Saros Gurup Komutanlığına bildirilmiştir. Selahattin Adil de saat 07.15’te
aldığı emre uyarak seyyar jandarma taburlarını 6. Tümen emrinde Saros bölgesinde
bırakmış ve sahil gözetlemesine ayrılmış olan taburlarının toparlanmasını
beklemeden yaklaşık 34., 35., 36. Piyade alayları ve bağlı birlikleriyle
yaklaşık saat 12’de Kavaklı-Karaburgaz yönünde 7. Tümeni takip ederek harekete
geçmiştir. Birliklere gereken emirlerin iletilmesi ve yürüyüş kolunun
tertiplenmesinden sonra Selahattin Adil, Kurmay Başkanı ve sınıf arkadaşı
Süleyman Bey’le beraber yolda birlikleri teftiş ederek akşam karanlığı basarken
arazi durumunu görmek üzere küçük Anafarta’ya gelmiştir.9 Ağustos 1915 sabahı
saat 4’te Tekke Tepe’de 35.alay kumandanı ile buluşan Selahattin Adil’in
taburları fundalık sırtlarından yavaş yavaş ovaya inmeye başlamıştır.
General
Hasmilton’un kesin emirleriyle nihayet harekete geçen İngiliz birliklerinin
sırtlara tırmanmakta oldukları, ansızın ve yakından atılan tüfek seslerinden
anlaşılmıştır. Abbas Bey gibi balkan savaşında kendisini tanıtmış bir
alaykumandan8ı elinde yetişmiş ve henüz ateşe girmemiş taze ve dinç bir
birliğin karşıladığı yorgun İngiliz taburları 31, 32ve 53. Tümenin 159. Tugayı
büyük kayıplarla perişan bir halde sırtlarından aşağı atılmış ve iki üç saatlik
bir savaştan sonra 53. alay tarafından Anafarta Ovasının ağaçlık düzlüğüne
kadar atılmışlar, gemilerin devamlı top ateşi korumasına sığınmışlardır. Selahattin
Adil, savaşın başarı ile sonuçlanmasından dolayı ordu Komutanlığının memnun
olacağını beklerken ertesi sabah Liman Paşa’nın azarlaması karşısında şaşkın
kalmıştır. Paşa, bin başı Wilmer tarafından kendisine verilen bilgiye dayanarak
Mastantepe’nin işgal edilmemiş olduğunu bu sebeple raporun doğru olmadığını
sert bir dille bildirmişti.
Selahattin
Adil ise kendi tümeninin iki misli üstün düşmanı nispetsiz bir kayıp farkı ile
kıyıya atmış olduğundan ve tamamen hakim bir duruma geldiğinden dolayı daha
fazla atılgan bir devamın daha tehlikeli olabileceğine inanıyordu. Çok hafif
bir topçu kuvvetiyle, sayıca üstün ve arkasında kuvvetli bir donanma ateşine
dayalı bir düşmana karşı düz ve açık arazide ilerlemenin şimdiye kadar Çanakkale
cephelerinde yapılan deneylerle verdiği ters sonuçlardan dolayı zararlı
olacağını düşünen Selahattin Adil, düşmanın fena şartlar altında yapmak zorunda
olduğu taarruza kolayca karşı koymayı tercih etmişti. Fakat uğradığı bu
muameleden derin bir üzüntü ve tümeninin namı adına büyük bir acı duymuştur. Çünkü
Selahattin Adil, hayatında şan ve şeref ihtiraslarından daima uzak kalmaya
çalışmış ve hangi vazife ise onu bütün gücüyle ve yalnız vatana karşı bir borç
bilerek yapmayı kendine amaç edinmiş ve bu düşünceyle yetişmiş, başkasının lütuf
ve himayesine girmeyi onur kırıcı bulan, bütün sakin ve çekingen tabiatına
rağmen bu kanaat ve düşüncelerine bütün gücüyle sarılmış ve bu yüzden bu haksız
ve hoş olmayan davranışa dayanamamıştır.
21
Ağustos 1915’te II. Anafartalar savaşında 12 Tümen komutanı olarak katılmıştı
Selahattin Adil. Bu savaşta düşman pek ağır kayıplara uğratılarak geri atılmış
ve başarı ümitleri de tamamen kırılmıştı. İngilizlerin asil aile evlatlarından
oluşan Hassa süvari tugayı da siperlerimiz önünde tam anlamı ile erimiş varlığı
kalmamıştı. Anafarta cüzlüğü ve İsmail oğlu yamaçları binlerce düşman cesedi
ile örtülmüştü. 4 Eylül 1915’te Liman van Sanders 12. Tümenin gece yaptığı
taarruz-u keşifler hakkında malumat ister, bu bilgileri İzzettin Çalışlar
vasıtasıyla alır ama Selahattin Adil’den hiç memnun kalmaz ve 8 Eylül günü 13.
Fırka Komutanı Haluk Bey’le yer değiştirir.