Türkiye’nin ihracatında önemli bir yeri olan Adana’da
faaliyet gösteren şirketlerin önde gelenlerini bir araya getiren etkinlikte AYM
ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’yla (SKDM) ilgili bilgiler verildi.
Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ’un ev sahipliğine gerçekleşen buluşmada,
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Etem Karakaya AYM ile SKDM’nin ekonomik
boyutları ve çözüm önerileri üzerine bilgi verirken, Dr. Mahfi Eğilmez de
ekonomi alanında değerlendirmelerde bulundu.

İhracatta Sürdürülebilir Gelecek Adana buluşmasında
görüşlerini paylaşan Garanti BBVA Genel Müdürü Recep Baştuğ, “İklim krizinin
hayati bir sorun olarak her geçen gün derinleştiğinin altını çizmek isterim.
Hepimizin görevi durum daha da kötüleşmeden önlemler almak ve dünyayı daha
yaşanabilir hale getirmek olmalı. Bu kapsamda Avrupa Yeşil Mutabakatı önemli
bir yol planı içeriyor. İşin ekonomik boyutu düşünüldüğünde, Sınırda Karbon
Düzenleme Mekanizması ticaretin kurallarını değiştirecek çok kritik bir başlık.
Sürecin finansal boyutu 1 Ocak 2026’da devreye girecek ve karbon kredisi
alımına başlanacak. Yani bu sürece uyum sağlamak için fazla vaktimiz kalmadı.
İkincisi ise, SKDM dışında, AB kriterleri arasında üretim tekniklerimizi hızla
dönüştürmemizi gerektirecek farklı standartlar da söz konusu olacak.
Dolayısıyla, daha uzun ömürlü, geri dönüştürülebilir, düşük karbon ayak izli
üretim yapmamızın önemi artıyor. Belirlenen kriterlere uygun üretim yapmayan
ihracatçı şirketler ne yazık ki rekabette geride kalacak. Şimdiden hazır olmamız
gerekiyor. Çukurova Bölgesi, üretim kapasitesi, organize sanayi bölgeleri ve
sanayi siteleriyle ülke ekonomimize değerli katkılar yapan bir bölgemiz… O
yüzden bu toplantı serimizin 5.si için Adana’yı seçtik.
Garanti BBVA olarak, iklim kriziyle mücadele konusunda 18
yılı aşkın süredir çalışıyoruz. Bu konudaki sorumluluklarımızın farkındayız.
Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum sürecinde de ülkemizdeki şirketleri
desteklemeyi ve sürdürülebilir yatırımların önünü açmayı önemsiyoruz. Ana
hissedarımız BBVA’nın 2018-2025 yılları arasında 300 milyar Euro’luk
sürdürülebilir finansman sağlama hedefi var. Biz de bu hedefe 2025 yılına kadar
en az 400 milyar TL tutarında destek sağlamayı hedefliyoruz. Şu ana kadar bunun
yaklaşık yarısını gerçekleştirdik. Sürdürülebilir finansman hedeflerimizin yanı
sıra, karbon yoğun sektörlerdeki riskimizi azaltmak konusunda da net
hedeflerimiz var.” dedi.
Recep Baştuğ sözlerini, ekonomiye yönelik yaptığı
değerlendirmelerle tamamladı: “Ekonomi politikalarındaki normalleşmeyle,
öngörülebilirliğin arttığı bir zemin oluştu. Öngörülebilirlik arttıkça mevcut
politikalar da tüm paydaşlarca giderek daha fazla kabul görüyor. Bu yılın pek
çok göstergede dengelenme gördüğümüz bir yıl olmasını bekliyoruz. Ben bu
çerçevede 2 önemli konuya değinmek istiyorum; Birincisi, en önemli konumuz
Enflasyon. Bu konuda kararlı bir mücadele var ve ev ödevlerimiz var. Yılın
ikinci yarısında baz etkisinin de katkısıyla düşüş trendi başlayacak. Ancak,
enflasyon sarmalından kalıcı olarak çıkmamız için, önümüzdeki yıl da aynı
kararlılığın sürmesi ve yapısal reformlarla programın desteklenmesi kritik
önemde olacak. İkincisi, son dönemde programa ve dolayısıyla Türk lirasına
artan güvenin altını çizmek isterim. Yabancı yatırımcının Türk varlıklara
ilgisi özellikle seçimden sonra artmaya başladı. Seçim sonrası 20 milyar doları
bulan bir giriş oldu. Bireylerin yatırım tercihlerinde de, artan oranda
TL’leşme gözlemliyoruz. Bütün bu gelişmeler, piyasa ile barışık adımlar
atılması, ekonomik programın tüm paydaşlarca desteklenmesi, uluslararası ve
yerli yatırımcının güveninin artması oldukça pozitif. İstikrarlı bir şekilde bu
resmi devam ettirmeliyiz. Biz de bankacılık sektörü olarak, programın
gerektirdiği tüm konularda ekonomi yönetimiyle son derece açık bir iletişimle
etkin bir koordinasyon halinde çalışıyoruz.”

Son Dakika Gelişmelerden
Vaktinde Haberdar olmak istiyor musunuz? Google News'te Gazette'ye abone olun.
ABONE OL!