Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarını da eleştiren Başkan Sezer, masa başında oturmakla çözüm üretilemeyeceğine dikkat çekti. Sezer, “ Milli Eğitim Bakanının paydaşlarıyla daha çok istişarede bulunması lazım. Sendikacılarla istişarede bulunuyor ama yeterli değil. Bu biraz dar çerçevede kalıyor. Çünkü daha çok Tufanbeyli’deki okullardan tutun Adana’daki tüm okulları ziyarete gidiyorum. Oradaki insanlarla görüş alışverişinde bulunabiliyorum. O yüzden alanı biliyorum. Alanı bu kadar bilen birisi olarak Bakanlık istişare ederse daha iyi olur” diye konuştu.
Memur-Sen Adana İl Temsilcisi, Eğitim Bir-Sen Adana Şube Başkanı Mehmet Sözer’le yaptığımız röportaj şöyle:
Sayın Sezer sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Eğitim Bir-Sen Adana Şube Başkanlığı olarak görev yapıyorum. Yaklaşık 7 yıldır bu görevi yürütüyorum. Memur-Sen’in de Adana’daki temsilciliğini de yürütüyorum. Eğitim Bir-Sen’de 7 yıl, Memur-Sen’de de 4 yıl olmak üzere bu görevi üstlendik. Aynı zaman da sınıf öğretmeniyim. Kısacası sendikacı olarak gözüksek de hem de eğitimciyim. Şu an profesyonel sendikacı olarak devam ediyorum.
Sendikanıza kayıtlı kaç üyeniz bulunmaktadır?
Şu an Adana’da 12 bin 500 üyemiz var. Türkiye genelinde de 450 bin, 500 bine doğru gidiyoruz.
Eğitim Bir-Sen olarak projeleriniz var mı?
Var. Mesela biz geçen yıl Umre organizasyonu yapmıştık. Bu yılda ikinci Umre organizasyonumuzu yapacağız. Bugüne kadar Adana’da yazılmamış ama biz Eğitimi Bir-Sen’in tarihini yazıyoruz. Bizim Eğitim Bir-Sen’imiz bir ilk. Ankara’da 1992 yılında kuruldu. Tabi Adana’da da daha sonraki aşamalarda kuruldu. 1995 yılından bu yana bir tarihimiz yok, bunu bir kitap haline getiriyoruz. Son aşamaya geldi,inşallah önümüzde ki zaman içerisinde bunu yayınlayacağız. Yöneticilerin kendini güncelleyebilmeleri adına bir projemiz var tabi. Yönetici Akademisi diye bir çalışmamız var.
Öğretmenin maaşları yeterli mi?
Sadece öğretmen maaşı değil, çalışanlarımızın maaşı olarak değerlendirmem gerekir. Cumhurbaşkanımız olsun, Maliye Bakan’ımız olsun ya da Başbakanımız olsun. Türkiye’nin ekonomik olarak iyi duruma gittiğini söylüyorlar. Bizde memur olarak bizde refah payını almak isteriz. Şu ana kadar durumumuz çok kötü değil, ama refah payımızı alırız. Biz her şeyi memurlar alsın diye anlayışımız yok ama devletimiz IMF’ye boyun eğmesin. Ama devletimizin iyiye gitmesini sağlayan memurlarımızdır. O zaman bizim de daha yüksek pay almamız lazım. Şu an o konuda sıkıntı var.
Türk Eğitim-Sen Adana 1 Nolu Şube Başkanı Sayın Selahattin Dolgun, ‘’Memurun bir çırpıda satıldığını’’ ileri sürmüştü. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Hiçbir zaman memurlar satılamaz. Hiç kimse satamaz. Onu kim diyorsa doğru değildir. Kısaca memurlar satılık değildir diyebilirim.
TEOG ’un yerine getirilen yeni eğitim sistemiyle ilgili ne söyleyeceksiniz?
TEOG şu an itibariyle bitti. Milli Eğitim Bakanı sınıfta kaldı, sadece TEOG’da değil diğer uygulamalarda da aynı şekilde. Yeni bir sistemi getirmeye çalışıyorlar. Ama şunu söyleyebilirim, Bakanın açıklamış olduğu yeni sistemle ilgili, bizim de söylemlerimizden bir kısmını orada gördük. 1-2 aydır gündemdeydi biliyorsunuz. Bu sevindirici ama yeterli değil, Milli Eğitim Bakanının paydaşlarıyla daha çok istişarede bulunması lazım. Sendikacılarla istişarede bulunuyor ama yeterli değil. Bu biraz dar çerçevede kalıyor. Çünkü daha çok Tufanbeyli’deki okullardan tutun Adana’daki tüm okulları ziyarete gidiyorum. Oradaki insanlarla görüş alışverişinde bulunabiliyorum. O yüzden alanı biliyorum. Alanı bu kadar bilen birisi olarak Bakanlık istişare ederse daha iyi olur. Biz ücretsiz danışmanlık yapmış oluruz, Bakanlık bunun farkına varamıyor. Bunun özellikle dillendirilmesi gerekiyor, yani istifade etmesi gerekiyor ama istifade edemiyor. Yeni gelecek sistemle ilgili eleştirilerimiz var.
Ak Parti iktidarının sağlıkla ilgili çalışmaları, oldu teşekkür ediyoruz ama, şu noktada eğitim noktasında bir türlü istikrarı yakalayamadık. 15-16 yıl devam eden iktidarda eğitim noktasında da bu başarıyı göstermesi lazım. Maalesef gösteremedi. Tabi orada da insan kaynağı var, burada da tabi sorun nereden kaynaklanıyor bilmiyorum. Bizim gördüğümüz fotoğrafta Bakanlığın paydaşlarıyla istişare etmemesinden kaynaklanan sıkıntılar olduğunu düşünüyorum. Alanı bilmiyorlar, Ankara’da masa başında oturuyor maalesef. Gel, sen Adana’nın güneyine git bakalım. Ya da Tufanbeyli’nin Kirazlı yurduna git, ne yapıyor bu insanlar gör. Göremiyorsa alanları görenlerden istifade etmeleri lazım.
Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?
Yani basının, eğitimle ilgili daha önem verilmesi ve pozitif şeylerin öne çıkarılmasını istiyorum. Tabi eksiklerimiz var, bunlar gizlensin demiyorum. Tabi ama Adana’daki insanların mutlu olmaya ihtiyacı yok mu? O yüzden olumlu şeylerin öne çıkarılması gerek.