“Bilsen
İçimde öyle yıkıntılar var ki
Yapacak mimarı yok” diyen ve duygularındaki yıkıntıları, dizelere dökerek onarmayı başaran bir ozan Ayşe Arabulan.
Duyguları Akdeniz’in suları gibi sıcak, Torosların doruğu gibi yalnız.
Yüzyılımızın insanı insanlıktan uzaklaştıran keşmekeşinde kaybolduğunun bilincinde olan ve “Bul Beni” diye çığlık atan bir ozan.
Duygularıyla bir kenara atılmış kadının feryadıdır Ayşe Arabulan’ın dizeleri…
Geceler, yirminci yüzyıl yalnızlığına yuvarlanmış insanın kendisiyle baş başa kaldığı zamanlardır.
Arabulan biliyor ki, şafağı sökmeyecek hiçbir gece yoktur ve sürekli duygularımızın en umutsuz anına fısıldar; “ne kaldı sabaha…” denmektedir.
Arabulan, kitabın adını “neden Ne Kaldı Sabaha diye soranlara;
Dünyaya bakınca siyahlıklar beyazlıklardan fazla görülüyor, umutsuzluk, yılgınlık, bitkinlik egemenmiş gibi algılanıyor. İnsanlarda bir moralsizlik var; kalabalıklaşan dünyada insanlar yalnız.
Oysa, kendilerini satmış olan bu gece karanlığının sonuna gelinmiştir; biraz sabır, “şunun şurasında ne kaldı sabaha” diyerek insanlığa umut vermektedir.
Daha ilk şiir kitabının yayınlanmasıyla birlikte ikinci şiir kitabının hazırlıklarına başlayan Arabulan, kendisine gösterilen ilgiden memnun olduğunu ve bu noktaya gelmek için desteğini esirgemeyen ailesi, eşi ve dostlarına teşekkür etti.