HABER MERKEZİ- 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen
deprem felaketinde 850 kişinin uzuv kaybı yaşadığı açıklandı. Uzuv
kayıplarının, enkaz altında kalan bireylerde kemik kırıkları, kas ezilmeleri,
yumuşak doku yaralanmalarına bağlı olarak gerçekleştiğini dile getiren Öğretim
Görevlisi Kübra Akkalay, hastaların yeni durumlarına göre çevrelerinin
düzenlenmesi, bedenen ve ruhen sağlık hizmetlerine erişim imkânlarının
sağlanması gerektiğine vurgu yapıyor. Ampütasyon sonrası uzvun bakımının
önemine dikkat çeken Akkalay, protez kullanımına olanak sağlamak için hastaların
bu bağlamdaki bilgilendirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Ortopedik Protez ve Ortez Program Başkanı
Öğretim Gör. Kübra Akkalay, 6 Şubat’ta yaşanan Kahramanmaraş merkezli büyük
depremin ardından uzuv kaybı yaşayanlar için yapılması gerekenler ve protez
kullanımı hakkında bilgi verdi.
Ampütasyonun, bir ekstremite parçasının kemiği ile
birlikte bir kısmının veya tamamının cerrahi yolla vücuttan uzaklaştırılması
olduğunu söyleyen Akkalay, “Ampütasyon uygulanan ve uzuv kaybı yaşayan
bireylerde öncelik, kalan ekstremitenin fonksiyonel protez kullanımına olanak
sağlayacak iyi bir güdük oluşturulmasını gerçekleştirmektir. Ekstremitenin geri
kalan bölümünü hızlı bir şekilde iyileştirip bireyi rehabilite ederek protez
kullanmaya başlamasını sağlamak gerekir.” dedi.
6 Şubat’ta yaşanan ve 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş
merkezli deprem felaketinde yüzlerce kişinin uzuv kaybı yaşadığını hatırlatan
Akkalay, “Yaşanan 7.8 ve 7.7 büyüklüğündeki depremler sonrasında, enkaz
altından sağ kurtarılanların içinde 850 kişide uzuv kaybı oldu. Bu kayıplar, enkaz
altında kalan bireylerde kemik kırıkları, kas ezilmeleri, yumuşak doku
yaralanmalarına bağlı olarak gerçekleşti.” açıklamasını yaptı.
Hastanın fonksiyonel durumunun tespit edilip, detaylı bir
muayene ile hastanın rehabilitasyon programına uyum potansiyelinin belirlenmesi
gerektiğine dikkat çeken Akkalay, “Özellikle depremden etkilenen vatandaşların
bedenen ve ruhen sağlık hizmetlerine erişim imkânları sağlanmalı. Deprem
sonrasında ihtiyaç duyan bireylerin ortez, protez ve tekerlekli sandalye gibi
ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Uzuvlarını kaybeden depremzedelere yönelik
psikolojik destek imkanları, ortez ve protezlerin temini için gerekli kaynak
ihtiyacı sağlanmalı. Yeni durumları göz önüne alınarak tehlikelerden
korunabilecekleri şekilde çevreleri düzenlenmeli. Hastanelerde protez - ortez
yapım ve uygulaması için gerekli hizmet alanlarının açılması gerekir.”
önerilerinde bulundu.
Arta kalan uzuv üzerinde yıpranma, aşınma gibi erken
komplikasyonlar olabileceğine değinen Akkalay, “Oluşabilecek komplikasyonlar
için uzuv bakımı hakkında hastalar bilgilendirilmeli. Güdüğün şekillenmesi,
ödem kontrolü için elastik bandaj uygulaması hastaya öğretilmeli. Eklemde
kontraktür oluşumunu önlemek için doğru oturma ve yatma pozisyonları
gösterilmeli.” dedi.
Akkalay, güdük bakımına yönelik hastanın dikkat etmesi
gerekenleri şöyle ise sıraladı:
“Güdük her gün kızarıklık, sıyrık yönünden gözlenmeli,
ayna kullanılarak güdüğün her yanı görülmeli. Üzerine yara bandı
yapıştırılmamalı. Her gün sabunla yıkanmalı ve kurulanmalı. Güdük çorabı yanık,
yırtık olmamalı. Önerilen egzersizler düzenli olarak yapılmalı.”
Uzuv kayıplarının iş kazaları, mesleki hastalıklar
sonrası, konjanital anomaliler nedeniyle, doğuştan, kazalar veya doğal
afetlerden sonra olabileceğini hatırlatan Öğr. Gör. Kübra Akkalay, “Uzuv kayıp
sebepleri göz önüne alındığında, deprem gibi toplulukları etkileyen felaketler
dışında, erkeklerde daha çok kayıp olduğu görülüyor. İş yaralanmaları, mesleki
hastalıklar gibi durumlara bağlı uzuv kayıplarına 20-40 yaş arası bireylerde
daha sık rastlanılıyor. Çocuklarda ise uzuv kayıplarının doğuştan, konjenital
anomaliler gibi durumlara bağlı olarak gerçekleştiği görülüyor.” dedi.
Teknolojinin gelişmesiyle protez ve ortez alanında
kullanılan cihazların ve malzemelerin de değişime ve yeniliğe uğradığını
kaydeden Akkalay, “İnsan anatomisine uygun, birçok fonksiyonelliği bir arda
sunan protezlerin, daha hafif ve işlevsel ortezlerin yapımı için gelişmeler ve
yenilikler hızla yaygınlaşıyor. Yazılım teknolojisi ile kullanılacak ürünlerin
tasarımı, bilgisayar desteği ile kontrolü sağlanan üç boyutlu ürün tasarımları gerçekleştirilebiliyor.
Ortez-protez biliminde gelişen teknoloji ile hastaya özel sağlık çözümlerinin
daha da geliştirilmesi kolaylaşıyor.” şeklinde konuştu.
Protezlerin imalatından onarımına her aşaması hastaya
özel gerçekleştirilmeli
Kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin planlanıp
uygulamasının tercih edildiğini dile getiren Akkalay, “Kişiye özgü medikal
ürünlerin, belirli bir hastada kullanılmak amacıyla, ölçü ve prova ile üretilip
uygulanması gerekir. Bu protezlerin imalatı, satışı, uygulaması, bakım ve
onarımı hastaya özel olarak gerçekleştirilmelidir. Protezlerin kullanımı için
hastalara provalar yaptırarak adaptasyonları sağlanmalıdır.” açıklamasında
bulundu.
Ampütasyon sonrasında hemen geçici protez kullanımına
geçilebileceği gibi, güdükte dikiş yerleri iyileşip düzgün şekil aldıktan sonra
da protez kullanımına başlanabilir.” diyen Öğr. Gör. Kübra Akkalay, sözlerini
şöyle tamamladı:
“Protez Ortez Yapım ve Uygulama Merkezlerine giden
hastaların kişiye göre ölçü alımı ile soketi oluşturulur. Hastanın fonksiyonel
durumu, mesleki durumu gibi koşullar değerlendirilerek protez parçalarına karar
verilir. Soket ve protez parçaların birleştirilmesi yapılarak, statik ve
dinamik ayarlar yapılır. Hastaya protezin kullanımı ile ilgili provalar
yaptırılarak adaptasyonu sağlanır. Bakım ve dikkat edilmesi gereken hususlar
hakkında Prostetist Ortotist tarafından hastalar bilgilendirilir.”