‘Bu toplumu geremeyecekler’

Başlatılan itibarsızlaştırma çalışmalarında atılan binlerce tweet’in çoğunluğunun karşıt görüşlü insanların oluşturdu. Konuyla ilgili Gazette’ye açıklama yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, “Bu tür şeyler yapılarak toplum gerilsin isteniyor ama bu toplumu geremeyecekler, bizi birbirimize düşüremeyecekler” dedi.

Başkan Kayadan, “Kuva-yi Milliye mücadelesinin başladığı süreçten itibaren Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının da o dönemde ayağına dolanan şeyler olmuştu. Daha Sivas Kongresi yapılırken, çeşitli denemeler olmuştu. Cumhuriyet henüz gencecik bir fidanken, cumhuriyet rejimine ve onun kolluk kuvvetlerine karşı çok ciddi girişimler oldu. Atatürk’e yapılan suikast girişimleriyle, Şeyh Sait İsyanı gibi ayaklanmalarla, Kubilay’ın kafasının kesilerek şehit edilmesi gibi olaylarla bir anlamda emperyal güçlerin maşalığını yaptılar. Bunlar, cumhuriyetin bedelleriydi. Ben, o dönemde bunun ideolojik veya inanç üzerinden yapıldığı kanaatini taşımıyorum. O insanlar adeta maşalık yapıyordu. Neye hizmet ettiklerinin bile farkında değillerdi. Oysa Atatürk kendi parasıyla Kuran-ı Kerim’in Türkçe tercümesini yaptırdı, ilahiyat fakültelerinin açılmasına ön ayak oldu. Dini açıdan ne devlet yapısının ne de kültürel bir yapı olan din yapısının yıpranmasına izin vermedi ama o yoz düşünceli insanlar, eskiden bu yana bu işlerden vazgeçmediler. Bugün de teknolojiyi kullanarak saldırıyorlar” diye konuştu.

Dünya üzerinde değerlerini itibarsızlaştırmak isteyen başka bir toplumun olmadığını dile getiren Kayadan, “Unutulmuş bir halkı kurtuluş için mücadeleye soktuk. Bugün çok şükür bir rejim içerisinde, Misak-ı Milli sınırları içerisinde dünyaya marka olmuş bir ülkeyiz ama Atatürk gibi büyük bir şahsiyete, Atatürk’ün silah arkadaşlarına, düşünce arkadaşlarına bu seviyesiz saldırılar yapılıyor. Bunları yapan insanlar ödüllendirilmek için da bir yerlere yaranmaya veya yamanmaya çalışıyor. Ya da rejim ile, Atatürkçü düşünce sistemi ile hesaplaşması olan kuvvetlerin maşalığını yapıyorlar. Ben bu insanların hem hesaplaşmak isteyen hem de bir yerlere yamanmaya çalışan iki grup olduğunu düşünüyorum. Bu insanlar kendi şahsiyetlerini, kişiliklerini, akıllarını kiraya vermiş durumdalar. Kitap okusalar, belgesel izleseler Atatürk’e yaptıkları haksızlığı anlayacaklar. Bunun vicdanen, aklen hiçbir yerde yeri yoktur. Bunu yapanlar ihanet içerisindedirler. Toplumumuzun değerlerini kirletmeye, itibarsızlaştırmaya gerek yok. Bu şekilde kendi değerlerimize ihanet etmiş oluyoruz” ifadelerini kullandı.

Değerlerimizin yerli yerince ve zamanı geldiğinde kullanılması gerektiğini vurgulayan Kayadan, “Bu tür şeyler Atatürk’ün adını da yıpratıyor. Bu tür hareketler, başka bir şeye hizmet ediyor. Biz, bunu doğru bulmuyoruz. Her şeyi yerli yerinde kullanmamız gerekiyor ama bazı vatandaşlarımız bu konuda bir yanlış, bir eksik içerisindeler. Atatürk’ün her kötü olayda bir başka şahısla karşılaştırılmasına veya Atatürk’ün adını kullanarak ‘beğeni’ toplanmasına karşıyım. Bunlar doğru şeyler değil. Lütfen herkes kendine başka bir argüman bulsun. Değerlerimizi yerli yerince, zamanı geldikçe kullanalım. Atatürk’ün fotoğrafını oraya koyacağına eserlerine sahip çık. Sanal ortamda savaş yaratacağına rejime sahip çık. Ülkemiz için ne kadar faydalı olacağına bak. Bir gencimize burs ver, ders ver. Eğer emekliysen eleğini asma, bir yerlere faydan olsun” dedi.

15 Temmuz hain darbe girişimi hakkında da konuşan Başkan Kayadan, şu ifadelere yer verdi:

“O karanlık kalkışmada da bugün de tutumumuz net. Biz, cumhuriyet rejimine, Misak-ı Milli sınırlarına, bu ülkenin seçilmiş hiçbir mensubuna dışarıdan baskıyla ya da içeriden taşeronluk yaparak silahlarla, karanlık kalkışmalarla, çirkin müdahalelerle baskı yapılmasını istemeyiz, tasvip etmeyiz. Bizim yolumuz, Atatürk’ün ışıklı yoludur. Orada demokrasi vardır, orada vicdan vardır, orada mutlaka hukuk ve adalet vardır. Bunların sağlandığı, tahsis edildiği yerlerde de insanlar barış içerisinde yaşarlar. FETÖ’nün siyasi uzantılarına dokunulamadı, ulaşılamadı. İktidar bu konuda daha cesur davranmalıdır. Hala gerekli yerlere ulaşılamamıştır. Buralara cesaretle ama komisyonlarla, parlamento devreden çıkarılmadan mücadelenin son noktasına kadar gidilmelidir.”