İşte genç ressam Dağcı ile gerçekleştirdiğimiz o keyifli röportaj;
Öncelikle seni biraz tanıyabilir miyiz, Bilal Dağcı kimdir?
Hatay'ın Hassa ilçesinde doğdum. İlkokul ve liseyi Hatay’da okudum
21 yaşındayım. Daha önceleri arada bir çizgi film karakterleri ve grafiti
yazıları yazıyordum.
Resim çizmeye ne zaman karar verdin?
2018 yılında bir arkadaşım yanımda çizerken ondan esinlenmem
ile başladı. Resim çizmeye başlayınca boş zamanlarımı sürekli değerlendirdim. Resimler
yaptım bol bol. Hayata bakış açım çok değişti.
Resim çizmeye başladıktan sonra hayatında ne gibi şeyler
değişti?
Herkes gibi değil de bir olaya daha farklı gözlerle bakmaya
başladım. İnsanların bana olan bakış açısı da çok değişti.
Her ressamın bir tarzı vardır. Senin tarzın nedir, neden bu
tarzı seçtin? Ayrıca kendine rol model aldığın bir ressam var mı?
Her ressamın bir tarzı vardır. Benim de tarzım çizgi oldu.
Kendime rol model aldığım ustalar Rembrandt Harmenszoon Van Rijin, Albrecht
Dürer gibi üstatlardır.
İyi bir insan olmanın kuralları vardır. Peki, iyi bir ressam
olmanın da olmazsa olmaz kuralları nelerdir?
İyi bir ressam olmanın kuraları çok çalışmak, çok okumak. Alçak
gönüllülük, sürekli öğrenmeye açık olmak. Doğayı incelemek ve insanlara karşı mütevazı
olmaktır.
Sana göre sanat ve sanatçı ne ifade eder?
Neyin sanat olup neyin olmadığı tarih boyunca netlik
kazanmış değil aslında. En genel ifadesiyle yaratıcılığın ve hayal gücünün
dışavurumudur ve tanımı sürekli değişmiştir. Kısaca toplum ya da bireyler neyi
sanat olarak algıladıysa, neyi sanat olarak tanımladıysa sanat odur da
diyebiliriz. Bir düşünceyi ya da bir görselliği en güzel şekliyle yansıtan veya
ifade edebilen kişiye de sanatçı diyoruz. Her yaratıcı düşünen insan
sanatkâr mıdır diye sorulacak olursa buna cevap hayır olacaktır. Çünkü her
yaratıcı düşünce sanat olmadığı gibi her yaratıcı düşünen de sanatçı değildir.
Sanatçı olabilecek insanın görsel ya da işitsel olarak estetik öğeler
üretebilmesi gerekmektedir. Üretemeyen insan sanatçı olamaz. Sanatkârlık
eskiden doğuştan gelen bir yetenek gibi kabul edilse de günümüzde sonradan
kendini geliştirerek çok yüksek sanatkârlık seviyesine gelebilen nadide insanlar
olduğunu görüyoruz. Aslında yetenek işi olduğu kadar çok çalışma azmi
gerektiren sanatkârlık kolay bir iş değildir.
Peki, son olarak eklemek istediklerin nelerdir?
Bana kendimi anlatma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür
ederim. Sizin şahsınızda bütün Gazette okuyucularına da Hatay Hassa’dan selamlarımı
gönderiyorum. Sağlıcakla kalın.