İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana bombaladığı Gazze'de Filistinliler, saldırıların yanı sıra yerleşimcilerin baskıları ve beraberinde
getirdikleri sorunlarla mücadele ediyorlar.
Filistin Merkezi İstatistik Bürosu verilerine göre, Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinde yılda yaklaşık 40 milyon
metreküp atık su üretiliyor ve bunun yaklaşık %90'ı arıtılmadan Filistin
topraklarına boşaltılıyor.
İtalyan insani yardım kuruluşu Cesvi'nin 2019'daki
çalışmalarına göre, kişi başına düşen katı atık miktarı Filistinlilere kıyasla
İsrailli yerleşimcilerde daha fazla. Bu da her gün yaklaşık 1200 ton katı
atığın yasa dışı yerleşim birimlerinden ortaya çıktığını gösteriyor.
Norveç Mülteci Konseyi (NRC) tarafından geçen hafta
yayımlanan bir rapora göre, Batı Şeria'daki yerleşimlerden boşaltılan atık
suların çevre üzerindeki etkisi incelendi. Bu çalışmalar sonucunda, atık
suların içinde insan sağlığını tehdit eden bakterilere, ağır metaller ve kimyasal
kirleticilere rastlandı.
Araştırmalar, atık suların tarım alanlarını da olumsuz
etkilediğini gösteriyor. Özellikle Vadi Şakit'teki tarım alanlarında ve
Immanuel'deki sanayi bölgesinde deşarj edilen atık sular, bitki örtüsüne zarar
vererek tarım alanlarını kullanılamaz hale getiriyor.
Kirliliğin etkisiyle ekosistemlerde de değişimler yaşanıyor.
Özellikle Vadi Şakit ve Immanuel sanayi bölgesinde istilacı bitki türlerinin
yayılması gözlemleniyor.
Uzmanlar, bu kirliliğin Filistinliler üzerindeki baskıyı
artırdığını ve iklim değişikliğinin etkileriyle birleşerek daha da zorlu bir
durum yarattığını belirtiyorlar. Bu durum, hem halk sağlığını hem de çevreyi
ciddi şekilde tehdit ediyor.