Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Rabia Eroğlu, ocak ayında ara tatil için Arsuz ilçesindeki evine geldi.
Tatil sürecinde annesi, babası ve Arsuz 4 No'lu Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunda paramedik olarak görev yapan ablası ile vakit geçiren Rabia Eroğlu, Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki depreme ailesiyle evlerinde yakalandı.
Rabia Eroğlu, AA muhabirine, deprem sırasında annesinin yanına gelip kendisini uyardığını, ablası Fatmagül Eroğlu'nun ise kedisi "Dobi"yi bulmaya çalıştığını söyledi.
Babasının o sırada evde olmadığını belirten Eroğlu, "Annem yatağın yanına gidip 'hayat üçgeni' yaptı. Ben de ablamı güvende tutmak için peşinden gittim. Evimizin çökeceğini düşünerek ablamın üzerine kapandım. Bu şekilde depremin bitmesini bekledik." dedi.
Eroğlu, depremden sonra hemen evlerinden çıktıklarını, ablasının arkadaşlarıyla görevlendikleri bölgelere gittiğini, kendisinin de İskenderun ve Arsuz'da enkaz alanlarında gönüllü çalıştığını anlattı.
Depremden sonra ailesiyle Arsuz'da afetzedelere açılan gençlik kampındaki bungalov eve yerleşen Eroğlu, zaman zaman ablasıyla karşılaştığını, kendisine ve arkadaşlarına yardımcı olduğunu dile getirdi.
Eroğlu, şöyle konuştu:
"Bölümüm gereği eğitimleri AFAD'da aldığım için ablamla aynı anda depremden 1 saat sonra sahaya çıkma kararı aldık. Önce İskenderun Mustafa Kemal Mahallesi'nde enkaz alanına gittim, oradaki insanların elinden tutmaya çalıştım. İnsanların hepsi muhtaçtı, bir yardım eli bekliyordu. Girdiğim enkazda depremzedelere ulaşmaya ve ambulans çağırmaya çalışıyorduk. Depremzedeleri içeriden çıkartırken ablamla karşılaştık. Ben içeriden hastaları çıkartıyordum, ablama teslim ediyordum ve ablam da hastanelere yetiştiriyordu. Ablamla sürekli rast geldik."
Abla Fatmagül Eroğlu ise İskenderun'a ulaştığında ekiplerin oluşturulduğunu öğrendiğini, boş bir ambulans bularak çalışmalara katıldığını söyledi.
Kardeşinin de depremin büyük yıkıma yol açtığı Mustafa Kemal Mahallesi'ne yürüyerek ulaştığını sonradan öğrendiğini belirten Eroğlu, "Çıkan yaralıları almak için devriye atıyorduk. Bizi jandarmalar durdurdu, enkazdan yaralının çıkarılacağını söylediler. Sonra bir baktım kardeşim orada. Sonra bizden sırt tahtasını istedi. İçeriden yaralıyı çıkardı." dedi.
Ailesini güvenli bir alana bıraktığını ifade eden Eroğlu, kardeşiyle sadece insanlara yardım etmeyi düşündüklerini belirtti.
Ellerinden geldiğince bunu yapmaya çalıştıklarını anlatan Eroğlu, "Mahşer yeri gibiydi, çok zor ve sıkıntılı şartlarda çalıştık. 5 gün boyunca nöbetten çıkmadık. 120 saat boyunca bilfiil sadece bazen ateş başında ısınarak nöbet tutmaya çalıştık ama çok şükür birçok insanı kurtardık." ifadelerini kullandı. AA