İşte Girişimcilik Uzmanı ve Eğitimci ve Yönetim Danışmanı Örkmez ile gerçekleştirdiğimiz o röportaj;
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Cüneyt Örkmez kimdir?
Cüneyt Örkmez, 1994 yılında Ankara Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra bir Alman kuruluşunda başlayan iş yaşamım, KOBİ’ler ve girişimcilik alanında yürütülen uluslararası projelerle tanışmamı sağladı. O yıllarda Türk ekonomi literatürüne yeni giren KOBİ kavramı ile birlikte, KOBİ’lerin gelişmesi ve örgütlenmesi için yürütülen projelerin içerisinde çalışma fırsatı buldum. KOSGEB, Kredi Garanti Fonu, TOSYÖV, TOBB iş birliğinde birçok etkinlik ve projede çalıştım. 2004-2013 yılları arasında Türkiye’nin önemli KOBİ STK’larından biri olan TOSYÖV’de Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı) Proje, Eğitim ve Genel Koordinatörlük görevlerinde uzun yıllar girişimciler için ulusal ve uluslararası projeler yürüttüm. Türkiye’nin köklü organize sanayi bölgelerinden biri olan OSTİM’de proje yöneticiliği ve koordinatörlük yaptım. Halen kendi alanımda geliştirdiğim eğitimler ve danışmanlık hizmetleri ile kuruluşların, işletmelerin ve insan kaynaklarının verimliliğini, rekabet gücünü ve sürdürülebilir büyümesini amaçlayan çalışmalarıma, yönetim danışmanı, eğitimci ve girişimcilik alanında uzman olarak devam etmekteyim. Son yıllarda özellikle toplumun farklı kesimleri için girişimcilik ve kalkınma temalı projeler geliştiriyor, dış ticaret, yerel ve kırsal kalkınma, kooperatfiçilik, inovasyon ve yaratıcı süreç yönetimi, genç ve kadın girişimciliği, dijital oyun girişimciliği, kültür endüstrileri, pazarlama ve markalaşma gibi konularda programlar geliştiriyor ve uyguluyorum.
Girişimcilik alanında Türkiye’de yapılan çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? Girişimciler yeterince destekleniyor mu?
Girişimcilik çok geniş bir alan ve sektörel bir perspektifte birçok alt başlığı olan bir çalışma alanı. İnsanın, toplumun, dünyanın ihtiyaçlarını karşılayan, hatta yaşamımıza yeni ihtiyaçlar yaratan girişimciler ve KOBİ’ler için, kalkınmayı amaçlayan her ülke gibi bizim ülkemizde de önemli çalışmalar yapıldı. Ben 30 yılı aşkın bir süredir bu alanda yapılan çalışmaların tarihsel süreçte gelişimine farklı projeler yolu ile katkı sağlamış ve bizzat tanık olmuş birisiyim. Girişimcilerin ve yeni bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında kurulan start-upların kendi nitelik, yetenek ve becerilerine uygun, kendi sektörlerinde başarılı olabilmeleri için öncelikle doğru işletmecilik bilgisine sahibi olmaları gerekiyordu. İş fikri geliştirmek, yönetim, üretim, pazarlama, ihracat ve finans gibi birçok fonksiyonu ile başarılı bir işletme kurmak çok kolay olmuyor. Bu açıdan girişimcilik açısında uzun yıllar boyunca yaptığımız çalışmaları özellikle bilgi temelli ve uygulamada girişimciliğin risklerini azaltan çalışmalar olarak görüyorum. Desteklere geldiğimizde çok farklı kuruluşlar ve özellikle kamu tarafında, KOSGEB, TÜBİTAK, KGF gibi kuruluşlar, finans kuruluşları ve KOBİ’ler için oluşturulan uluslararası iş birliği ağları tarafından girişimciliğin yoğun olarak desteklendiğini söyleyebiliriz.
Ülkemizde girişimcilik dediğimizde akla ilk gelen kuruluşlardan biri KOSGEB. Bize biraz KOSGEB’in kuruluş öyküsünden bahseder misiniz? Faaliyetleri nelerdir?
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı yani KOSGEB’in kuruluşu 20 Nisan 1990 tarih ve 3624 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlanması ile gerçekleşti. KOSGEB’in var oluş amacı etkin yöntemlerle ve destek mekanizmaları ile KOBİ’ler ve girişimcilerin yenilikçi, rekabetçi yöntemlerle gelişmelerini sağlamak ve ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasındaki paylarını artırmaktır. Bu açıdan bakıldığında KOSGEB misyonu gereği aslında KOBİ’ler ve girişimciler için tanınması gereken en önemli kuruluşlardan biri olarak öne çıkıyor. KOSGEB farklı başlıklarda özellikle girişimcilere ve KOBİ’lere yönelik hibe, destek ve kredilerle anılan bir kuruluş. İlk defa işletme kurmayı hedefleyen, yeni iş fikirlerini hayata geçirmeyi amaçlayan girişimciler için önemli bir adres olduğu gibi, kuruluşunu gerçekleştirmiş ve hali hazırda belirli bir iş döngüsü içerisinde yaşamını sürdüren, rekabet eden KOBİ’ler için de faaliyetler gerçekleştiriyor, destek mekanizmaları geliştiriyor.
KOSGEB genel olarak hangi işlere destek veriyor? Biraz bilgi verebilir misiniz?
Örneğin bugüne kadar herhangi bir girişimde bulunmamış, hiç şirket kurmamış kişiler için önce uzaktan offline eğitimlerle geleneksel ve ileri girişimcilik eğitimleri ve ardından kurulacak işletmenin sektörüne, faaliyet alanlarına göre kuruluş desteği veriyor. Bu desteği başlangıç finansmanın bir parçası, işletme kuruluş ve performans destekleri olarak tanımlayabiliriz. Mesela en üst aşamada bugün için girişimcilik destek programı ile iş kuran girişimciler 375.000 TL hibeden yararlanabiliyorlar. En alt tutar ise 65.000 TL olarak tanımlanmış durumda. Tabi bu miktarların yeni planlamalar çerçevesinde artırılacağını umuyoruz. Bunun yanı sıra kurulu işletmeler, hali hazırda büyümeyi hedefleyenler açısından da önemli destekler var.
Biraz da gelişme yolunda olan KOBİ’lere yönelik desteklerden bahseder misiniz?
Aslında bu alan KOSGEB dışında, TÜBİTAK ve Ticaret Bakanlığı tarafından özellikle ve önemle üzerinde durulan bir alan. Makro ekonomik politikalar yanında KOBİ politikaları, girişimci ekosistemini iyileştirmeye yönelik çalışmalar, tüm gelişmiş ülkeler için vaz geçilmez kalkınma politikaları olarak öne çıkıyor. Bugün Almanya’nın toplam ihracatının yaklaşık yüzde 70’inde KOBİ’lerin payı olduğunu düşündüğümüzde KOBİ politikalarını kalkınma açısından önemini daha iyi kavramış oluruz. Dünyada özellikle ekonomik kalkınma açısından işletmelerin dışa açılma süreci ve ihracat kapasitesi önemli bir parametreyi oluşturuyor. Bunun için yenilik yatırımları, teknoloji kullanımı, Ar-Ge ve inovasyona dayalı ürün geliştirmek ve ihracat kapasitesini artırmak için teşvik, hibe ve desteklere ihtiyaç duyuluyor. İşte KOBİ’lere yönelik desteklerin farklı kuruluşlar yolu ile, bu denli yoğun desteklenmesinin nedeni bu zorunlu ihtiyaçların karşılanmasını kolaylaştırmaktır. Bu anlamda ihracat, ürün geliştirme, Ar-Ge, nitelikli eleman, makine teçhizat ve iş geliştirmeye dönük KOBİ ihtiyaçları farklı destek başlıkları altında destekleniyor. İşinizi geliştirmek ve müşteri ihtiyaçlarını daha etkin ve beklenen kalite düzeyinde karşılayabilmek için makinaya ihtiyaç var ise bu sizin için önemli bir desteklerden yararlanma ve hibe alma konusu olabilir. Bunu yanı sıra yurt dışı pazar araştırmaları, müşteri ya da alım heyetleri ile görüşmeler yapmak, fuarlara katılmak, daha nitelikli elemanlar istihdam etmek, markalaşma, dijitalleşme süreçleri ile ilgili alanlar yapılacak yatırımlar da destek konusu olabiliyor. Bu konuda KOSGEB, Ticaret Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın tüm girişimci ve işini geliştirmek isteyen KOBİ tarafından daha yakından tanınması ve araştırılması gerektiğine inanıyorum. Yönetim danışmanları olarak halen bu kuruluşlardan yararlanmayı teşvik eden çalışmalar yapmaya devam ediyoruz.
Sizde aldığımız bilgiler ışığında şunu söyleyebilir miyiz? KOBİ’ler ve girişimciler için çok fazla destek var diyebilir miyiz?
Evet çok fazla ve zaman zaman değişikliğe uğrayan bir destek mekanizmasının varlığından ve iş dünyasında yer alan girişimcilerin ve işletmelerin mutlaka bu konuyu yakından takip etmesi gerektiğini söyleyebiliriz.
Desteklerden, hibe ve kredilerden yararlanarak bir iş kurmak için nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle iş fikrinden itibaren iyi bir planlama yapmak gerekiyor. Uzun yıllardan bu yana girişimciliğe en doğru başlangıç ile başarıya ulaşacağına inanarak girişimcilik eğitimlerine çok önem verdim. Türkiye’de gerek bireysel gerekse kolektif girişimciliği destekleyecek önemli eğitim projeleri gerçekleştirdik. 81 vilayetin nerdeyse tamamında yerelden küresele girişimciliğin sosyal ve ekonomik refaha katkı sağlayacak düşünsel ve pratik uygulamalara dayalı altyapısını oluşturmaya çalıştık. Yerel işletmeler, kooperatifler ve dış ticaret yapan firmalar kurduk ve insanlar için yeni iş alanları yarattık. Sizin bu sorunuz için özel İş koçluğu programı geliştirdik. Şu an yeni bir iş kurmak isteyen, bireysel, ortak ya da kolektif her kesimden insana bu anlamda danışmanlık yapıyorum. Yani bir iş kurmadan önce en başında daha fikir aşamasında bizimle iletişime geçiyor, riskleri azaltan, desteklerden yararlanacak ve en önemlisi karlı ve sürdürülebilir bir iş kurmanın ve yürütmenin yol haritası ile yola çıkıyorsunuz. Kurulu işletmeler KOBİ’ler için ise biz bunu yenilik kazanmanın ve karlılığın yol haritası olarak tanımlıyoruz. Bunu için tüm girişimciler ve KOBİ’ler ile, OSB, Ticaret Oda ve Borsaları, Üniversiteler ve Kooperatiflerle, Teknokentlerle çalışmalar yapıyoruz, iş ve proje geliştiriyoruz. Tabi ki burada desteklerden yararlanmak bizim için çok önemli bir aşama. Çünkü bugün rekabet açısından finansmana erişim yöntemlerini bilmek ve etkin kullanabilmek en önemli rekabet avantaj anlamına geliyor. Yatırımlarınız ve performansınız finans kaynaklarınızla şekilleniyor
Genç girişimciler ve kadınlar için destekleri nasıl değerlendirirsiniz? Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Kadın ve genç istihdamı için girişimcilik mükemmel bir kariyer fırsatı. Ne yazık ki hala toplumun büyük çoğunluğu çalışma yaşamını sadece bir iş yerinde çalıştırılmaktan ibaret görüyor. Aslında ülkemiz dünyanın en zengin iş çeşitliliğine sahip olabilecek, girişimcilik ve farklı iş modelleri için sektörel çeşitlilik için inanılmaz bir ülke. Kadın ve gençler için çok önemli iş fırsatları var. Bunun için özellikle yerelde önemli farkındalık çalışmaları yapıyoruz. Günümüzde bilgi iletişim teknolojileri ve dijital olanaklar bir şehirden bir kasabadan bir köyden bile çok karlı iş fikirlerinin kısa sürede önemli oranda gelir yaratabileceğini bize gösteriyor. Son 4 yıl içerisinde kadınların ve gençlerin ağırlıklı olduğu, kolektif girişimcilik olarak tanımlayabileceğimiz 42 farklı kooperatifin kurulmasına, eğitimine ve iş geliştirmesine katkı sağladık. Dijital oyun pazarına genç oyun girişimcileri kazandırdık. Solo girişimler, ortaklıklar yolu ile yerel kadın ve genç girişimcileri, turizmden, gıdaya, makine ve teknoloji ürünlerinden tekstil ve kimyaya, hediyeli eşya ve aksesuardan, savunma sanayine birçok alanda yeni ve başarılı işlerin, işletmelerin kuruluşuna rehberlik yaptık. Bu çalışmalarda KOSGEB, TÜBİTAK, Ticaret Bakanlığı, Kültür Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İŞKUR, Ticaret ve Sanayi Odaları, Belediyeler, Üniversiteler ve unutmadan söylemek istiyorum, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza bağlı Kalkınma Ajanslarımızın çok önemli yardımları oldu. Uluslararası fonlar, AB kuruluşları yanında KAS (Konrad Adenauer Stiftung) gibi ICMPD (International Centre for Migration Policy Development) uluslararası projeler yürüten ve destek veren kuruluşların finans ve bilgi alt yapıları ile proje çağrıları ile kaynakları başarılı sonuçlar elde edilmesinde çok önemli adresler olarak öne çıkıyor. Sağlanan kaynakları en ekonomik biçimde kullanarak genç ve kadın girişimciliğe benzersiz bir katkı sağladığımıza inanıyorum.
Destek mekanizması içerisinde hibelerin yeri ne kadardır ve daha çok neye hibe veriliyor?
Hibe, özellikle devletin gelişmeyi hedeflediği alanlara kendi kaynaklarından sağladığı karışıksız verilen finansman olarak tanımlanabilir. Burada devletin gelişmeyi hedeflediği alanları bir hatırlayalım. Birincisi istihdam ve devlet istihdam yaratacak işlerin desteklenmesinden yana. İşsizlik büyük bir sorun ve buna karşın nitelikli istihdam işletmeler açısından önemli bir maliyet ve bir işçinin çalışmasının bir işletmeye maliyeti bugün asgari ücret çerçevesinde 15.762 TL. Bu anlamda işçi çalıştırabilecek ölçüde kurumsal ve karlı işletmeler devlet tarafından desteğe açık işletmeler olarak tanımlanabilir. İkincisi ihracat ve ihracat bugün için büyümenin ve ülke ekonomisinde zenginleşmenin en önemli göstergesi. Bu da desteklenen işletmeler açısından önemli bir kriter. İhracata yönelik ürün ve hizmet geliştiren işletmeler bundan sonra da desteklenmeye devam edecek. Üçüncüsü bilim ve teknoloji de özellikle dışa bağımlı olduğumuz sektörlerde yapılacak işler de desteklerde öne çıkıyor. Yazılım sektörü, makine, mekatronik, elektronik, tıp ve enerji alanında yapılacak işler yine desteği daha çok hissedecek.
KOSGEB kredileri son dönemde çok gündemde. Bu kredileri biraz açabilir misiniz?
KOSGEB direkt kredi veren bir kuruluş değil. Bankalar yolu ile girişimcilerin bankalardan alacakları kredilerde ana para üzerine verilen faiz, kar paylarını destekler. Üç başlıkta bu kredileri özetlersek, bunları işletme kredileri, makine teçhizat kredileri ve acil destek kredileri olarak tanımlayabiliriz. Miktarı ve ödeme biçimi dönem dönem değişmekle birlikte bahsedilen başlıklardaki alınan kredinin faizi ve kâr payı KOSGEB tarafından karşılanmak, ana parası başvuru yapan girişimci tarafından geri ödeme takvimine uygun biçimde bankaya ödenmek biçiminde sağlanan bir destekten oluşuyor.
Son olarak bu desteklerle ilgili girişimcilere bir öneriniz olacak mı?
Kendi işlerini kurma ve geliştirme yolunda her zaman bizlerle iletişim kurabilirler. Başarıyı tesadüflere bırakmamak için mutlaka ön araştırmalara ve çalışmalara önem vermeliyiz. Planlı ve işinize destek sağlayan kuruluşlarla ve doğru danışmanlarla ilerlediğinizde risklerimiz azalacaktır. Eğitim faaliyetlerini ilerleme yolunda çok önemli bir aşama olarak görüyorum. Yakında duyurularını yapacağımız eğitim, danışmanlık ve iş koçluğu programımızla bireysel ve kurumsal girişimcilik hizmetlerimizden yararlanarak işlerini başarı ile kuracaklarına ve geliştireceklerine inanıyorum. Bu yolla en uygun destekler konusunda rehberlik alacaklardır. Unutmamak gerekiyor ki girişimcilik iş yaşamında en özgür alan ve başarının büyük payı girişimcinin atacağı adımlar ve kararlarla, kendi performansı ile şekilleniyor.