Avrupa’da son ayların en önemli tartışma konularından birinin İskoçya’da gerçekleştirilen bağımsızlık referandumu olduğunu belirten Öğr. Gör. Erhan Ayaz sonuçları açısından bir çok farklı Avrupa ülkesini ve Türkiye’yi de ilgilendiren referandumda % 56’lık oranla “hayır” oyu çıkmasının dikkatli değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Referandum sonuçları sık yaşanacak
Yakın Doğu Üniversitesi,Lefkoşa (Near East University,Nicosia) Basın ve Halkla İlişkiler Dairesi Müdürlüğüne Açıklamalarda bulunan YDE Müdür Yardımcısı Öğrt. Görv. Erhan Ayaz, yalnızca İskoçya’da değil Avrupa’da da bağımsızlık ikilemlerinin sona ermediğine dikkat çekerek “Türkiye medyasında ve yabancı basında çıkan ilk yorumlara baktığımızda İskoçya bağımsızlığa “hayır” dedi gibi başlık ve yorumlar yapılmakta olduğunu görüyoruz fakat konuyu İskoçya Birleşik Krallık’tan ayrılmaya şimdilik “hayır” dedi olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır. Çünkü çıkan sonucu değerlendirdiğimizde “hayır” ve “evet” oranları arasındaki makasın darlığı bağımsızlık tartışmaların devam edeceğini bize gösteriyor. Evet diyenlerin sayısı 1.6 milyon civarında iken hayır oyu verenlerin 2 milyon olduğu ve katılımın %84 gibi Batı ülkeleri için son yıllardaki en yüksek katılıma sahne olan seçim süreci ya da referandumun olduğunu söyleyebileceğimiz İskoçya Bağımsızlık Referandumu’nun sonuçları önümüzdeki günlerde sıklıkla tartışılacak” dedi.
Avrupalı karar alıcıları derin bir nefes aldı
Öğr. Gör. Erhan Ayaz İskoçya’daki sonucun evet çıkması durumunda halihazırda yükselen sağcı, milliyetçi ve populist olarak tanımlanabilecek hareketlerden kuşku duyan Avrupalı karar alıcıların şu an için rahat bir nefes aldığını belirtti. Öğr. Gör. Ayaz “bu referandumun İskoçya’da evet kampanyasını yürüten ve İskoç milliyetçiliğinin önderliğini yapan İskoçya Ulusal Partisi (SNP) için değerlendirecek olduğumuzda referandumu Kanada Quebec’teki gibi daha fazla hak talep etmenin sağlanması yolunda atılmış önemli bir adım olarak görebiliriz. Nitekim Başbakan David Cameron’un referandum sürecinde yaptığı konuşmaların satır aralarında İskoçlara yeni yetkiler verileceğini sezmek mümkündür. Bu açıdan 1997 yılında yapılan ve 129 üyeli İskoç Parlamentosu’nun oluşmasını sağlayan yetki devri referandumunun ardından yaşanan süreçte olduğu gibi İskoçların yeni yetkilere sahip olacağını öngörebiliriz. Bunun neticesinde yetki devirlerinin kısa vadeli çözümler getirdiği ve bağımsızlık taleplerini ortadan tamamen ortadan kaldırmasının da mümkün olmadığı söylenebilir. Referandum bağımsızlık tartışmalarına kısa bir süreliğine mola verilmesi sonucunu doğurabilir. Ayrıca sürecin devam ettiği düşünüldüğünde artık gerek İngiltere ile olan ilişkilerin gerekse İskoçya iç politikasının eskisi gibi olmayacağını da söyleyebiliriz. Aslında referandum sonuçları SNP ve bağımsızlık isteyenler açısından kaybederken kazanmanın bir adımı olabilir ve bağımsızlık mücadelesine yeni bir boyut getirebilir. Bununla birlikte Büyük Britanya ve İskoçya özelinde ademimerkeziyetçilik tartışmalarını “Eğer İskoçya bağımsız olursa, diğer ülkeler de bağımsız olur” şeklinde yorumlara yol açmaması daha doğru olur. Bu çerçevede her ülkenin kendine göre dinamikleri olduğunu gözeterek ademimerkeziyetçilik tartışmaları yapmanın daha doğru olacağı düşünüyorum” dedi.