Klasik bir soru olacak ama sizce kanser neden arttı ve neden kanser oluruz?
Kanser toplumda az bilinen ve çok korkulan bir hastalıktır. Günümüzde sıklığı giderek artmaktadır. Ancak, sıklığı artıyor derken, olumsuz tablo çizmek istemiyorum. Garip bir ironi ile karşı karşıya kalıyoruz. Yaşam kalitesi arttıkça, yaşam süresi uzamaktadır. Ülkemizde ortalama yaşam süresinde bir artma söz konusudur. İnsanlar yaşlandıkça hücreleri kötü yönde değişime neden olmakta ve kendini yenileyememektedir. Ortalama yaşam süresi uzadıkça doğal olarak kanser riski artmaktadır. Bir de en büyük ironilerden biri de şudur; Tıp bilimini ilgilendiren bir çok dalda olduğu gibi tıp teknolojisinde de büyük ilerlemeler gerçekleşmiştir. Tıp alanındaki ilerlemeler, kanser tanısının erken tespit edilmesini sağlamıştır. Hepimizin bildiği gibi, kanser hastalığında erken tanı çok önemlidir. Biliyorsunuz 15- 20 yıl ve daha öncesi erken tanı olanakları bu kadar değildi. Kişilerin kanser olduğu anlaşılınca artık tedavi adına yapılacak bir şey kalmamış oluyordu. Dolayısıyla sayısal olarak bakıldığında kanserli hasta sayısı yüksek gözükmezdi. Kanser, vücudumuzda hücrelerin kontrolsüz bölünmeleri ve çoğalmaları sonucu vücutta oluşan bir arızadır. Yani hücrenin normal seyrini bırakıp çalışma mekanizmasının bozulması sonucu kanser vücutta oluşmaya başlıyor. Kanser hücreleri birikerek tümörleri oluşturabiliyorlar, tümörler normal dokuları sıkıştırıp tahrip edebiliyor. Bu kitleler kan veya lenfler aracılığıyla vücudun diğer bölgelerine de gidebiliyor. Bu yayılmaya ise metastaz deniliyor.
Kanserli hasta sayısındaki artış aldatmaca mı?
Hayır, kesinlikle aldatmaca değil. Ama şu bir gerçek, bu gün tedavi edilen kanserli hasta sayısı geçtiğimiz yıllara göre çok fazladır. Geçtiğimiz yıllarda tedavi edilebilen insan sayısı çok azdı. Kanserli olduğu anlaşılınca birkaç ay sonra yaşamını kaybediyordu. Ancak şimdi öyle değil. Hastalık tedavi edilebiliyor. Yeter ki erken tanı olsun. Yeter ki etkin tedavi yapılsın. Onu kast etmek istedim.”
En büyük etkenin sigara olduğu doğru mu?
Çevresel faktörler ve kötü beslenme alışkanlıkları kanser artışına neden olmaktadır. Beslenmek, biraz da bilinç ile bağlantılıdır. Şu ya da bu ürün demeyeceğim ama maalesef, ağız tadımıza hitap ediyor veya çok lezzetli olduğu için yediğimiz bir çok yiyecek vardır. Bu yiyeceklere konulan katkı maddelerini bilmeden yiyoruz. Kötü beslenme aşırı karbonhidrat ve yağ tüketimi kanserle ilişkilidir. Bu kötü beslenmenin üzerine bir de hareketsiz yaşam eklenince sanki kansere davetiye çıkarılıyor. Aşırı kilolu olanlarda bir çok kanser riskinin arttığı gözlenmektedir. Ama size özellikle sigaradan söz etmek istiyorum. Günümüzde tüm kanser olaylarının üçte biri sigara ile bağlantılıdır. Türü ne olursa olsun bir kanser olayında bakıyorsunuz ki sigaranın olumsuz payı üçte birdir. Sigaraya kanserin baş nedeni diyebilirsiniz. Sigara en çok Akciğer hastalığı ile ilişkilidir, fakat diğer kanserlerin oluşumunda da etkileri vardır. Akciğer kanserinin yaklaşık yüzde 90 nedeni sigaradır. Ayrıca, mesane, gırtlak, yemek borusu gibi birçok kanser türü ile sigara arasında ilişki olduğu bilimsel olarak saptanmıştır.
Kanserden korunmanın yolları nelerdir?
Hazır yiyecekler tüketmeyin. Şeker ve undan kaçının. Katkı maddesi ilave edilmiş paketlerde satılan gıdalardan uzak durun. Bol bol taze ve mevsimine göre meyve ve sebze yiyin. Güneşten doğru zamanda ve yeterli sürede istifade edin. D vitamini alın. Sigara tüketmeyin. İçilen ortamlarda bulunmayın. Radyasyon yayan florasan lambalardan uzak durun. Düzenli uyuyun. Uyuduğunuz odanın karanlık olmasına özen gösterin. Karanlıkta salgılanan melatonin hormonu anti kanser birçok hücreyi yeniliyor. Mikrodalga kesinlikle kullanmayın. Mutfakta güveç, cam, kalay ve çelik tencereler kullanın. Teflon tavaları kesinlikle kullanmayın. Odaların güzel kokması için üretilen spreyleri kesinlikle kullanmayın.
Doktor tarafından hastaya, kanser olduğu söylenmeli mi, söylememeli mi?
Bazı arkadaşlarımız hastaya söylenmesinden yana değiller. Ailesine söylemenin uygun olacağı görüşündeler. Ben söylenmesi taraftarıyım. Hasta en azından gerçekle yüzleşmelidir. Bakın çok zayıf kişiliklerin dışında hastaya söylenmesinin tedaviye de faydası olduğuna inanıyorum. Bence hastalığa yakalanma korkusu, hastalığa yakalanmaktan daha kötüdür. Kanseri korku değil, tedbir önler. Ve yine kanseri korku değil irade ve cesaret yener. Bir hastaya kanserli olduğunuzu söylediğiniz zaman – ki bu elbette hiç de kolay değil – hasta, kendini sorgulamaya başlıyor. Yaşamı, çevresiyle ilişkileri, duyguları vs… Kanserli olduğunu öğrendiği zaman, riskleri soruyor, öğreniyor ve tedaviye yardımcı oluyor. Sadece irade olarak zayıflık gösterenlerde daha farklı tepkiler olabilir. Onlara da psikolojik destek verilmek suretiyle yine de söylenmesinden yanayım.
Radyoterapi veya Radyasyon Onkoloji ne zaman uygulanır?
Kanser hastalarının üçte birinden fazlasına Radyoterapi uygulanır. Radyoterapi, hastalığın tam tedavisi için tek başına kullanılabileceği gibi kemoterapi ile birlikte veya dönüşümlü olarak erken evre hastalıklarında kullanılır. Ayrıca tam tedavi olma olasılığı kalmamış ileri evre hastalıklarında destek tedavi için de kullanılmaktadır.
Vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ediyor, başarılı çalışmalar diliyoruz.
İlginiz için ben teşekkür ederim...