Zeynep Cennet Ünal, mesajında şu ifadeleri kullandı:
"25 Kasım 'Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü' olarak değerlendirilir.
Ancak kadına yönelik şiddetin, hayatın diğer alanlarında yaşanan şiddetten bağımsız ele alınamayacağı ve çözülemeyeceği çoğu zaman gözden kaçmaktadır.
Şiddeti onaylayan, meşrulaştıran zihniyet değişmedikçe kadına yönelik şiddet bitmez. Çünkü şiddet nerede, nasıl, kim tarafından uygulanıyor olursa olsun beslendiği kaynak aynıdır.
Şiddetin bir bölümüne karşı mücadele edip diğer bir bölümüne onay vermek demek 'şiddetten yana olmak' demektir.
Eğer eşimize, arkadaşımıza, çocuğumuza, çevremize, bir gruba, azınlığa ayrımcı davranıyor ve şiddet uyguluyorsak, bize uygulanan her türlü ayrımcı davranışı ve şiddeti meşrulaştıran kültürü kabul ediyoruz demektir.
Tanık olduğumuz şiddete onay veriyor veya sessizce izliyorsak da 'şiddetten yanayız' demektir.
Bir kişinin, topluluğun, halkın doğuştan sahip olduğu hakları kullanmasını engellemek ve bu amaçla şiddet uygulamak da bu hakları şiddet içeren yollarla elde etmeye çalışmak da insanlık suçudur. 'Göze göz, dişe diş' siyaseti ancak hepimizi kör etmeye yarar.
Oysa biz kadınlar biliyoruz ki şiddet şiddeti çözmez, ancak tırmandırır. Şiddetsiz bir geleceğin yolu ancak şiddetsizlikle örülebilir.
Evlerimizi, sokaklarımızı, siyasetimizi şiddetten arındırmanın yolu bize 'haklı şiddet vardır, bazı şiddetler masumdur' diyen zihnimizdeki sesleri sorgulamaktan geçer. Bu sorgulamanın da en yakınlarımızla kurduğumuz ilişkiden başlaması gerektiğini biz kadınlar çok iyi biliyoruz.
Biz artık hayatı yaşanmaz kılan bir şiddet kültürünün mağdurları, uygulayıcıları, tanıkları olmak istemiyoruz. Kimsenin bizim adımıza 'yasal' veya 'yasadışı' zeminde şiddet uygulamasını da istemiyoruz.
Biz yaşamak istiyoruz. Adil, eşit, ayrımsız, şiddetsiz bir dünyada yaşamak istiyoruz.
Tükenen umutları, kaybolan hayalleri hep birlikte yeniden canlandırmak zorundayız. Bunun sorumluluğu en başta hükümet olmak üzere toplumun tüm kesimlerine, hepimize düşüyor.
Kadınların şiddetten kurtulmak için geliştirdikleri yöntemlerin yeni bir dünya hayal etmeyi mümkün kılacağına inanıyoruz. Bu toprakların bu yöntemlere her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.
Gelin BİR OLALIM, şiddetsiz bir kültürü hep birlikte ilmek ilmek örelim.
Sözümüze söz, gücümüze güç katın.