AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Avrupalılar güvenlik konuları olduğunda hemen Türkiye'yi hatırlıyorlar ama 'gelin refahı bölüşelim, gelin demokratik değerleri paylaşalım, gelin demokrasiyi büyütme konusunda aynı masada olalım' deyince Türkiye'ye yer vermiyorlardı. Şimdi yine bir güvenlik krizi çıkınca bütün Avrupa'da gündem Türkiye olmaya başladı." dedi.
Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantının ardından düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iç cephenin güçlendirilmesi çağrısından sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yaptığı tarihi çağrı ve ortaya çıkan iradenin önemine değindi.
Gelinen noktanın dikkatle takip edilmesi, çeşitli provokasyonlara, sabotajlara karşı titiz olunması gereken bir süreç olduğunu vurgulayan Çelik, kardeşliğin yanında durmaya devam edeceklerini, yalan siyasetine, provokasyonlara direneceklerini söyledi.
"Bu düzenin 3-5 senedir dikişleri sökülüyordu"
Çelik, bir diğer gündem maddelerinin ABD yönetimi ile AB arasındaki Ukrayna merkezli başlayan daha sonra NATO ile ilgili gündeme doğru sıçrayan ve giderek daha geniş yelpazede ortaya çıkan tartışma olduğunu aktardı.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan bilinen düzenin sona ermiş gözüktüğünü ifade eden Çelik, şöyle konuştu:
"Bu düzenin epey bir zamandır, 3-5 senedir dikişleri sökülüyordu. Bu düzenin yaşaması ve çalışmasıyla ilgili görevli kurumların etkisizliği, itibarsızlığı, etkinliğinin olmaması uzun zamandır tartışılıyordu ama şimdi gelinen noktada bir tablo ortaya çıkıyor. ABD yönetiminin, Ukrayna-Rusya Savaşı'nı bitirmeyi arzu ettiği yöntemle AB'nin, Ukrayna için güvenlik garantileri ya da Rusya ile mücadeleyi devam ettirme şeklindeki yaklaşımı arasında artık taktik ayrışma değil stratejik bir ayrışma diyebileceğimiz noktaya gelindiğini gösteriyor."
"AB'nin Türkiye'den başka herhangi bir çözüm yolu yok"
Çelik, İslam ve Türk düşmanlığı temelinde yürüyen aşırı sağ siyasetin tezlerine karşı, Avrupa'da merkez sağ ve merkez sol siyasetin yeterli direnç gösteremediğini belirterek, şunları söyledi:
"Bunun neticesinde bugün artık AfD Partisi, Almanya'da ikinci parti durumuna gelmiştir. Bir koalisyon tablosunun ancak mümkün olmasıyla merkez partiler iktidar olabilmektedir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "AB'yi içine düştüğü çıkmazdan sadece Türkiye kurtarabilir." sözlerini anımsatan Çelik, Türkiye'nin tarihi boyunca güçlü bir Avrupa devleti olduğunu vurguladı.
AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları kaydetti:
"Avrupalılar güvenlik konuları olduğunda hemen Türkiye'yi hatırlıyorlar ama 'gelin refahı bölüşelim, gelin demokratik değerleri paylaşalım, gelin demokrasiyi büyütme konusunda aynı masada olalım' deyince Türkiye'ye yer vermiyorlardı. Şimdi yine bir güvenlik krizi çıkınca bütün Avrupa'da gündem Türkiye olmaya başladı. Umarım ki bu sefer sadece savunma meseleleri itibarıyla Türkiye'yi gündemlerine almazlar, Türkiye'yi her bakımdan demokratik değerler, ekonomik refahın büyütülmesi, üst düzey diyalogların başlatılması, sivil toplum diyaloğunun başlatılması, her konuda Türkiye ile net bir iletişim içerisine girerler. AB'nin siyasi kazanımlarını koruması için Türkiye'den başka herhangi bir çözüm yolu yoktur. Türkiye ile işbirliği yapmaktan başka bir çözüm yolu yoktur."
Ukrayna ile ilgili toplanan son zirvede bile AB'nin tam kadro yer alamadığına dikkati çeken Çelik, AB'nin kendi içerisinde bile birliğini sağlayamadığını dile getirdi.
ABD'nin, NATO'daki harcamalar konusunu gündeme getirmesine karşı, üye ülkelerin savunma harcamalarının artırılmasını istediklerini aktaran Çelik, şöyle devam etti:
"Büyük bir silahlanma yarışından bahsediyorlar ama bunlar çözüm değil. Doğru diplomasi, doğru işbirlikleri, siyasi değerler ve bunun üzerine oturmuş bir güvenlik mimarisi ancak bunu mümkün kılacaktır. Yoksa ortada güvenlik olur ama güvenlik mimarisi olmaz. Sadece meseleyi ordular düzeyinde, sadece askeri güç dayanışması düzeyinde düşünerek Avrupa'nın herhangi bir şekilde bu sorunları aşması mümkün değildir. Eğer Türkiye ile doğru ilişki kurabilirlerse bu krizi aşmaları için önemli bir aşamayı geçmiş olurlar."
"Ortaya çıkan mesajlarda genel olarak bir sağduyu görüyoruz"
PKK'ya silah bırakma çağrısıyla ilgili sürecin bir yılı aşkın süredir yürütüldüğü görüşmelere devlet yetkililerinin de katıldığı yönündeki iddialar ile muhalefet partilerinin sürece dair tepkilerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Çelik, şu yanıtı verdi:
"Genel olarak Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu konu ile ilgili yaptığı ilk açıklama dahil olmak üzere büyük oranda bir titizlik, dikkat görüyoruz. Tabii ki temkinli olunacaktır. Tabii ki sürecin bundan sonrasına dönük olarak birtakım hassasiyetler ifade edilecektir. Sonraki aşamalara dönük olarak birtakım yaklaşımlar ortaya koyulacaktır. Ama hep söylediğimiz şey şudur, burada terörsüz Türkiye hedefini karşısına alan bir tutum içerisine kimse girmemelidir. O sebeple de genel olarak ortaya koyulan silahların bırakılması ve terör örgütünün lav edilmesi çağrısından sonra ortaya çıkan mesajlarda genel olarak bir sağduyu görüyoruz."
Çelik, "Devlete, hükümete, Cumhur İttifakı'na dönük, sürecin karşısında ne verdiniz?" sorusuyla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Bu bir al, ver meselesi değil. Bu bahsettiğimiz ilkeler çerçevesinde gerçekleşen bir yaklaşım. Yine birileri de bu sürece dönük konuşurken, devlete birtakım şartlar dayatmaya kalkıyor. Gerek hukuk alanında, gerek siyaset alanında şartlar dayatmaya çalışıyor. Bu iki yaklaşımı da dışarıda tutuyoruz. Bu iki yaklaşım da doğru değil. Özgür Bey'in ilk baştaki söylediği ilk ilk yaptıkları MYK sonrası yazılı açıklama gayet dengeli ve sağduyulu ama ondan sonra 24 saat içerisinde başka söylemler gelmeye başladı. Burada Cumhuriyet Halk Partisi'nin de bu konuların çözümü ile ilgili aslında geçmişten beri yayınladığı raporlar, hatta partinin internet sitesinde epey bir zaman durmuştu. Halen duruyor mu bilmiyorum? Çok ileri ifadeler ve öneriler vardı. Onları Meclis'te de geçmiş yıllarda tartıştık. Yani 15 sene evvel de tartıştık, 10 sene evvel de tartıştık bunları. Ama şimdi Sayın Özel'in bahsettiğimiz Anayasa Mahkemesi'nden üyeler, Yargıtay'dan üyeler ve şuradan işte yüksek yargıçlar bu konuyu çalışıyor gibisinden verdiği bilginin hiçbir gerçekliği yoktur. Hiçbir temeli yoktur. Bu doğru bir bilgi değil."
"CHP'nin terörsüz Türkiye hedefine vereceği katkı son derece önemli"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in, geçmişte dikkatli konuştuğunu ancak son 1,5 aydır Türk Silahlı Kuvvetleri'ni komutanların isimlerini vererek hedef aldığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"'Bana söylediler ya da ben duydum' diyor. Şimdi bakın bu kadar önemli bir bilgiyi ben duydum ya da bana söylediler gibisinden bir çerçevede olmaz. O zaman en basit akıl yürütme şunu söylüyor; geçmişte orduda yer almış, daha sonra emekli olmuş ve şu anda Cumhuriyet Halk Partisi'nde görev yapan birilerinin Özgür Özel'e bir dedikodu aktardığını, onun da bunu bir bilgi zannettiğini ortaya çıkarıyor. Ama siyasetin bu kadar özensiz yapılmaması gerekir. Yani bu hem milletimize haksızlıktır. Hem siyasete haksızlıktır hem Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül veren vatandaşlarımıza haksızlıktır. Örneğin dış politika ile ilgili olarak da 'siz şöyle şöyle yapıyorsunuz' diyor. Peki nereden çıkarıyorsunuz? 'Ben duydum' diyor. Muhtemelen birtakım emekli diplomatların bazılarının işte Cumhuriyet Halk Partisi'nde görev yaparken söylediklerinden ibaret bir şey. Yani bu şekilde politika üretilmez. Bu şekilde politikanın Cumhuriyet Halk Partisi'ne faydası olmaz. Türkiye'ye faydası olmaz."
Çelik, "Türkiye'nin terörden kurtarılması, belli demokratikleşme meseleleri, reformlar Türkiye'nin bir parçasının ya da sadece belli siyasi partilerin değil herkesin meselesidir." ifadelerini kullanarak, "Bu durumlarda buna katkı sağlamak tabii ki doğru eleştiri yoluyla da çok büyük katkı sağlar. Buna ihtiyaç da vardır. Oturup buralarda ortak aklı geliştirmek de son derece kıymetlidir. Bu şekilde farklı bakış açılarıyla konuşmak da son derece değerlidir. Buna da her zaman ihtiyaç duyulur. Bu şekilde anlamlı bir cümle iyi bir analiz, iyi bir dikkat çekme olduğu zaman biz de kulağımızı kabartıyoruz." dedi.
Duyum ve dedikodu üzerinden siyaset yapılmayacağını vurgulayan Çelik, şunları söyledi:
"Bununla siyaset inşa edilmez. Bunlar siyasetin alfabesi temelinde hassas ve dikkatli olunması gereken yaklaşımlardır. Dolayısıyla tabii ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin de terörsüz Türkiye hedefine vereceği katkı son derece önemli olacaktır, son derece kıymetli olacaktır ama bunun doğru bir bilgiye dayanarak ve doğru bir üslupla yapılması son derece önemlidir."
"Cumhurbaşkanı'mızın hangi cümleyi kuracağı zamanla görülecek"
Çelik, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze ile ilgili yapay zekayla üretilen bir videoyu paylaşması ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in bu videoyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tepkisinin ne olacağı yönündeki ifadelerinin anımsatılması üzerine, şu ifadeleri kullandı:
"Sayın Cumhurbaşkanı'mız yüzlerce, binlerce diplomatik müzakereyi yürütmüş, bunlara başkanlık etmiş ve siyasi hayatının bu aşamasında güvenilir bir arabulucu, krizler konusunda güvenilir çözümler üreten bir lider olarak temayüz etmiştir. Sayın Özgür Özel'in ise şimdiye kadar yürüttüğü herhangi bir uluslararası diplomatik girişim yoktur. Herhangi bir diplomasi masasında Türkiye adına oturmamıştır. Dolayısıyla o klip ile ilgili olarak, o klipten yola çıkıp Sayın Cumhurbaşkanı'mızın hangi sözleri söylemesi gerektiğini, hangi sözleri söylememesi gerektiğinin değerlendirilmesi konusunda orası henüz Özgür Özel'in bildiği bir alan değil."
Özel'in CHP ile ilgili konuları yönetmesi gerektiğini dile getiren Çelik, "Cumhurbaşkanı'mızın ne zaman hangi cümleyi kuracağı, nerede hangi tavrı koyacağı zaten zaman içerisinde görülecektir. Bununla ilgili olarak da muhatapları zaten bunu en iyi şekilde bilmektedir. Şimdiki siyasi hayatı da net bir şekilde herkesin gözleri önünde gerçekleşmektedir. Yani hiç kimsenin cesaret edemediği, herkesin böyle temkinli yaklaştığı dönemlerde O, 'Dünya 5'ten büyüktür' cümlesini ilk söylediğinde biz Birleşmiş Milletler Genel Kurulu salonundaydık. Şimdi bu cümle yayıldı, genel kabul gördü ve insanlar buna alıştı ama o zaman öyle değildi. O zaman bu ilk söylendiğinde salonda böyle bir soğuk duş etkisi yaratmıştı. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı'mız hangi cümleyi ne zaman söyleyeceğini, hangi vitesi diplomaside ne zaman kullanacağını dünyada en iyi bilen liderlerdendir. Bu süreci o şekilde takip etmelerinde fayda vardır." dedi.
"Diplomasi masasının her zaman çalışmasının altını çizdik"
Bir soru üzerine, ABD Başkanı Donald Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında Oval Ofis'te yaşanan tartışmaya da değinen Çelik, "Devletler arasında eşit ilişki kurulmalıdır. Devletlerin egemenliğine saygı gösterilmelidir. Devletlerin iradesini milletlerin iradesini temsil eden devlet başkanları arasındaki ilişki eşit bir ilişki, diplomatik nezakete uygun bir ilişki olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, dünyada diplomasiye en çok ihtiyaç olan durumu söz konusu olduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Çünkü çok kriz var. Yine maalesef insanlığın diplomasi yeteneklerinin en az kullanıldığı dönemlerden bir tanesindeyiz. Büyük diplomasi ekolleri vardır. Bunlardan bir tanesi de Türk diplomasisi ekolüdür. Bizimki sıradan bir diplomatik yetenek değildir. Bunu muhataplarımız da söyler. Dünyadaki beş altı ekolden birisidir. Türk diplomatlarının yeteneği, çeşitli kriz zamanlarında çok iyi çözümler üretmiştir. Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı'mızın diplomatik kapasitesinin Somali'deki meseleden tutun da diğer konulara kadar dünyanın çok uzak coğrafyalarından bile bir arabuluculuk çözüm yeteneği bakımından nasıl taktir edildiğini görüyorsunuz. Onun için biz Türkiye olarak, bu diplomasi masasının her zaman çalışmasının, diplomasi yoluyla meselelerin çözülmesinin altını çizdik. Bu meseleye de yaklaşımımız şudur; her ne sebeple olursa olsun sahneyi gördük, herkes diplomasi masasına dönmeli göz hizasında eşit ve egemen karşılıklı saygı dili ile bu meseleleri konuşmalıdır."
"Hükümet işinin başında, Cumhur İttifakı görevinin bilincinde"
Çelik, "Erken seçim olacak mı?" yönündeki bir soruya, "MYK ve MKYK'mızı seçimle ilgili belirlediği bir tarih ve gündem yok. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın yeniden seçilmesi ve onun büyük birikiminin dünyanın içinden geçtiği bu zor koşullarda paha biçilmez olduğunu biliniyor. Milletimizden de bu teveccühü görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın yeniden seçilmesiyle ilgili güzel temenniler olarak dile getiriyorlar. Bugün itibarıyla hükümet işinin başındadır, Cumhur İttifakı görevinin bilincindedir. Önümüzdeki iki üç yıl boyunca Türkiye'nin meselelerinin çözümü, bölge meselelerinin çözümü için çok kapsamlı ve geniş bir ajandamız var. O ajanda çerçevesinde bu hizmetleri bu siyasetleri üretmeye devam edeceğiz." yanıtını verdi.
"AK Parti'ye Katılımlar olacak mı?" sorusuna ise Çelik, şu karşılığı verdi:
"Çok sayıda talep var. Ama bizim iki ilkemiz var. Bir, parti ilkeleri var. Bunlar ahlaki açıdan, siyasi açıdan ortaya konan ilkeler. İki, bu ilkeler çerçevesinde Türkiye Yüzyılı hedeflerine destek vermek isteyen siyasetçi arkadaşlarımıza kapımız açık. Bu ilkelerle herhangi bir uyum sorunu yaşanmıyorsa siyasette yol yürüdüğümüz arkadaşlarımızın sayısının artması bizi memnun eder ama şuan somut olarak duyuracak bir şey yok."