Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı
konuşmada, geçen hafta idrak edilen Kurban Bayramı'nı kutladı, Allah'tan daha
nice bayramlara sağlık ve afiyet içerisinde kavuşturmasını niyaz etti.
İslam'ın 5 şartından biri olan Hac farizasını yerine
getirmek üzere kutsal topraklara giden vatandaşların ibadetlerinin de Allah
katında kabul ve makbul olmasını dileyen Erdoğan, dini bayramların,
Müslümanların, ebedi ve ezeli kardeşliğini hatırladığı; dünyadaki varlık
gayelerinin sırrına erdiği; paylaşmayı, dayanışmayı, şefkat ve merhamet
medeniyetinin kadim değerlerini yücelttiği istisnai günler olduğuna işaret
etti.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her ne kadar Gazze başta olmak üzere gönül
coğrafyamızda yaşanan zulümler sebebiyle biraz buruk geçirsek de Kurban
Bayramı'nın sevincini aileleri, komşuları ve dostlarıyla paylaşarak, bu mübarek
günleri ihya eden tüm kardeşlerimizden Allah razı olsun diyorum. Biz de Kurban
Bayramı süresince İslam dünyasının önde gelen ülkelerinin liderleriyle
görüşerek hem milletimiz adına onların bayramlarını tebrik ettik hem de
Filistin, Lübnan, Sudan ve diğer yerlerdeki kanayan yaralarımıza derman bulmaya
çalıştık. İsrail, daha önceki bayramlarda olduğu gibi bu bayramda da kan dökmeye,
çocukların ve sivillerin üzerine bomba yağdırmaya devam etti. İsrail'in
insanlık dışı saldırıları sebebiyle çadırlarda ve enkaza dönmüş binalarda
hayata tutunma mücadelesi veren yüzlerce Filistinli kardeşimiz şehit
oldu."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail barbarlığının kurbanı olan 38
bini aşkın Filistinli şehidi bir kez daha rahmetle andı, yaralılara acil
şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yiyecek bir lokma ekmek bulamadığı
için derisi sırtına yapışan Gazzeli çocukların fotoğrafının, modern dünyanın
utanç defterine yazıldığını dile getirerek, "Bu fotoğraf, sadece küresel
sistemin iflasının değil, aynı zamanda İslam aleminin acizliğinin de bir
sembolü olarak acıyla hatırlanacaktır." diye konuştu.
Ecdad tarih boyunca Filistin'e nasıl sahip çıktıysa, Yavuz
Sultan Selim, Sultan Abdülhamid Filistin'e nasıl sahip çıktıysa, kuruluşundan
itibaren Türkiye Cumhuriyeti nasıl Filistin'e sahip çıktıysa, kendilerinin de
aynı ruh, aynı kararlılık ve aynı cesaretle Filistin'e sahip çıktıklarını ve
çıkacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Birileri Türkiye'de farklı, siyasi
kariyerlerinin icazet kapısı olarak gördükleri Avrupa'da farklı konuşabilir;
birileri, batılı ağababalarından aferin almak, onlara şirin gözükmek, onların
gözüne girmek için Filistin direnişine çamur atma peşinde koşabilir. Ama biz
içeride ve dışarıda hakkı konuşacak, hakikati savunacak, masumların yanında,
katillerin ise dimdik karşısında duracağız. Kimse bizden küresel siyonist
şebekenin baskılarına boyun eğmemizi, zalimler karşısında düğme iliklememizi
beklemesin." değerlendirmelerinde bulundu.
Erdoğan, Kurban Bayramı'nın hemen arifesinde
gerçekleştirdiği İspanya ve İtalya ziyaretlerinde Gazzelilere yönelik zulmü
gündeme getirdiğini; Filistin'de işgal ve katliam politikası devam ettikçe,
dünyanın hiçbir yerinin güvende olmayacağını açıkça ifade ettiğini; İsrail'in
şımarıklığına ve hukuk tanımazlığına verilecek en etkili cevabın, Filistin
devletinin tanınması olduğunu vurguladığını anlattı.
Norveç, İrlanda ve Slovenya'nın sergilediği vicdanlı tavrın
Avrupa'nın tamamına örnek olmasını temenni ettiklerini ifade eden Erdoğan,
"Başbakan Sayın Paşinyan'ın liderliğinde Ermenistan'ın da Filistin
devletini tanıma kararından memnuniyet duyuyoruz. Alınan ve açıklanan son
kararlarla özellikle 149'a yükselen tanıma adımlarının çok değerli, önemli
olduğunu ifade ediyorum. İnşallah çok daha fazla sayıda ülkenin Filistin'i
tanıması için temaslarımızı sürdüreceğiz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'yi yakıp yıkan İsrail'in, şimdi
de gözünü Lübnan'a diktiğinin anlaşıldığı ikazında bulunarak, şunları kaydetti:
"Batılı güçlerin, kameralar önünde farklı konuşsalar
da, perde arkasında İsrail'in sırtını sıvazladıklarını, hatta desteklediklerini
görüyoruz. Lafa gelince özgürlükten, insan hakları ve adaletten dem vuran
devletlerin, Netanyahu gibi bir ruh hastasının esiri olmaları, son derece
vahimdir, zavallılıktır. Netanyahu'nun, batının da rızasıyla savaşı bölgeye
yayma planları, açık söylüyorum, büyük bir felakete yol açacaktır. Bu kanlı
planlara karşı batıdan önce İslam alemi ve Orta Doğu'daki kardeş ülkelerin
tepki göstermesi gerekir. Fakat İslam dünyasının, üzerine ölü toprağı serpilmiş
gibi hareket ettiğini üzülerek müşahede ediyoruz. Buna fırsat vermememiz lazım.
Türkiye, kardeş Lübnan halkının ve devletinin yanındadır. Bölgedeki diğer
ülkeleri de Lübnan'la dayanışma içinde olmaya davet ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kurban Bayramı tatilinin 9 gün
olmasıyla birlikte vatandaşların memleketlerine ve tatil bölgelerine seyahat
ettiğini belirterek, sadece şehirler arası otobüs seferlerinin sayısının 108
bini bulduğunu, bu seferler sayesinde 3 milyon 782 bin vatandaşın sevdikleriyle
buluştuğunu anlattı.
Demir yollarıyla seyahat edenlerin sayısının 7 milyon 520
bine yaklaştığını ifade eden Erdoğan, otoyolları kullanan araç sayısının 21
milyonun üzerine çıktığını, Asya ve Avrupa'yı birleştiren Avrasya Tüneli'nden
Bayram'ın son günü 94 bin 454 araç geçişi olduğunu kaydetti. Erdoğan, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"İstanbul, Antalya ve diğer pek çok uluslararası
havalimanımız, bayram tatili boyunca yolcu ve uçak seferi itibarıyla yeni
rekorlar kırdı. Aynı başarı Yavuz Sultan Selim, Orhangazi Köprüsü gibi diğer
projelerimiz için de geçerlidir. Uzakları yakınlaştırmak, sevenleri
buluşturmak, vatandaşlarımıza güvenli, huzurlu ve konforlu seyahat imkanı
sunmak amacıyla hizmete verdiğimiz ulaştırma yatırımlarımızın karşılığını
katbekat fazlasıyla aldık, alıyoruz. Bundan sonra da 'Millet yol mu yiyecek'
diyerek yatırım düşmanlığı yapan çapsızlara kulak asmayacağız. Ülkemizin dört
bir köşesini demir ağlarla, yollarla, otobanlarla, viyadük, köprü, tünel, alt
geçit ve üst geçitlerle örmeye devam edeceğiz."
Aldıkları önlemlere ve yaptıkları devasa yatırımlara rağmen
kazaların önünü tamamen kesemediklerine işaret eden Erdoğan, "Kurban
Bayramı tatilinde meydana gelen 7 bin 216 trafik kazasında 72 insanımız
hayatını kaybederken, 12 bin 474 kişi de yaralandı. Kazalarda vefat eden tüm
kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyor; yaralılara
Mevla'dan acil şifalar niyaz ediyorum." dedi.
20 Haziran Perşembe günü Diyarbakır Çınar ve Mardin
Mazıdağı'nda çıkan anız yangınının milletçe herkesin yüreğini yaktığını dile
getiren Erdoğan, rüzgarın da etkisiyle çok kısa sürede geniş bir bölgeye
yayılan yangında hayatını kaybeden vatandaşlara da Allah'tan rahmet, yaralılara
acil şifa temennisinde bulundu.
Erdoğan, "Mardinli ve Diyarbakırlı kardeşlerimize bir
kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Devletimizin ilgili tüm
kurumları ilk andan itibaren yangını söndürmek için seferber olmuş, yangına
müdahale noktasında gereken neyse yapılmıştır. Yangına müdahale öncelikle
büyükşehir belediyelerinin sorumluluğunda olmasına, bunlar görevlerini
yapmamalarına rağmen, Bakanlığımız ve il valilerimiz olaya süratle vaziyet
etmişlerdir. Yaraların sarılması, oluşan zararın telafi edilmesiyle ilgili
gerekli süreçler devam etmektedir. Acil Yardım Ödeneği ile devletimiz maddi
destek sağlamaya başlamıştır." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adli ve idari tahkikat neticesinde
yangının çıkış nedenlerinin, hiçbir soru işaretine mahal bırakmayacak şekilde
ortaya konacağını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hal böyleyken 15 insanımızı kaybettiğimiz bir felaket
üzerinde tepinenleri Allah'a ve milletimizin vicdanına havale ediyoruz. Öyle
bir siyasi fırsatçılıkla karşı karşıyayız ki, inanın biz bunları konuşmaya
hicap ediyoruz. Bir tarafta devletimiz, tüm kurumlarıyla, hava ve kara
araçlarıyla yangını söndürmek için adeta canını dişine takarak çalışıyor; diğer
tarafta, bakıyorsunuz, bir avuç kefen hırsızı, ahlaksızca selden kütük kapma
yarışına giriyor. Kimse kusura bakmasın, ama bunun adı siyasi nebbaşlıktır;
milletin acısını, sıkıntısını, yürek yangınını istismar etmektir. Mardin'deki
taziye evinde DEM Parti'li provokatörlerin sergilediği kepazelik ise bunların
milletin değerlerinden nasıl yoksun olduğunu göstermiştir. Mardin Valimizin ve
yangında yakınlarını yitiren ev sahiplerinin basiretli ve soğukkanlı tavrı, çok
çirkin bir provokasyonun önüne geçmiştir."
Erdoğan, bunların aslında kimin vekili olduğunun, sadece
başlarına gelen felaketlerde değil, aynı zamanda milletçe birleşilen spor
müsabakalarında da ortaya çıktığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"85 milyonun kenetlendiği Avrupa Futbol
Şampiyonası'nda, Portekiz maçı sonrasında bu zihniyete mensup kansızların
milletin sinir uçlarıyla oynama girişimleri asla masum değildir. Ama ne
yaparlarsa yapsınlar, milletimizin birliğini bozamayacaklar. Ne kadar
çirkefleşseler de, toplumsal barışımıza kast edemeyecekler. AK Parti olarak,
Kandil'in ayak takımına, azılı ve kadrolu militanlarına meydanı bırakmadık,
Allah'ın izniyle, bundan sonra da bırakmayacağız. Türkiye'nin başarıları
karşısında karalar bağlayan müptezellere, yeni hezimetler yaşatmayı
sürdüreceğiz."
A Milli Futbol Takımı'nın, Gürcistan'ı 3-1 yenerek turnuvaya
çok iyi bir başlangıç yaptığını belirten Erdoğan, "Portekiz karşısında
maalesef hiç hak etmediğimiz bir sonuç aldık. Millilerimizin, bu akşam Çekya
karşısında inşallah 85 milyonu gururlandıracak tarihi bir zafere imza
atacaklarına inanıyorum. Aslanlarımıza Çekya maçında şimdiden başarılar
diliyor, Rabb'im ayaklarına taş değdirmesin diyorum. İnşallah bu akşam 85
milyon tek yürek olarak, dualarımızla A Milli Futbol Takımı'mızın yanında
olacağız." ifadelerini kullandı.