TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri sırasında partisinin grubu adına söz aldı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun bütçesi üzerine konuşan Sümer, ağırlıklı olarak vatandaşların borçlarını ve Adana’nın sorunlarını anlattı.
BÜTÇEDE HALK YOK
Bütçeyi hazırlayanların tercihini haktan, hukuktan ve halktan yana yapmadıklarını belirten Sümer, “Ama bizden, bu bütçeye oy vermemizi istiyorlar! Oysa bu bütçede yoksul, dar gelirli vatandaşlarımızın talepleri yok! İşçinin, emeklinin, çiftçinin talepleri yok! Sanayicinin feryadı, işsizin derdine bir derman yok! Yani; bu bütçede halk yok, hak yok, hukuk yok!” dedi.
KRİZ DERİNLEŞİYOR
Ülkemizdeki ekonomik krizin her geçen gün derinleştiğini vurgulayan Sümer, emeklilerin, açlık sınırının altında maaş aldığını, asgari ücretlilerin ise perişan olduğunu söyledi. Sümer, çiftçilerin, tefecilerin elinden kurtulmak için devletten yardım beklediğine, esnafın sıkıntılı, sanayicilerin de dertli olduğuna dikkat çekti. Tüm vatandaşların, borçlarını borçla kapatma yoluna gittiklerini anlatan Sümer, şöyle devam etti:
“2002 yılında vatandaşların bankalara olan toplam borcu 6.7 milyar lira iken, bugün bu borç yaklaşık olarak 520 milyar lira, yani eski parayla 520 katrilyon liraya ulaşmıştır. 16 yılda vatandaşın borcu yaklaşık 78 kat artmıştır. Yine aynı dönemde vatandaşın bankalara ödediği faiz tam 55.5 milyar lirayı bulmuştur. KOBİ’lerin bankalara olan borcu ise 10 ayda 640 milyar lira olmuştur. Borcunu ödeyemediği için takibe düşen KOBİ’lerin sayısı 333 bine tırmanmıştır. Firmalar peş peşe konkordato ilan etmektedir. Yani vatandaş borç batağındadır, nefes alamamaktadır”
ATEŞİ YAKANLARIN BÜTÇESİ
Ekonomik verilerin alarm verdiği böyle bir dönemde, en yüksek parayı kazananın finans sektörü yani bankacılık olduğunu vurgulayan Sümer, bankaların dönem net karının 2018 yılının ilk on aylık döneminde 45 milyar lira olduğunu bildirdi. Kredi kullanan vatandaşların bankalara ödediği faizin yanında; ücret, komisyon, bankacılık hizmeti adı altında ödemeler de yaptığını hatırlatan Sümer, bankaların, faiz dışı gelirlerinin ilk on ayda 60 milyar lirayı geçtiğini kaydetti. Sümer, Onun için bu bütçe; elini ateşe uzatanların değil, ateşi yakanların; ateşi harlayanların bütçesidir! Bu bütçe; krizin faturasını halka ödetmek isteyenlerin bütçesidir. Biz onun için halktan, hukuktan yana olacağız. Bu bütçeye oy olumlu vermeyeceğiz!” dedi.
ADANA’NIN GERÇEKLERİNDEN HABERLERİ YOK
Konuşmasında Adana’nın yaşadığı sorunlara önemli bir yer ayıran Sümer, 1980’li, 90’lı yıllarda her fabrikasından dumanların tüttüğü Adana’dan bugün eser kalmadığını vurguladı. Adana’da Allah’ın verdiği bütün nimetlerin yetiştirilebildiği bereketli topraklar üzerine kurulu olduğunu hatırlatan Sümer, ama buna rağmen çiftçinin boynu bükük olduğuna işaret ederek, şöyle dedi:
ADANA İŞSİZLİĞİN VE YOKSULLUĞUN BAŞKENTİ OLDU
“Daha geçen gün Ticaret Bakanı Adana’daydı. ‘Ben ülkenin ihracat payında Adana’nın rakamlarını Adana’ya yakıştıramadım’ dedi. Bu durum aslında bizim için çok doğal; Çünkü iktidar sözcülerinin Adana’nın gerçeklerinden haberi yok. Adana, teşvik mevzuatındaki yeri nedeniyle artık cazibe merkezi olmaktan çıktı, yatırım alamıyor. Var olanlar da zaten durmuş; ilerlemiyor. İşte size; 12 yıl önce turizm teşvik bölgesi ilan edilen çivi bile çakılmamış Yumurtalık ve Karataş bölgesi… İşte size; tam 11 yıldır hiçbir ilerlemenin olmadığı Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi.. İşte size; 2011 yılında ihale edilen, 3 yüklenici firma değiştiren, ama bugün hala akıbetinin ne olacağı bilinmeyen Çukurova havalimanı... İşte bu nedenle; 230 bin kayıtlı Suriyeli’nin de yaşadığı Adana, bugün işsizliğin başkenti! İşte bu nedenle Adana; bugün yoksulluğun başkenti!”
BORCUNUZU ÖDEMEK İÇİN DAHA ÇOK YATIRIM YAPIN
Ticaret Bakanı’nın açıklamaları sırasında “Önerilerinizi bize bildirin, biz arkadaşlarımıza iletelim” dediğini de anımsatan Sümer, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Buradan size sesleniyorum; gelin Adana’da var olan tüm projeleri bir an önce bitirin. Gelin Adana’ya yeni fabrikalar açın, Adana’daki çiftçilerimizi, esnafımızı, sanayicilerimizi destekleyin. Adana’ya daha çok iş sağlayın; aş sağlayın. İşte o zaman; çocukları üşümesin diye saç kurutma makinesini çalıştırıp, hayatına son veren Emine’ye; Kozan’da çöp konteynırının içinde can veren işçi Behti’ye; portakal posalarının içinde yitirdiğimiz henüz 15 yaşındaki Halil’e; borçları yüzünden hayatına son veren Adana’da 6, Türkiye genelinde 120 müteahhide; hepimizin yüreğini yakan yangında; çığlık çığlığa can veren, bir yurdun bile çok görüldüğü Aladağlı çocuklarımıza olan borcu belki o zaman ödemiş olursunuz! O vakit halkın parasını bir avuç faizciye, tefeciye, rantiyeciye peşkeş çekmemiş olursunuz. İşte o zaman; halktan yana bütçe yapmanın ne olduğunun farkına varmış olursunuz.”