KEYFİ GİDERLER
Tebliğe göre dağıtım ve tedarik şirketlerinin yıl içinde
yapacağı dernek aidat giderleriyle temsil ve ağırlama giderleri ve ilan
giderlerinin elektrik faturalarına yükleneceğini belirten Bulut, bu giderlerin yanı sıra şirketlerin yapacağı
denetim, danışmanlık ve müşavirlik giderleri, dava, mahkeme, avukatlık, icra ve
arabuluculuk giderleri, noter harcamaları gibi işletme giderlerinin yüzde 7
artırılarak fatura hesabına dâhil edileceğini; yine bu giderlerin dışında
şirketlerin yapacağı haberleşme, seyahat ve konaklama harcamaları ile personel
yollukları, odalara ödedikleri aidatlar ve büro harcamalarının da vatandaşın
elektrik faturasına ekleneceğini belirtti.
İKTİDAR, VATANDAŞIN DEĞİL, ŞİRKETLERİN YANINDA
Her ay ortalama 185 bin konutun, geçtiğimiz 4 milyon
elektrik faturası ödenmediği için abonelerin elektriğinin kesildiğini söyleyen
Bulut, “Elektrik tüketimi üzerinden
enerji fonu, TRT payı, elektrik (belediye) tüketim vergisi ve yüzde 18 KDV
olmak üzere dört farklı vergi alınıyor. Kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli de
yine vatandaşın sırtına yükleniyor.
Son 2 yılda elektriğe 10 kez zam yapılırken, 1 kez
indirim yapıldı. Fahiş faturalar nedeniyle vatandaş elektrik düğmesine
basmaktan korkar hale geldi. Zor günlerden geçilen bir dönemde iktidar
vatandaşların faturalarını nasıl ödeyeceğini değil de yine şirketleri
düşünüyor” diye konuştu.
BAKAN’A SORULAR
CHP’li Bulut, Bakan Dönmez’in yanıtlaması istemiyle şu
soruları yöneltti:
-Pandemi döneminde, ekonomik kriz ortamında vatandaş
faturasını dahi ödeyemezken elektrik dağıtım ve tedarik şirketlerine yönelik bu
ayrıcalığın gerekçesi nedir?
-Son 5 yıl ayrı ayrı belirtilmek üzere tedarik ve dağıtım
şirketlerinin faturaya yansıttığı toplam bedel ne kadardır?
-Yine son 5 yıl ayrı ayrı belirtilmek üzere tedarik ve
dağıtım şirketlerinin temsil ve ağırlama giderleri ve ilan giderleri ne kadar
olmuştur?
-Son 5 yılda kaç vatandaşın elektrik faturasını
ödeyemediği için elektrikleri kesilmiştir?
-Pandemi döneminde elektrik faturalarına yapılan ve
kamuoyunda "keyfi zam" olduğu belirtilen uygulama hangi vicdana
sığmakta, zor günlerden geçilen bir dönemde vatandaşların geçim zorluğu neden
dikkate alınmamaktadır?