Çulhaoğlu
TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi:
“Son
günlerde almakta olduğumuz şehit ve gazi haberleri yüreğimizi dağlamaktadır.
Şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet; analarına, babalarına, kardeşlerine,
eşlerine ve tüm sevenlerine Rabb'imden sabırlar diliyorum; gazilerimize de acil
şifalar diliyorum. Mevla'm ordumuzu muzaffer eylesin, Mehmetçiklerimizin
ayağına taş değdirmesin diyorum. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin
15'inci maddesiyle ürünlerin denetimine ilişkin genel usul ve esaslar
düzenlenmekte olup dış ticarete konu ürünlerin uygunluk denetimlerinin Ticaret
Bakanlığınca belirlenmesiyle kanunun Avrupa Birliğine uyumlu şekilde uygulanabilirliğini
sağlamak amacıyla hazırlanmış teknik düzenlemeler getirmektedir. Avrupa
Ekonomik Alanındaki serbest dolaşımda bulunan, birçok üründe gördüğümüz ve
Avrupa'ya uygunluk anlamına gelen CE harfleriyle ilgili işaret, Avrupa
topluluğu içerisinde satılan ürünlerin asgari güvenlik, sağlık ve çevre koruma
gereklerine göre denetlendiğini, aynı zamanda tüm üreticilerin hesap
verilebilir, aynı kurallara uyumunu zorunlu kılarak adil rekabet koşullarını
ifade etmektedir. 1985 yılından bugüne, otuz beş yıldır Avrupa'daki bu
uygulama, AK PARTİ'nin on sekiz yıllık devri hükûmetlerinin geç kaldığı bir
düzenlemedir. Böylesine önemli bir konuda komisyonlarda görüşülmesi esnasında
yine sivil toplum kuruluşları işin içine dâhil edilmemiştir. Evimize giren tüm
ürünlerin güvenli olması vatandaşlarımızın sağlığı açısından büyük önem
taşımaktadır. E-ticaretle birlikte teknolojinin bizlere sunduğu kolay ve rahat
alışveriş imkânları beraberinde genel şikâyetleri de getirmiştir. Bunların
başlıcaları, vatandaşlarımızın ağırlıklı olarak verdiği şikâyetler, gönderim
sürelerinin beyan edildiğinden uzun olması, ürünün bozuk veya yanlış ürün
olması, "web" sitelerindeki arıza veya yedi gün yirmi dört saat açık
olmaması, beklenmeyen işlem masraflarıdır. Bugün ülkemizde tüketici haklarına
başvuran 100 vatandaşımızdan 70'i haklı çıkıyor, bu alandaki eksiklikleri bir
an önce gidermek gerekmektedir. Teslim edilen ürünler, sipariş edilen üründen
farklı ya da arızalı çıkmakta, ödemesi önce yapıldığı için tüketiciler mağdur
olmaktadır. Burada sadece tüketici hakem heyetlerini değil, devlet
yaptırımlarını da devreye almamız gerekir.
Avrupa
Birliği Teknik Mevzuatına Uyum'un tamamlanması için, görüştüğümüz bu teklifin
amacına ulaşması için öncelikle bunların yapılması gerekmektedir. Bakınız, uyum
yasasını getiriyorsunuz ama üretimin artması ve milletin daha ucuz sebze meyve
yiyebilmesi için tarımdaki girdi fiyatlarını düşürmeyi hiç düşünmüyorsunuz. Çiftçilerimiz
için sürdürülebilir bir tarım politikasını getirmenizi bekliyoruz.Bu hususlarda
birçok önerge verdik fakat AK PARTİ Hükûmeti olarak sizler, hiç birini Meclisin
gündemine almadınız, sorunları araştırmadınız, hep kaçtınız. Bizler
"Çiftçiler zor durumda, üretim yapamıyor, topraklarını satmaya
başladılar." diyoruz ama iktidar mensubu sizler, bu çığlıkları, bu feryatları
duymuyorsunuz. Umuyorum ve ümit ediyorum ki iş işten geçmeden bu gaflet
uykusundan uyanırsınız. İnşallah, uyandığınızda iş işten geçmemiş olur. Avrupa
Birliğine uyum sağlayan mevzuatların tamamında çiftçimizin sorunlarını, üretimi
ve istihdamı da halletmek gerekmiyor mu? Kanunlar, yönetmelikler ve tüm
mevzuatlar insanımızı, üreticimizi, çiftçimizi koruyucu, kollayıcı olmalı; iş
imkânı sağlamalı, aş sağlanmalı yoksa sadece Avrupa Birliği mevzuatına uyum
sağlamak, Adapazarı'ndaki Tank Palet Fabrikasını birilerine peşkeş çekmek,
enflasyonu sanal olarak düşürmek değildir. Siz, öncelikle işsizliği, tarımı,
ev, hane halkının ücretlerini düzeltmeli, çarşı pazardaki yangını
söndürmelisiniz.Dış ticaret açığımız, milletimizin kefen parasıyla kapanmaz.
Geçici pansuman tedbirleriyle milletimizin problemlerini çözemezsiniz, ameliyat
gerekiyorsa neşteri vurmak kaçınılmazdır. Vatandaşlarımızın haklarını ve
çıkarlarını korumak için, öncelikle, onların menfaatlerine olacak üretim konusu
temel alınmalı, bu konuyu öncelikle çözmelisiniz. Bakın, genç nüfusumuzun
üniversiteli gençleri işsiz.
Ülkemizin
AB'yle entegrasyon sağlaması için önce kendi insanımızın menfaatlerini
korumalıyız, bence en önemli ve öncelikli adım budur. Samanın, patatesin,
soğanın ithal vergilerini sıfırlayarak yurt dışından ithal etmekle bu iş
çözülmez. Her zaman söylediğim gibi yine söylüyorum ve söylemeye devam
edeceğim: Üretim, üretim, üretim...Çiftçimizi, sanayicimizi, esnafımızı
destekleyelim ki üretim olsun, istihdam olsun, insanlarımız işe, aşa kavuşsun.”