İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup
Toplantısı'ndaki konuşmasına, A Milli Futbol Takımı'nın Avrupa
Şampiyonası'ndaki başarısını kutlayarak başladı.
Merih Demiral'ın yaptığı "Bozkurt" işaretini
anımsatan Dervişoğlu, "Onu da ayrıca alnından öpüyorum ama sadece Bozkurt
selamı yaptığı için değil işini layıkıyla yaptığı, 'Türk, öğün, çalış, güven'
sözlerinin timsali olduğu için alnından öpüyorum." diye konuştu.
Kamuoyunda "9. Yargı Paketi" olarak bilinen Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni eleştiren Dervişoğlu,
hakaret suçunun uzlaştırma kapsamından çıkarılıp ön ödeme kapsamına alındığını;
böylece vatandaşının sırtından para kazanıldığını öne sürdü.
Dervişoğlu, "Bu ne demek biliyor musunuz? Vatandaş
yediği hakaretle kalacak, parayı da devlet alacak. Böylelikle vatandaş
birbirine sövdükçe vergimatik Mehmet ve tasarruftan muaf muktedirler de bir
soluk, bir makam aracı daha alabilecek. Sevgili trollerimiz, artık para
vergimatikin havuzunda kalacak, bir nevi sövme vergisi yani."
değerlendirmesinde bulundu.
Yargı paketindeki kadınların soyadlarını kullanmasına
ilişkin düzenlemeyi de eleştiren Dervişoğlu, Anayasa Mahkemesi kadının kendi soyadını
kullanma hakkının engellenmesi ile ilgili iptal kararını anımsattı. Dervişoğlu,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi sarayın beyleri diyor ki 'sen bu kararı
veremezsin' Neden? Aile bütünlüğüne zarar verir. Çünkü çocuk, hangi soyadı
kullanacağını bilemez. Gerekçesi böyle vallahi. Türk ailesinin bütünlüğüne,
Türk milletinin birliğine en büyük zararları veren sizsiniz. Medeni Kanun'da
nasıl ki erkeğin soyadı ile ilgili bir madde yoksa kadının soyadı ile ilgili
bir madde de olmamalıdır. Kadının soy ismiyle aile bütünlüğü bozulmaz.
Bozulursa sizin anti sosyal politikalarınızla bozulur. Ekonomiyi
yönetememenizle, kadına karşı şiddeti alenen teşvik etmenizle bozulur.
Çocuklarımızı merdiven altı tarikatların kucağına atmanızla, onlara sahip
çıkmamanızla bozulur.
Ne hukuk biliyorlar ne anayasa tanıyorlar ne de insanlıktan
nasiplenmişler. Anayasa Mahkemesi iptal mi etti? 'Yap-boz olmasın, boz-yap
olsun' diyelim. Aynısını geçirelim, o da mı olmadı, bir de böyle deneyelim. Bu
9. Yargı Paketi değil bu olsa olsa Anayasa'yı yarma harekatı eylem planıdır.
Ajandalarında kayıtlı olan tek şey var; hukuku kendilerine göre eğip bükmek,
Anayasa'yı efendilerine göre dizayn etmek."
- Emekli maaşlarına yapılan zamlar
Emekli maaşlarına değinen Dervişoğlu, milyonlarca emekli vatandaşın
büyük bir umutla hükümet yetkililerinden maaşlarında iyileştirme haberini
beklediğini vurguladı.
AK Parti'nin vatandaşları bir kez daha hayal kırıklığına
uğrattığını ifade eden Dervişoğlu, şöyle konuştu:
"Açıklanan enflasyon oranları ile SSK ve Bağkur
emeklisi vatandaşlarımız yüzde 24,73, memur emeklisi vatandaşlarımız ise yüzde
19,73 oranında zam alacaklardır. Bu ülkede enflasyon TÜİK rakamlarına göre bile
yüzde 75. İnsan utanır biraz. Açıklanan bu oranlar, enflasyon oranının tarihi
rekorlar kırdığı şu ortamda vatandaşlarımız ile resmen dalga geçmektir.
Ayrıca bu oranlar, maaşı yüksek olan emekliler için
geçerlidir. Kök aylığı 8 binin altında olanlar ile 8 binin üstüne olanlar
arasında maaş zam oranının yansıması aynı olmayacaktır. İşte bu da işin trajedi
kısmıdır. Örneğin, maaşı 9 bin lira olan emekli vatandaşımızın aylığı zamla
birlikte yaklaşık 11 bin 224 liraya çıkacaktır. Dolayısıyla düşük maaş alan
emekli vatandaşımızın cebine yansıyacak oran ancak yüzde 13'dür. Yani
açıklanandan bile 10 puan eksiktir. AKP iktidarının söylediği ile yaptığı
arasında her zaman olduğu gibi dağlar kadar fark vardır."
Dervişoğlu, emekliler için yıkım planının 2008 yılında
başladığını, o dönemde "reform" adı altında yapılan değişiklikle
emekli maaş hesaplama sisteminin değiştirildiğini, bu değişikliğin yapılmaması
durumunda bugün en düşük emekli maaşının 32 bin lira olacağını kaydetti.
- "Bu teklif, öğretmenlere mobbing kanunudur"
Meclis Genel Kurulunda görüşmeleri devam eden Öğretmenlik
Mesleği Kanunu Teklifi'ni de eleştiren Dervişoğlu, "Öğretmenlik meslek
kanunu teklifi, yıllardır zıvanadan çıkardıkları öğretmenlik mesleğine son
darbe planıdır. Bu teklif, meslek kanunu değil öğretmenlere mobbing kanunudur.
Meslek kanunu adı altında ceza dayatmasıdır. Öğretmen atamalarının tamamen
saray ve tarikat kontrolü altına alınmasıdır. Eğitim fakültelerinin
kapatılması, paralel eğitim fakülteleri kurulması çabasıdır. Özlük hakları ve
mesleki saygınlık maalesef ayaklar altına alınmak istenmektedir." dedi.
- Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Esed daveti açıklaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Suriye ile ilgili
açıklamalarını aktaran Dervişoğlu, AK Parti iktidarının Türkiye'nin dış
politikadaki itibarını zedelediğini, egemenlik haklarını bir ticaret ve pazarlık
malzemesi haline dönüştürdüğünü savundu.
Suriye iç savaşının üzerinden 13 yıl, Suriye'nin kuzeyinde
PKK/YPG'nin sözde kantonlar ilan etmesinin üzerinden 12 yıl geçtikten sonra
nihayet Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Beşşar Esed ile görüşeceğini ifade eden Dervişoğlu,
"Biz bu daveti, Türkiye'nin ulusal çıkarlarına son derece uygun fakat
oldukça geç kalınmış bir adım olarak görüyoruz. Maalesef bu geç kalınmışlık,
bir tedavi geç kalınmışlığı değildir. Ortada artık ağır bir hasta değil adeta
bir ceset vardır." diye konuştu.
Dervişoğlu, Türkiye'nin Suriye'de iç savaşın tarafı olmak
yerine, Esed ve muhalifleri arasında arabuluculuk yapsaydı bu kadar sorunun
yaşanmayacağını söyledi.
Uyarılarının dikkate alınmadığını dile getiren Dervişoğlu,
"Şimdi de kalkmış 'Esad ile görüşebilirim' diyorsunuz. Sayın Erdoğan,
madem görüşecektiniz, Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyetine hangi akla hizmet
bu külfeti çektirdiniz? Esad ile anlaşmak için bir stratejiniz, bir planınız
var mı? Yani dostum, arkadaşım, kankam sözleri ve şahsım devleti hülyanız değil
gerçek bir devlet politikanız var mı? Cevabı elbette biliyoruz, çünkü yok.
Görüşmede Esad'a güney sınırlarımızda kurulması planlanan PKK devletini ortadan
kaldırmak için bir işbirliği teklif edilecek midir? Sığınmacı ve kaçaklar
meselesinde Beşşar Esad'a yönelteceğiniz somut bir çözüm takvimi mevcut mudur?
Cevabı maalesef biliyoruz, yok." değerlendirmesinde bulundu.
Dervişoğlu, Esad'la görüşmede somut bir eylem planının
ortaya çıkarılması gerektiğini, aksi halde son 13 yılda yapılan yanlışlara bir
yenisinin daha ekleneceğini, olası çözüm fırsatının bir kez daha ıskalanmış
olacağını kaydetti.