Erdoğan, partisince Burdur'da Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingdeki konuşmasında, dünyanın her ülkesi gibi Türkiye'nin de sıkıntılarının ve çözmek için uğraştıkları problemleri olduğunu belirterek, bölgede yaşanan çatışmalardan Türkiye'nin de etkilendiğini dile getirdi. Avrupa ve ABD dahil pek çok yerde son 70 yılın zirvelerine çıkan enflasyon oranlarının herkes gibi Türkiye'yi de zorladığını anlatan Erdoğan, tüm bunlara ilave olarak 6 Şubat depremlerinin yol açtığı güçlüklerle de mücadele ettiklerini anımsattı.
Erdoğan, 53 binden fazla vatandaşın vefat ettiği depremlerin yaralarını sarmaya çalıştıklarını ifade ederek, "Ekonomik maliyeti 104 milyar dolar olan depremin ülkemiz ekonomisinde oluşturduğu baskı hala devam ediyor. Her hesabımızı buna göre yapıyoruz. Bu yılın bütçesinde deprem çalışmaları için 1 trilyon liranın üzerinde kaynak tahsis ettik. Geçen yıl da bütçede aşağı yukarı aynı tutarda harcamamız oldu. Bu rakama belediyelerimizin, vakıflarımızın ve iş dünyamızın harcamaları dahil değil. Üzerinden zaman geçtikçe bazı şeyler unutulsa da ülke ve millet olarak büyük bir imtihanla sınandığımız bir gerçektir." diye konuştu.
Deprem bölgesini ayağa kaldırmadan hiç kimsenin gönlünün rahat olmayacağını vurgulayan Erdoğan, evi yıkılan, düzeni bozulan, eşini, çocuğunu, anne, babasını, yakınlarını depremde kaybeden vatandaşlara sırtlarını dönemeyeceklerini söyledi. Erdoğan, depremzedeleri yeni yuvalarına süratle kavuşturmaları gerektiğini dile getirerek, dün 30 bin 723 deprem konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim ettiklerini, böylece 76 binden fazla kişiyi yeni yuvalarıyla buluşturduklarını kaydetti.
Bu rakamı yıl sonuna kadar 200 bine tamamlayacaklarını ifade eden Erdoğan, "Aynı şekilde depremin vurduğu illerimizi tekrar inşa etmemiz şart. Bizim de devlet olarak önceliğimiz deprem bölgesidir, depremzede vatandaşlarımızı konteynerden kurtarıp evlerine yerleştirmektir." dedi.
"Amacımız kalıcı refah artışını sağlamak"
Erdoğan, deprem bölgesine yoğunlaşırken diğer şehirleri ve buralarda yaşayan vatandaşları asla ihmal etmediklerine vurgu yaparak, şöyle devam etti:
"Hayat pahalılığının yol açtığı sıkıntıların farkındayız. Özellikle emeklilerimizden gelen serzenişlere kulaklarımızı tıkamıyoruz. Gerek tek sefere mahsus yaptığımız 5 bin liralık ödemeyle, gerekse yüzde 50'yi bulan maaş ve ikramiye artışlarıyla emeklilerimizin yükünü hafifletmeye çalıştık. Sadece bu ek ödemeler için 300 milyar lira civarında kaynak kullandık. Emeklilerimizin bayram ikramiyelerini nisanın ilk haftasında hesaplarına yatırıyoruz. Çalışanımızı, memurumuzu, emeklimizi enflasyona ezdirmeme ilkemize her şart altında bağlıyız ama asıl amacımız kalıcı refah artışını sağlamaktır. Bunun için de enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmemiz gerekiyor. Daha önce bunu nasıl yaptıysak inşallah yine başaracağız. Devletimizin imkanları büyüdükçe, geliri arttıkça, omuzlarındaki yük biraz daha azaldıkça ortaya çıkan kaynağı herkese adil şekilde dağıtacağız. Sizlerden biraz daha sabır, biraz daha dayanışma bekliyorum."
Burdurluların, muhalefetin "laf olsun, torba dolsun" kabilinden sözlerine itibar etmeyeceğine inandığını söyleyen Erdoğan, "Burdur bunlara aldanmasın, boş vaatlerine kanmasın. Bunların derdinin ne emeklilerimiz ne emekçilerimiz ne de çiftçilerimiz olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bunların tek bir derdi var, o da menfaatlerini korumaktır. Deste deste para balyalarından yapılan kuleleri siz de televizyonlarda izlediniz. Ortada nereden geldiği ve nereye gittiği belli olmayan milyonlarca lira ve döviz var. Her televizyona çıkan farklı bir açıklama yapıyor. Acemi Genel Başkan dahil parti yöneticilerinin hepsi ayrı telden çalıyor. Hiç merak etmeyin dik duracağız, eğilmeyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Çantalar dolusu bu paraların kimden alındığı şeffaf bir şekilde açıklanmak zorunda"
Hiç kimsenin şüphe bulutlarını giderecek makul, mantıklı ve tutarlı bir cümle kuramadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Meselenin daha vahim tarafı, tüm bu tartışmalar sürerken meşhur hesap uzmanının ortalıkta esamesi yok. Kim olduğunu biliyorsunuz. Ortalıkta hiç gözükmüyor kayıp. Ankara'da bir apartman dairesi tutmuşlar, vaktini orada geçiriyor. Ben ne demiştim, 'bay bay Kemal' demiştim. Dediğim çıktı mı, çıktı. Hiç kimse böyle bir skandalı üç maymunu oynayarak geçiştiremez. Hiç kimse sağa, sola saldırarak, hakaret ederek, bu yetmeyince de milleti kendi suçuna ortak ederek bu rezaletten kendini kurtaramaz. Çantalar dolusu bu paraların kimden alındığı, nereye harcandığı belgeleriyle, kayıtlarıyla şeffaf bir şekilde açıklanmak zorundadır."
"Özgür Efendi mantıkla bağdaşmayacak garip darbe açıklamaları yapıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sadece bu kadar da değil. CHP'nin DEM'den transfer ettiği adaylarından biri çıkıyor İstanbul'un bir ilçesiyle ilgili akla ziyan sözler ediyor. Bir başka adaylarıyla ilgili şantaj dahil her türlü iddia ortada kol geziyor. Özgür Efendinin bizzat kendisi ise akılla, mantıkla bağdaşmayacak garip darbe açıklamaları yapıyor. CHP genel başkanlarının telefon merakı ona da sirayet etmiş. Darbecilerden kendisine, milli iradenin yerle yeksan edildiğine dair telefon gelecekmiş, o da 'bunu gençler yapıyor' diye sevinecekmiş. Gerçi bunların devrik Genel Başkanları da darbecilerin tanklarının arasından kaçmış, kahvesini Bakırköy Belediyesinde yudumlayarak işin sonucunu beklemişti. Özgür Efendi bıraksın bu darbe şakşakçılığını da çıksın önce içlerine kurt düşürdüğü CHP'li vatandaşlarımıza karşı görevini yerine getirsin. Özgür Efendi yanına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını da alsın Türk siyasetine bulaştırdıkları bu lekeden dolayı milletten özür dilesin. Gerçekten özgürce siyaset yapmak, siyasi rüştünü ispat etmek istiyorsa Özgür Efendiden beklenen tavır budur. Bunun dışında söylediklerinin milletimizin nazarında hiçbir hükmü yoktur."
Sadece bu olaylara bakmanın bile kendileri ile muhalefet arasındaki gündem ve vizyon farkını ortaya koymaya kafi olduğunu söyleyen Erdoğan, "Biz şehirlerimizi büyütmenin, kalkındırmanın, insanımıza aşkla hizmet etmenin derdindeyiz. Onlar ise ceplerini doldurmanın, koltuklarını sağlama almanın peşindeler. Mevcut CHP yönetiminden ülkemize ve milletimize fayda gelmeyeceğini hep beraber görüyoruz. Bunun için biz sadece işimize bakıyoruz, işimize odaklanıyoruz. Hizmet ve eser siyasetimizi devam ettirmenin yollarını arıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Burdur'a son 21 yılda 60 milyar liranın üzerinde yatırım yaptık"
Burdur'a son 21 yılda 60 milyar liranın üzerinde yatırım yaptıklarını belirten Erdoğan, "Eğitimde, 1362 adet yeni derslik inşa ettik. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesini şehrimize kazandırdık. Gençlik ve sporda, 9 bin 172 kapasiteli yükseköğrenim yurt binaları açtık. 31 spor tesisi yaptık. Burdurlu ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza, şehit yakınlarımıza, yaşlılarımıza, engellilerimize 1,5 milyar liralık kaynak aktardık. Sağlıkta, 475 yataklı Burdur Devlet Hastanesi başta olmak üzere toplamda 1150 yataklı, 10 hastane dahil, 37 sağlık tesisini hizmete açtık. 4 sağlık tesisinin yapımı sürüyor." bilgilerini verdi.
TOKİ vasıtasıyla 4 bin 691 konutun inşasının tamamlanıp hak sahiplerine teslim edildiğini söyleyen Erdoğan, 276 konutun ise yapımına devam edildiğini aktardı. Riskli 8 bin 175 yapıyı dönüştürdüklerini belirten Erdoğan, ilde yapılan yeni atık su tesisleriyle belediye nüfusunun yüzde 90'ına hizmet verildiğini belirtti.
Erdoğan, Burdur'daki 3 millet bahçesi projesinden birinin tamamlandığını, birinin yapımına, diğerinin de proje çalışmasına devam ettiklerini anlattı. Ulaştırmada, 45 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 267 kilometreye çıkardıklarını söyleyen Erdoğan, yapımı devam eden yollar hakkında bilgi verdi. Hızlı tren hattı projesi tamamlandığında Burdur'un, ülkenin hızlı tren ağına bağlanacağına işaret eden Erdoğan, sulama ve içme suyu yatırımları hakkında da bilgi verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çeltikçi'ye de doğal gaz arzını sağlayacaklarını belirtti. Burdur'a yapılan yatırımlar ve açılan eserlere ilişkin video da miting alanında yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlere 10 gün kaldığını anımsatarak, "İnşallah Burdur'u pazar akşamı özellikle izleyeceğim, diğer illerimiz gibi. Burdur'u şu CHP zihniyetinden kurtaralım." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan vatandaşlardan gelen, "Tıp fakültesi istiyoruz" talepleri üzerine de "Bunu YÖK ile görüşeceğiz. Kadrolar hazırlandıktan sonra ben de imzamı atarım. Bizden öncekilerin yaptığı gibi biz yapmayacağız. Eşeği sağlam kazığa bağlayacağız, sonra da Allah'a emanet edeceğiz." karşılığını verdi.