KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Gazette TV ekranlarında yayınlanan moderatörlüğünü Gazette TV ve Gazettecomtr İmtiyaz Sahibi Fatma İnci Gül Aköl’ün yaptığı İnci Gül ile Biz Bize’nin konuğu oldu.
Tatar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı 50’inci yıldönümünde yapılan konuşmalarda ve verilen mesajlarda ‘İki Devlet bir çözüm’ olduğunu, ortak Cumhuriyet vurgusunu bir kez daha yaptı.
Başka ülkeler için Avrupa Birliği adı altında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kendi yönetimleri ve etkileri altına alarak Kıbrıs halkını azınlık durumuna düşürmek istediklerini ve Doğu Akdeniz’den dışlamak olduğunu belirtti.
“50. Yıl dönümünün siyasi yansıması nasıl oldu?”
KKTC’nin 50. Yıl dönümünün etkileri hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Tatar, ‘Çok önemli törenler yapıldı bildiğiniz gibi, Sayın Erdoğan’da katıldı. Burada yapılan konuşmalarda, verilen mesajlarda artık bu işin iki devlet için de geri dönüşü yoktur mesajı verildi. Kıbrıs Türk halkı için de Türkiye için de artık vazgeçilmez bir noktaya gelmiştir.
Çünkü karşı tarafın, yıllardır ortaklık Cumhuriyeti dediğimiz federasyonda emelleri Türkiye Cumhuriyeti’ni bu gölgeden dışlamak, Avrupa Birliği oyunları ile Kuzey Kıbrıs’ı da kendi yönetimleri ve etkileri altına almak ve Kıbrıs Türk halkını azınlık pozisyonuna düşürmek. Oynanan oyunu gördüğümüz için de artık iki devlet bir siyaset ortaya koyulacak.”
Gerçekleştirilen törenlerde de bu mesaj verilerek, yapılan çeşitli etkinliklerde de artık Doğu Akdeniz’de Türk’ün karesi dediğimiz KKTC’de milli birlik ve beraberliğin çok önemli olduğu vurgulandı.
“MAVİ VATAN VURGUSU!”
Tatar tarafından yapılan açıklamalarda egemen Türk devleti başlığı altında ilerlenmesi gerektiği ifade edilerek şu açıklamalar vurgulandı;
Gerek Kıbrıs’ın kuzeyindeki toprağımız, gerek Mavi Vatan’daki hakkımız hukukumuz ve Mavi Vatan’ın üzerindeki gökyüzünde hava sahasında üstünlüğümüzün korunması bakımında Kıbrıs çok önemli bir pozisyonda. Bölgesel istikrarın, huzurun ve güvenliğin devam edebilmesi için mutlak surette egemen bir Türk devletiyle bu yolda yürümemiz gerekir. Egemen bir Türk devleti olmazsanız o zaman federal çatı altında sizi yok ederler, Türkiye’yi de bölgeden dışlarlar.
“TEK ÇÖZÜM İKİ DEVLETLİK”
Başkan Tatar, 60 yıldır süren Kıbrıs müzakerelerinden sonuç alınamadığını belirterek, Rumların hedefinin tek çatı tek egemenlik ve Avrupa Birliği içerisinde Kıbrıs Türk halkını azınlığa düşürüp Türkiye’yi buradan dışlamak olduğunu ifade etti. Bu nedenle de buna çözüm olacak tek çözüm modelinin de iki devletlik olduğuna bir kez daha vurgu yaptı.
TÜRK-YUNAN YAKINLAŞMASI ÇÖZÜM SİNYALİ Mİ?
Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başkanı arasındaki yakınlaşmanın Kıbrıs’ta yeni bir müzakere sürecinin başlayacağına dair yorumları meydana getirirken, konuya açıklık getiren Tatar, “Öyle bir durum yok, Türk-Yunan yakınlaşması farklı bir süreçtir Kıbrıs meselesi bambaşka bir meseledir.” İfadelerine yer verdi.
Bununla birlikte yeniden Türk tarafının kimsenin hakkında gözünün olmadığını belirterek önemli olan kendi var olan bağımsızlık hakkının verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
KKTC’NİN ULUSLARARASI ALANDA DAHA FAZLA TANINMASI VE HAKLARINI KORUMASI İÇİN NASIL BİR YOL HARİTASI İZLENMELİ?
Uluslararası alanda tanınmak için yapılan çalışmalardan da bahseden Tatar, turizm, üniversite, uluslararası fuar katılımları ile İslam işbirliği, temsilcilikler ve ticari kuruluşlarla yapılan anlaşmalar bütün bunlar Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığını pekiştiren ve tanıtan unsurların olduğunu söyledi.
Bunun yanı sıra ise “Evet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni şu anda tanımıyor olabilirler; realiteye baktığımızda, sahaya baktığımızda burada iki ayrı devlet vardır ve dolayısıyla KKTC’nin er ya da geç tanıtılması gerekmektedir. “ diyerek bu konuda gerekli olan çabaların gösterilmesi gerektiğine işaret etti.
“İSRAİL ODAKLI YAŞANAN OLAYLAR SONUCUNDA ABD’NİN BÖLGEYE İLAVE ASKERİ GÜÇ AKTARMASI SİZCE KIBRIS’I BİR ATEŞ ÇEMBERİ İÇERİSİNE SOKTU MU?”
Siyasi ve askeri anlamda yaşanan son gelişmelere bu soru çerçevesinde yanıt veren Tatar, “Kıbrıs dediğimizde buradaki Güney Kıbrıs’tır. Güney Kıbrıs’ta iki egemen üst vardır. Bu üstler nedeniyle zaten İngiltere burayı dilediği gibi kullanabiliyor. İngiltere bir bakıma kendisini riske koymuş olabilir ama Kıbrıs’ı da riske koymuştur.
Bir misillemede Kıbrıs da nasibini alabilir. Tabii Güney Kıbrıs’tan bahsediyorum. Bizim siyasetimiz aynen Türkiye Cumhuriyeti ile paralel durumundadır. Dolayısıyla Gazze’de de söylediğimiz bellidir. Batı dünyasının yaptığı yanlışları da söylüyoruz, bizim siyasetimiz aynı Türkiye Cumhuriyeti’nin siyaseti gibidir. Aksi halde Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’ni Türkiye, bir takım girişimlere karşı koruyabilir diye düşünmek istiyorum.” dedi.
“RUSYA-UKRAYNA SAVAŞINDAN SONRA KKTC’YE AKIN EDEN YABANCILAR, GELECEKTE TEHDİT OLUŞTURUYOR MU?”
KKTC’ye gelen yabancılar hakkında konuşan Tatar, “Kendi devletimizi polisimizle, yargımızla, mahkemelerimizle, savcılarımızla güçlendirerek her türlü tedbiri alıyoruz. Yabancı nüfus elbette kontrol altına alınmalıdır fakat şu an baktığımızda bizim devletimizin otoritesini ayaklar altına alıp çiğneyecek bir pozisyon yok. Bazı bölgelerde nüfus artışı olmuştur ama devlet oradadır, devletin polisi işinin başındadır. Giriş çıkışlar da kontrol edilmektedir.” diyerek Kıbrıs'ın güvenliğini koruyacaklarına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Tatar, bu süreçte herhangi bir taviz vermeyeceklerini vurguladı.
BARAJLA İLGİLİ SON GELİŞME!
Son olarak Türkiye’den gelen su hakkında konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Yılda 75 milyon metreküp suyun yarısı içme ve kullanılan su, yarısı ziraatta kullanılır. Tarımda ve ziraatta kullanılabilmesi için boruların döşenmesi lazımdır. Suyun kullanılması için taşınması gerekir ama maliyetler yükselmiştir, bu nedenle gerekle bütçe ayrılamamıştır. Bundan sonra gerekli olan bütçe ayrılacak. Projenin hayata geçmesi ile birlikte topraklarımız daha bereketli hale gelmiş ve bu su ile tarımda da önemli gelişmeler olmuştur. Memleketin her köşesindeki depolara bu dağıtılan ve çekilen borular ile su düşmektedir ve tüketime bağlı olarak tazelenmektedir.” dedi.