(Filistin) Eninde sonunda artık iki devletli bir çözüm olacak. Şimdi neredeyse büyük bir kitle uluslararası camiada iki devletli çözüm meselesine olumlu bakıyor. Zaten onun içindir İsrail bir an evvel işi bitirmek istiyor"
"Türkiye'nin çoğulcu, kapsayıcı, demokrat, sivil, toplumun bütün kesimlerinin kendisini işin içerisinde gördüğü, güçler ayrımı prensibini tam manasıyla benimsemiş ve bu anlamda da hukukun üstünlüğü prensibini gerçekten yerleştirmiş kapsamlı bir anayasaya ihtiyacı var"
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Filistin meselesine ilişkin "Eninde sonunda artık iki devletli bir çözüm olacak. Şimdi neredeyse büyük bir kitle uluslararası camiada iki devletli çözüm meselesine olumlu bakıyor. Zaten onun içindir İsrail bir an evvel işi bitirmek istiyor." dedi.
Kurtulmuş, medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleriyle bir araya geldiği iftar programında değerlendirmelerde bulundu, soruları cevapladı.
Suriye'deki son duruma ilişkin soruya Kurtulmuş, "Açıkçası bu meseleye 'milli menfaatler' çerçevesinden bakmak lazım. Bu bölgenin daha fazla bölünmesinde menfaatleri olan ülkeler var. Onun için bu bölgede mezhep meselesini, etnik meseleleri, daha fazla bölünmeyi kurcalayabilirler." yanıtını verdi.
Dünyanın yeni bir döneme evrildiğine işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bazıları Ukrayna'yı vekil devlet olarak kullanıyor, diyorduk şimdi Amerika'dan açıklama geliyor, 'Biz artık Ukrayna'yı vekil devlet olarak kullanmayacağız.' Şimdi YPG/PYD vesaire falan, belki birileri için bunların da işi bitti, bir kenara koyacaklar. Burada mühim olan, bizim devlet olarak kararlı durmamızdır. Biz bölgemizde terör örgütü istemiyoruz. Israrla Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da söylediği, artık bunu da bir alışkanlık haline getirmemiz lazım, inşallah bu iç kalenin tahkimiyle birlikte, biz kendi içimizdeki bu tam ezeli, ebedi kardeşliğimizi yeniden tahkim ettiğimiz zaman bu bölgenin kardeşliğine sirayet edecektir. Buradan terör örgütlerinin çıkması, PKK'nın bitmesi inanın ki başka yerlerde de YPG'nin, DEAŞ'ın, vesairenin bitmesi demektir. Dolayısıyla bu çerçevede biz tedbirimizi alıyoruz."
TBMM Başkanı Kurtulmuş, başka bir soru üzerine, "uzunca bir süre önce 3. dünya savaşının başladığını" söyledi.
Bunun, eski klasik savaşlar anlamında görülmemesi gerektiğini belirten Kurtulmuş, "Güç kullanımının son raddeye ulaştığı bu ortamda, herkes aklını başına alır ve ortadaki sorunları müzakereyle çözmeye başlar. Bunun test alanlarından birisi Rusya-Ukrayna meselesiydi, bir diğeri ise Filistin meselesidir. Bu sorunların çözümünde uluslararası hukuku, devletlerin egemen eşitliğini esas alan bir yaklaşımla ortaya çıkılır ve müzakere edilirse sonuç alınır ve bu risk ortadan kalkar ya da en azından tehir edilir." ifadelerini kullandı.
"Dünyada yeni güç merkezleri ortaya çıkacak"
ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve başlamasının ardından Türkiye'nin ve NATO'nun durumunun ne olacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Trump'la ilgili bugün bunları konuşuyoruz. Allah ömür verirse bir sene sonra bir araya geldiğimizde bugün konuştuğumuz konuların birçoğu belki hiç konuşulmayacaktır. Yani kanaatimce Sayın Trump, el yükseltiyor. Grönland meselesi, Kanada meselesi, Meksika Körfezi meselesi, işte Rusya'ya, Ukrayna'ya karşı yaptıkları şeyler… Bunların hepsi el yükseltme, kendi sınırlarını test etmeye çalışıyor. Ama ben yeni bir dünyanın kurulması derken artık tek bir devletin hegemonyasına bağlı bir dünya sisteminin çok geride kaldığını ifade etmeye çalışıyorum. Önümüzdeki günlerde çok daha net göreceğiz ne iki kutuplu dünya ne ondan sonra kurulan tek kutuplu düzen, bunların ikisi de artık geride kaldı, bundan sonra çok kutupluluk-çok merkezlilik olacak. Dünyada yeni güç merkezleri ortaya çıkacak. 'Ben yaptım oldu' devri bitti artık."
Kurtulmuş, Türkiye'nin yeni kurulan dünya düzeninde kendine gösterilen yerde değil, istediği yerde oturacağını vurgulayarak, Türkiye'nin çok daha şanslı bir döneme girdiği düşüncesini paylaştı.
- "İsrail'e verilen bütün payeler artık bitti"
Avrupa'nın bir liderlik boşluğu içerisinde olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Tabii Amerika'yla, Avrupa'nın ilişkilerinin nasıl devam edeceği çok belirleyici bir faktör olacak. Biz burada ilkeli durmak durumundayız. Rasyonel olarak hangi adımlar atılması gerekiyorsa, o adımları atıyoruz ve bu, nihayetinde sonuç almamızı sağlayacaktır. Türkiye'ye böyle bir yaklaşımın olduğu, bir kısmı öğrenmek amacıyla, bir kısmı ilişkileri kuvvetlendirmek amacıyla, bir kısmı Türkiye'yle belki ortak şeyler yapmak amacıyla böyle bir arayış içerisinde olduğunu görüyorum." dedi.
Avrupa'da aşırı sağın yükselmesinin, Avrupa'nın ana akım siyasetini de zehirleyeceğine işaret eden Kurtulmuş, "Almanya'da belki bir sonraki seçimde aşırı sağ birinci parti olacak, Hollanda'da bir sonraki seçimde belki aşırı sağ birinci parti olacak ve bu sadece bizimle Avrupa'nın ilişkisini etkileyen bir şey değil, Avrupa'nın kendi iç ilişkilerini de olumsuz etkileyen bir gelişme olacak. Bu gelişmeler nedeniyle, 'otokrasi mi, demokrasi mi' diyoruz. Avrupa demokrasiyle öne çıkan bir bölge, bir kıta ama Avrupa'da otokratik eğilimler çok kuvvetli, popüler hale geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, Avrupa'nın Türkiye'yle irtibatının, Türkiye'ye açılımının olmasının Avrupa'yı da zenginleştireceğinin altını çizerek, "Avrupa'nın da iç zehirlenmesini de önleyecek önemli işlerden birisidir bu." diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, dünyada İsrail için bütün limitlerin dolduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nereden anlıyoruz? Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'e dokunuyor. Sonuç olur olmaz o ayrı bir şey. Uluslararası Ceza Mahkemesi, İsrail'e dokunuyor. Dokunulmaz zannedilen İsrail imajı yerle bir oluyor. Bunun sebebi ne? Bunun ortaya çıkmasının temel nedeni, hükümetleri gösterileri yasaklamasına rağmen Gazze meselesinin başından itibaren başta Batı ülkelerinde yüz binlerce insan sokaklara çıktı ve büyük bir insanlık cephesi oluşturdu. Eğer o insanlık cephesi oluşmasaydı, böyle bir sonuç almak mümkün değildi. Ben, onun için insanların zihninde, insanların gönlünde İsrail'e verilen bütün payelerin artık bittiğini, limitlerin dolduğunu, uluslararası alandaki bütün hukuki kuralların da İsrail tarafından yerle bir edildiğini, bunun tahammül edilemez bir noktaya geldiğini düşünüyorum. Bunu söylerken devletler, hükümetler nezdinde söylemiyorum, halklar nezdinde söylüyorum. Ama bir müddet sonra halklarla hükümetler arasındaki bu farkın da halkların lehine sonuçlanacağına inanıyorum, yani siyasi gidişat ona doğru. Eninde sonunda artık iki devletli bir çözüm olacak. Şimdi neredeyse büyük bir kitle uluslararası camiada iki devletli çözüm meselesine olumlu bakıyor. Zaten onun içindir İsrail bir an evvel işi bitirmek istiyor."
- "(AB ile ABD arasında) Büyük gerilimler olacak aralarında ama bunları koparmayacaklar"
Kurtulmuş, Avrupa'da yükselen aşırı sağın Türkiye açısından da zor bir tablo ortaya çıkaracağına işaret etti.
Avrupa'ya Türklerin hızlı bir şekilde entegre olmasına rağmen orada Türkleri de istemeyen faşistlerin bulunduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, "Hakikaten 'bizi tam üye olarak alın' meselesi, sadece bizim açımızdan önemli bir kart değil, aslında Avrupa için de rahatlatıcı bir fonksiyon. Bunu, aklı başında olanların değerlendireceklerini ümit ediyorum." ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Avrupa ile ABD arasında köklü fikir ayrılıkları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Anglosakson ittifakının da büyük oranda burada zedelendiğini görüyoruz. Bu da yeni başlamadı, aslında İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkması öyle sadece İngiliz halkının, 'Artık bu yükü taşımayalım' diye kenara koyduğu bir şey değil. Yani temel noktalarda birtakım fikir ayrılıklarının ortaya çıktığı Ukrayna meselesi. Almanya aslında Amerika'yla olan ittifakları konusunda ters bir noktada ama bunu sürdürebilecek bir gücü yok, potansiyeli yok. Açıkçası AB, Ukrayna'nın Kırım'ı ilhak ettiği anda oyun kurucu olma vasfını kaybetti. Eğer o zaman Avrupa Birliği müdahale edebilecek gücü olsaydı veya Merkel'in dışında birileri çıkıp çok kuvvetli bir şeyler söyleyebilmiş olsaydı, sonuç değişir değişmez ayrı bir şey ama Avrupa'nın en azından Kırım'ın ilhakına sessiz kalmadığı ortaya konulurdu ve başka bir siyaset gelişirdi. Gerilim olacağı açık, nerede duracağını açıkçası onların da bildiğini zannetmiyorum ama dengeli bir şekilde götürecekler. Şu teze de katılmam. Amerika'yla, Avrupa bütün bağları koparacaklar, irtibatsız olacaklar noktasında olduğunu zannetmiyorum. Büyük gerilimler olacak aralarında ama bunları koparmayacaklar."
- "400'ün üstünde Meclis'ten geçeceğini düşünüyorum"
Amerikan üniversitelerinde tekrar Filistin lehine hareketlerin başladığının anımsatılması üzerine Kurtulmuş, "Bu devam edecek, yani burada bir ateş yandı orada üniversiteler de devam edecek, üniversite hocaları arasında devam edecek, yani nihayetinde bu baskı karşı şeyini de doğuracak, yani orada da yanlış yapıyorlar. Amerika'nın bu kadar çok İsrail'in peşine takılmaması lazımdı. Yani Amerika'nın entelektüel çevrelerini de kaybediyorlar, bu devam eder." dedi.
Kurtulmuş, yeni anayasa çalışmaları konusunda sorulan bir soru üzerine, partilerin değil milletlerin anayasası olacağını söyledi.
Anayasa tartışmasının topluma yayılması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu nihayetinde bir siyasi iklim meselesidir. Siyasi iklim oluşursa insanlar farklı fikirlerde olmakla birlikte aynı masanın etrafına gelirse, bu siyasi iklimin ben olumlu tartışmaları gündeme getireceğini ve nihayetinde de bir matematik işi, 400'ün üstünde bir oyla da Meclis'ten geçeceğini düşünüyorum. Yani ben bugüne kadar hiç anayasanın içeriğiyle ilgili konuşmadım pozisyonum dolayısıyla benim de hayatım boyunca anayasayla ilgili birikimim, çalışmalarımız var, partide yaptığımız çalışmalar var. Türkiye'nin burada yani bir kere çoğulcu, kapsayıcı, demokrat, sivil, toplumun bütün kesimlerinin kendisini işin içerisinde gördüğü, güçler ayrımı prensibini tam manasıyla benimsemiş ve bu anlamda da hukukun üstünlüğü prensibini gerçekten yerleştirmiş kapsamlı bir anayasaya ihtiyacı var."