Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda
yaptığı konuşmada, pazar günü 3 ilçe ile 4 beldede yerel seçimlerin
tekrarlandığını anımsatarak, MHP'nin,
Aksaray'ın Sağlık beldesinde seçimi kazandığını, diğer bazı seçim bölgelerinde
de az farkla geride kaldığını söyledi. Bahçeli, "Mesela Kayseri'nin
Pınarbaşı ilçesinde olan budur. Oy versin ya da vermesin aziz milletimizin her
güzel insanına teşekkür ediyorum." ifadesini kullandı. Bahçeli, 2
Haziran'daki seçilen belediye başkanlarını tebrik ederek, başarılar diledi.
MHP'nin aday
ve teşkilatlarının, yenilenen seçimlerin hazırlık döneminde azami feragat ve
gayretle çalıştığını belirten Bahçeli, "Gönül isterdi ki daha iyi sonuç
alalım, daha müessir olalım. Ancak milletimizin takdir ve tercihi neyse
bağlılığımız ve saygımız tartışmasızdır." diye konuştu.
Bahçeli,
31 Mart ve 2 Haziran seçimlerini dikkat ve titizlikle yorumlayıp eksik ve
zaafları, avantaj ve dezavantajları özgüven içinde analiz edeceklerini, yeri
geldiğinde özeleştiri yapmaktan çekinmeyeceklerini kaydetti.
Hazreti
Mevlana'nın "her gün yeniden doğmak" deyişini anımsatan Bahçeli,
"Artık önümüzdeki iç ve dış sıcak gündemlere odaklanmalıyız. Gözlerimizi
sürekli dikiz aynasında tutarsak karşılaşacağımız ilk engele takılmamız
kaçınılmazdır. Arka arkaya eklemlenen seçimler dönemi şimdilik
kapanmıştır." dedi.
Ülkeyi ve
milleti meşgul eden mühim meselelere tüm yönleriyle kilitlenmekten başka
seçeneğin kalmadığını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Yumuşama
kisvesi altında lafla peynir gemisi yüzdürenlerin ne yapacağı ayrıca ele
alınmalıdır. MHP,
başkalarının gündeminde konu mankeni değil, kendi gündemini inşa ve ihya etmede
mahir ve muvaffakiyet sahibidir. Milliyetçi fikriyatın bıçkın zekasıyla
demokratik faziletin birikimli zenginliği bizim anlayışımızda terekküp ve
temerküz etmiştir. Nitekim milliyetçilik ile demokrasinin ikiz kardeş olması
şöyle dursun, bir yüzün iki yanağı, bir köprünün iki yanı, bir kürenin iki
yarısı olduğu alenen ortadadır. Fakat sözde demokrat, özde demagog olanların bu
gerçeğin hakkını bırakınız teslim etmelerini bilakis algılamaları ve anlamaları
için kırk fırın ekmek yemeleri bile faydasızdır.
CHP Genel
Başkanı'nın, yenilenen Pınarbaşı Belediye Başkanlığı seçiminin hitamında MHP'ye
ve Kayseri Milletvekilimize karşı sergilediği nezaketsiz ve sevimsiz tutum
yakışıksız olduğu kadar mesnetsiz ve temelsizdir. MHP,
31 Mart 2024'te yapılan Pınarbaşı Belediye Başkanlığı seçimlerinde
usulsüzlüklerin ve hukuksuzlukların olduğunu iddia etmiş, bu iddianın ispatıyla
da seçimin tekrarı kararlaştırılmıştır. Kayseri Milletvekilimizin terör
estirdiğini, küfürler eşliğinde önüne geleni tehdit ettiğini söyleyen CHP Genel
Başkanı müfteriliğine yeni bir halka eklemiştir."
-"CHP
Genel Başkanı'nın yolu yol değildir"
"Bu
şahsın ağzından çıkacak sözler bunlar mı olmalıydı? Bir parti genel başkanı
değerlendirmesini bu çerçevede mi yapmalıydı?" diye soran Bahçeli, şunları
kaydetti:
"MHP'nin
herhangi bir milletvekili veya teşkilat mensubunu terörle ilişkilendirmek
sadece ağır bir bühtan değil, aynı zamanda yumuşama pozları veren bir zatın
edepsiz beyanatı ve eşik tanımayan hezeyanıdır. CHP Genel Başkanı, terör ve
terörist görmek hususunda önüne geçemediği bir merak içindeyse bize değil, yanı
başında vazo gibi tuttuğu, kol kola girdiği, emel ve hedef birlikteliği içinde
olduğu DEM'li bölücülere bakması en doğru ve doğal tercih olacaktır. Bize
küstahça üslup hatırlatması yapan bu şahsın, önce kendi ağzını yıkaması, diline
hakim olması, hırs bürümüş gözüne bizi kestirmekten derhal dönüş yapması ikazen
tavsiyemdir. Parti yöneticilerimizi ve milletvekillerimizi doğrudan hedef alan,
yalan ve yanlışlarla dolu iddialarda bulunan CHP Genel Başkanı'nın yolu yol
değildir, sözleri itibarlı ve isabetli değildir.
Kendisi
her şeyi yapacak, aklına her eseni söyleyecek, her filmin içinde başrole talip
olacak, sonra da normalleşmeden ve yumuşamadan bahis açacak... Diyorum ki; bu
terazi o sıkleti çekmez, yumuşakça duruş Milliyetçi Hareket Partisi'yle
bağdaşmaz, asla da yakışmaz. Bir yanağımıza tokat atana diğerini dönemeyiz. Ya
aynısıyla cevap veririz ya da uzanan o eli kırıp atarız. Bazıları söz konusu
dümen çevirmek olunca hemen kaptan kesiliyor. Bilmiyorlar ki dümenciliğin sonu
aylaklık ve ayakçılıktır."
Kendilerini
hiçbir zaman yüksekte görmediklerini, sadece siyasi müflislerin ve
ikiyüzlülerin seviyesine inmediklerini ve inmeyi de hiç akıllarından
geçirmediklerini ifade eden Bahçeli, "Öylelerini tanıdık ki biraz adam ol
diyeceğimiz ilk anda yutkunduk ve vazgeçtik. Çünkü onlardan imkansızı istemenin
boşuna bir heves olduğunu defalarca gördük ve şahit olduk. Dünya alemin derdi
biz olmuşuz, anlaşılan alayına külahlarını ters giydirmiş, uykuyu da haram
etmişsiz. Allah'ın izniyle buna devam edeceğiz." değerlendirmesinde
bulundu.
-"Bizde
geri adım olmaz"
Bahçeli,
halkın, hakkın ve hakikatin peşinde koşar adımlarla ilerleyeceklerinin altını
çizerek, mevzi kazanımlarla veya taktik üstünlüklerle avunmak yerine, Türk
milletine şerefle, karşılıksız sevdayla, siyasi ve stratejik imkanlarıyla
hizmet etmeyi, bu uğurda her fedakarlığı göze almayı kararlılıkla
sürdüreceklerini söyledi.
"Bizde
geri adım olmaz." ifadesini kullanan Bahçeli, "Bizde meselelere
geriden bakmak, hesabi yaklaşmak, çıkar ve rant devşirmenin gölgesine sığınmak
diye bir şey de asla olamaz. Bizim kalbimizin hisarlarında çarpan ve çınlayan
vatan ve millet sevgisidir. Siyasette yumuşama arayanlar önce bu sevgide
uzlaşacak cesamet ve cesareti gösterebilmelidir. Bunun dışında gürültü
kirliliğine, açılan tiyatro perdelerine karnımız tok, aldırışımız yoktur."
şeklinde konuştu.
Her
insanı aziz bilen, her vatandaşı kardeş sayan bir fikir ve fıtrat kalibresiyle
önce "ülkem ve milletim", sonra "partim ve ben" demekten,
akıllarında Türkiye'yi bayrak gibi taşımaktan bir an olsun taviz
vermeyeceklerini belirten Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Onun
bunun değirmen taşında öğütülecek, şunun bunun istismar sofrasında meze olacak
ne bir arkadaşımız ne de siyasetimiz vardır. Yumuşama ve normalleşme diyenler,
şayet Türk ve Türkiye sevgisinde, Türk milletinin ortak aklı ve ortak
paydasında kararlı ve kati buluşmaya 'tamam' diyorlarsa, bunu da fiilleriyle ve
fikirleriyle tescil ediyorlarsa haydi buyursunlar, bize her yer Türkiye'dir,
Türk milletinin has bahçesidir. Uzlaşmanın adresi büyük Türk milletidir.
Kucaklaşmanın temeli vatan ve millet sevgisidir. Kaynaşmanın ve kardeşçe
yaşamanın çatısı Türkiye Cumhuriyeti'dir. DEM'lenmek bu çatıyı çökertme
girişimidir. Bölücülük bu çatıyı yakıp yıkmaya azmetmek demektir. MHP ile
Cumhur İttifakı'nın böylesi bir tükenişe ruhsat vermesi, izin vermesi, onay
vermesi, müsaade etmesi, göz yumması akla, mantığa, izana, insafa, vicdana,
yaşanmış Türk asırlarına ve kutlu ceddimize A'dan Z'ye hakaret ve hıyanetle
eşdeğer olup, kesinlikle imkansızdır."
-
İçişleri Bakanı Yerlikaya ve mesai arkadaşlarına kutlama
Hakkari
Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın görevden alınmasına değinen Bahçeli,
şöyle devam etti:
"31
Mart 2024 tarihinde seçilmiş bir belediye başkanı düşününüz, PKK/KCK terör
yapılanmasının üst düzey yöneticisi olarak görev alsın, örgüt nam ve hesabına
sözde sorgulamalar yapıp, sözde vergiler toplasın, terörist cenazeleri ve
benzeri eylemleri organize ederek halka katılımlarını sağlamak amacıyla baskı
yapsın, kepenk kapatmaya karşı çıkan esnafı PKK terör örgütü adına tehdit
etsin, küçük yaştaki çocukları kandırarak terörist sevk ve devşirme zincirinin
tam göbeğinde yer alsın, Mehmetlerimize, polislerimize, korucularımıza ve sivil
vatandaşlarımıza eylem amacıyla dağdan şehre inmiş hainleri evinde barındırsın,
kısaca özetlediğim bu belediye başkanı modeline bire bir uyan Hakkari Belediye
Başkanı, hamdolsun görevden uzaklaştırılarak gözaltına alınmış, Hakkari Valimiz
Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirilmiştir."
İçişleri
Bakanlığının hukuk sınırları dahilinde devreye girdiğini, Türkiye
Cumhuriyeti'nin hükmü şahsiyetini, egemenlik haklarını amasız, fakatsız
muhafaza ettiğini vurgulayan Bahçeli, bu kapsamda İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya
ve mesai arkadaşlarını kutladı.
Bahçeli,
bir teröristin 31 Mart seçimlerinde aday gösterilmesinin evvelemirde
"demokrasiye kastetmek, hukuku işlevsiz hale sokmak niyetiyle arkasından
dolanmak, devlet ile yöre halkını karşı karşıya getirmenin hazırlığını
yapmak" olduğunu ifade ederek, "Silahlı terör örgütünü yönetmek,
silahlı terör örgütüne üye olmak ve örgüt propagandası yapmak suçlarından
Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılaması süren ve hakkındaki kararın
açıklanması an meselesi olan bir PKK'lının seçimlere katılması başlı başına
skandaldır." dedi.
"Halkın
iradesine ket vuran, hukuka kara çalmak için teşebbüs içinde olan
bayraksızların, demokrasi ve özgürlük istismarıyla Türk ve Türkiye
düşmanlığında söz kesen hainlerin belli" olduğunu dile getiren Bahçeli,
"'Kayyuma karşıyız' sözleriyle, bölücü terör örgütüne açık veya gizli
hizmet eden, destek veren kimlik ve kişilik yoksunları bellidir. Ama hepsinden
daha belli ve daha bilinir olan da Türk devletinin ve Türk milletinin muktedir
gücü, yılanın başını ezen demir yumruğudur. PKK'lı sözde Hakkari Belediye
Başkanı'nın kirli yakasından nasıl tutulmuşsa, inanıyorum ki diğer kanun ve
ahlak kaçkını sözde belediye başkanlarının ve milletvekillerinin de
yakalarından öyle tutulacaktır." ifadelerini kullandı.
-"Muz
cumhuriyeti, kabile devleti değil"
Türkiye'nin,
muz cumhuriyeti, kabile devleti, işgal ülkesi olmadığının altını çizen Bahçeli,
şunları kaydetti:
"Yanılıp
yenilip aksini düşünenlere bu vatanın suyu da havası da ekmeği de boğazlarına
dizilecek, burunlarından fitil fitil getirilecektir. Güney sınırlarımız boyunca
terör devleti hayalini kuranların, hevesleri sadece kursaklarında bırakılmakla
kalmayacak, Türk milletinin kudretini, topu birden en ağır şekilde
göreceklerdir. Türkiye'yi önce hırpalayıp, sonra yorup ve yıldırıp, ardından da
bölgesel ve küresel dayatmalarla bölünmesini planlayanlar unutmasınlar ki Türk
milletinde kahraman bitmez, şehitler tepesi boş beklemez, gaziler kervanının
arkası hiçbir zaman kesilmez. Doğudan batıya, kuzeyden güneye tüm Türkiye'de
terörist belediye başkanı, terörist milletvekili istemiyoruz."
Sözde
kayyum edebiyatı yapanların, önce bölücü terör örgütü PKK'ya nasıl
baktıklarını, onun siyasi aparatı DEM'e nasıl yaklaştıklarını netliğe
kavuşturmakla mükellef olduğunu belirten Bahçeli, "Bir PKK'lının adli ve
idari manada tecziye edilmesine kim karşı çıkıyorsa, kimler halk iradesinin ve
demokrasinin tanınmadığını ileri sürüyorsa, onları iyi tanıyınız, beşinci kol
faaliyeti içinde nasıl zehir döktüklerini, ihanetin seyrüseferine nasıl
çıktıklarını açıkça göreceksiniz." dedi.
- CHP'ye
sorular
Bahçeli,
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Gerçek
emellerini maskeleyerek normalleşme ve yumuşama sözlerini tedavüle sokan
DEM'lenmiş CHP'ye sormak isterim; bizim hangi konuda yumuşak huylu olmamızı
bekliyorsunuz? Bölünme ve ayrılmada mı? Bin yıllık kardeşliğimizi bozmadı mı?
Nasıl bir uzlaşma ve normalleşme vasatını kafanızdan geçiriyorsunuz?
Devletimizin nasıl parçalanacağını mı, vatan topraklarımızın nasıl taksim
edileceğini mi? Yumuşayarak ve normalleşerek hangi karara varacaksınız?
Şehitlerimize nasıl ihanet edeceğinize mi? Gazilerimizi bir kez daha nasıl
yaralayacağınıza mı? Kahramanların hatıralarını nasıl ayaklar altına
alacağınızı mı? Terörist Demirtaş ve DEM'e övgüler yağdıranlar, sorarım
hepinize, maksadınız bunlardan hangisidir? Bize ne anlatmak istiyorsunuz?
Bunların hangisini tartışıp, hangisinde yumuşayalım? Bunların hangisini normal
görüp hangisine seyirci kalalım? Allah esirgesin, sözgelimi sizin
telkinlerinize kapıldık veya aldandık diyelim, peki aziz ecdadımıza ne
diyeceğiz? Ne anlatacağız, nasıl bir bahaneye sığınacağız? Eğer bildiğiniz bir
şey varsa itiraf ve ifade ediniz. 'Gafletteydik, uyuyorduk, haberimiz olmamış
mı' diyeceksiniz? 'Görmedik, bilmedik, düşünmedik mi' diyeceksiniz? 'Zalimler
böyle buyurdu, ne yapalım, korktuk ve saklandık mı' diyeceksiniz? 'Çaresiz
kaldık, boynumuzu eğdik, tehditlere karşı süngü düşürdük mü' diyeceksiniz?
DEM'lenmiş
CHP'den tutun da diğer muhalefet partileri söylesin de bilelim, bu kokuşmuşluğu
nasıl telafi edecekler, neyi ve neleri ileri sürecekler? Böylesi bir karanlıkta
ısrar ve inat devam ederse, böylesi bir felaketin figüranı olurlarsa, bunu
tarihe nasıl anlatacaklar? Millete nasıl açıklayacaklar? Bunun vebalini nasıl
üstlenecekler? Bunun hesabını iki cihanda nasıl verecekler?"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Türk
milliyetçilerini etnik temelde bir çatışma ortamına çekmek için yapılan çok
yönlü tacizler bizce malumdur. Ancak, DEM'cilerin ve yandaşlarının siyasi
kışkırtmalarına ve tahriklerine rağmen bu oyun mutlaka boşa çıkarılacaktır."
dedi.
Bahçeli,
MHP TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türk milletine ihanet gibi bir
hataya sürüklenmiş olanların, bin yıllık tarih boyunca aldığı derslerin ve
karşılaştıkları akıbetlerin hatıralarının henüz canlılığını koruduğunu ifade
ederek, "Türkiye'yi hain bir suikastın hedefi haline getirmek isteyen
terör ve bölücülük cephesi çok iyi bilmelidir ki büyük Türk milleti, birliğini
ve bütünlüğünü sonuna kadar müdafaa edecektir." değerlendirmesinde
bulundu.
Milletin
varlığından ve devamından asla vazgeçemeyeceklerini, bu varlığın devletin ve
demokrasinin varlığından ve devamından daha öncelikli olduğunu vurgulayan
Bahçeli, "Allah göstermesin, devletimiz çöküntüye uğrasa da, demokrasimiz
kesinti yaşasa da, eğer milletimiz ayaktaysa, yıkılmamışsa, dağılmamışsa,
ayrışmamışsa kaybettiğimiz bu değerlerin tamamını yeniden inşa etme imkanımız
her zaman vardır. Geçmişte 16 olduğunu söylediğimiz yıkılışların, 17. kuruluşla
sonuçlanmasının esas nedeni ve gerçek dayanağı da budur." şeklinde
konuştu.
Demokrasiyi
milletin huzuru, istikrarı, güvenliği, refahı için istediklerini kaydeden
Bahçeli, "Kaldı ki içi ve içeriği bilinmeyen bir demokrasi arayışı Türk
milletini heder etmekten ve hüsrana uğratmaktan başka bir şeye hizmet
etmeyecektir. İçi boş bir demokrasi arzusunu, devletin ve özellikle milletin
önüne çıkaran gafillerin, iyi niyetli bile olsalar, nasıl yıkıma
götürebileceğini anlamak ve ders almak için son iki asırlık tarihimize bakmak
yeterlidir." ifadelerini kullandı.
Milletsiz
ve devletsiz demokrasi beklentisi gibi mefluç hamlelerin Osmanlı
İmparatorluğu'nu adım adım nasıl parçaladığını görmek gerektiğini belirten
Bahçeli, "Temennimiz muhalefetin düştüğü yanlıştan gecikmeksizin dönerek,
Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk milleti kimliği ve demokrasinin güvencesiyle sonsuza
kadar bir ve beraber yaşamasına samimiyetle katkı vermesidir." dedi.
-
"DEM'cilerin siyasi kışkırtmalarına rağmen bu oyun mutlaka boşa
çıkarılacaktır"
Milliyetçi
Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı'nın, Türkiye'nin milli birliğinin ve bin
yıllık kardeşliğinin temel harcı ve ebedi güvencesi olduğunu kaydeden Bahçeli,
şöyle devam etti:
"Türk
milliyetçilerini etnik temelde bir çatışma ortamına çekmek için yapılan çok
yönlü tacizler bizce malumdur. Ancak, DEM'cilerin ve yandaşlarının siyasi
kışkırtmalarına ve tahriklerine rağmen bu oyun mutlaka boşa çıkarılacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkücü gençlik Türkiye için bir felaket olacak
böyle bir kavganın tarafı olmayacak, bunu önlemek için demokratik ve meşru
zeminlerde sonuna kadar mücadele edecektir. Bizim terör ve etnik bölücülük
konusundaki milli duruşumuz ve bu hususta kimseyle tartışmayacağımız değişmez
kırmızı çizgilerimiz herkes tarafından çok iyi bilinmektedir. Milli meselelerde
nerede durduğumuz bellidir ve şerefli geçmişimizin şahadeti altında milli
vicdanda tescil edilmiştir. DEM'lenmişlerin, bu konularda nerede durduklarına
göz atması ve bizi hedef alan ithamlarda bulunmadan önce çok iyi düşünmeleri
tutarlılık gereğidir.
Türkiye'nin
bir tehdit sarmalında olduğu aşikardır. Ekonomik abluka, diplomatik kuşatma,
siyasi yıldırma ve teçhiz edilen kara kampanyalarla sonuca gitmek isteyen iç ve
dış husumet kampının yakın hedefi Milliyetçi Hareket Partisi, Ülkü Ocakları ve
Cumhur İttifakı'dır. Menfur saldırıların asıl maksadı ve esas iç yüzü
gözümüzden kaçmamaktadır. Bir ayağı yurt içinde, diğer ayağı da yurt dışında
bulunan meşum operasyonların kumanda merkezinde Milliyetçi Hareket Partisi ile
Cumhur İttifakı'nın stratejik meşguliyetini sağlamak, enerjilerini içe dönük
harcamasını temin etmek yer almaktadır. Şayet kısır ve sığ gündemlere biteviye
sürüklenirsek, terör devleti inşasının mesafe alması, PKK/YPG/PYD'nin manevra
alanını genişletmesi, siyonizme koruma kalkanı işlevi görecek nevzuhur garnizon
devletinin zamanla ortaya çıkması mukadderdir."
-
"Sahnelenen oyun karanlıktır, oyun uşakları kurnazdır"
Türkiye'nin
milli mukavemetini kırmaya, Cumhur İttifakı'nın müteyakkız siyasetini
örselemeye yönelik çok aktörlü, çok katmanlı, çok boyutlu provokasyon ve
saldırı mekaniğinin gittikçe hız ve derinlik kazandığını dile getiren Bahçeli,
"Sahnelenen oyun karanlıktır, oyun uşakları kurnazdır, tehlike bölgesel ve
küresel mahiyetlidir." dedi.
MHP ve
Ülkü Ocakları aleyhine tedavüle sokulan karanlık senaryoların artan dozajlarla
ilerletildiğini söyleyen Bahçeli, "Yargıya intikal etmiş bir cinayet
davasında partimizin ve Ülkü Ocakları'nın suçlanması, hatta dahilde ve hariçte
Ülkü Ocakları'na suç örgütü gölgesi düşürmek için kolları sıvayan ajan ve
provokatörlerin sırtının sıvazlanması tesadüf değildir. Hepsini biliyoruz,
hepsini takip ediyoruz, verilmeyecek bir hesabımızın olmadığını cümle alemle
paylaşıyoruz." ifadelerini kullandı.
Bahçeli,
"Hesaplaşmaya hazırız, hesaplaşmadan kaçmayız, hesap soracak yüreğe ise
sahip olduğumuzu hiç kimsenin yabana atmamasını bekliyor, aklından
çıkarmamasını temenni ederiz." dedi.
"Hesaplaşacağız,
ama helalleşmeyeceğiz." diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bugüne
kadar sessiz kalışımız Ülkücü katillerini unuttuğumuz anlamına asla
gelmemelidir. Dün kanımızı dökenlerin bugün sözde mahkeme kurup Ülkücü
müdafaasına tevessül etmeleri utanmazlığın sınır tanımadığına acıklı bir
örnektir. Ülkücü'yü, Ülkü Ocakları'yla ayrıştırmanın, dahası terörle ilişkilendirmenin
zillet ve kabus dolu düşünü kuranlar eninde sonunda mahcup ve mağlup
olacaklardır. Bize hazırlanmış bir iddianameyle ilgili olmadık lafı edenler her
şeyden önce ellerine ve vicdanlarına bulaşmış Ülkücü kanlarını temizleyecek
edep ve onuru gösterebilmelidir. Bizim hiç kimseden öğrenecek veya duyacak bir
şeyimiz yoktur. İlk silahı çekenlerin, ilk mermiyi atanların, Türkiye'yi
Marksist-Leninist uçuruma itmek için her ilkelliği tatbik edenlerin binlerce
dava arkadaşımızın kanına girdiğini yaşayarak biliyoruz ve onlarla, onların
izinden yürüyenlerle her seviyede hesaplaşmaya hazır olduğumuzu üstüne basa
basa açıklıyoruz."
-
"12 Eylül öncesi yarım kalan mücadeleyi tamamlamak için gün sayanlar
varsa, sizden korkan sizin gibi olsun"
Gazeteci
Yazar Metin Toker'in 1970'li yılların başında kaleme aldığı "Solda ve
Sağda Vuruşanlar" isimli kitabından bir anekdotu da aktaran Bahçeli,
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın sol cephede cereyan eden olaylardan şikayet
etmesi üzerine 2. Cumhurbaşkanı ve dönemin CHP Genel Başkanı olan İsmet
İnönü'nün "Bir de Ülkü Ocakları var" dediğini hatırlattı.
MHP Genel
Başkanı Bahçeli, "Boykot da işgal de bir sözlerinin patenti İnönü'ye
aittir ve bu açıklamayı takip eden yıllarda Maocu, Marksist-Leninist
militanların kanlı eylemleri hem milletimizi hem de dava arkadaşlarımızı hedef
almıştır." dedi. Bahçeli, şöyle konuştu:
"Milliyetçi-Ülkücü
Hareketi geçmişte haksız yere suçlayıp hunhar saldırılarla iradesinden,
istikametinden, inancından ve davasından caydırmaya azmedenlerin, bugünkü
siyasi ve ideolojik uzantılarının bir cinayet davası üzerinden MHP ve Ülkü
Ocakları düşmanlığını güncelleme teşebbüsü aşağılık bir tertibin, alçak bir
tezgahın, dış bağlantılı bir kumpasın varlığına işaret değilse acaba nedir? 12
Eylül öncesi yarım kalan mücadeleyi şayet tamamlamak için gün sayanlar varsa,
ben de diyorum ki, sizden korkan sizin gibi olsun, yolundan dönen namert olsun,
davasının onurunu savunmayan şerefinden mahrum olsun. Hesaplaşma teklifimizi
yineliyorum. Hatta hodri meydan diyorum. Hasbelkader bir ara partimizde yer
alsa da, şimdilerde neyin hesabı, ne hesaplaşması diyerek ileri geri konuşan
çürüklerin vakti saati geldiğinde ipliğini pazara çıkarmak, ne kadar ahlaksız
olduklarını deşifre etmek davamıza vefa borcumuzdur. Kurdun boynuna tasma
geçmez, geçerse itin boynuna geçer. Aramızda açık hesap olanlar sanmasınlar ki
kapandı defterler, tek tek yazdık her birini bir sayfaya, günü geldiğinde iyi
ya da kötü muhakkak ödenecek bedeller."
İşbirlikçi
ve iradesiz siyasetçiler gibi olmayacaklarını söyleyen Bahçeli, "Hala
malum televizyonlara çıkıp geçmişte Ülkücü Hareketin içinde bir kuru yaprak
gibi dolaşanların nasıl yeşertilmek istendiğini, ihanetlerini nasıl artırma
gayreti içinde olduklarını görüyor ve şahit oluyoruz. Onların defteri bizde yazılıdır,
hatıraları bizde malumdur. Onların ihanetiyse herkes tarafından
bilinmektedir." dedi.
Türkiye'yi
"yaşasın ile kahrolsun" nidaları arasına sıkıştıramayacaklarını
belirten Bahçeli, "Bazıları kapıyı sert çekip gittiğinden dönmeye yüzleri
kalmadı, bazıları meçhule açtıkları yelkenler yırtılınca ıssızlığa mahkum oldu.
Kimi zaman da sapı gövdemizden yapılan baltaların darbesine maruz kaldık, ancak
geldiğimiz bu aşamada tıpkı bir çınar gibi Türk milletinin vicdanında kök
salmasını çok şükür başardık." diye konuştu.
Pusu
kuranların hayal kırıklığına uğratılacağını dile getiren Bahçeli, "Menfur
ve melun emel sahiplerini uyarıyorum, kutlu davamız sonsuza kadar da duayla
koruma altındadır." dedi.
-
"Yaygın ve yıkıcı bir savaşın doğması kuvvetle muhtemeldir"
Filistin'i
tanıyan ülke sayısının 147'ye ulaşmasını değerlendiren Bahçeli, "Bu sayı
hızla yükselmeli, İsrail'in işlediği soykırım suçu en başta küresel vicdanda
mahkum ve telin edilmelidir." diye konuştu.
ABD
Başkanı Joe Biden'ın "savaşın bitme vakti geldi" mesajının gerçeğe
dönmesinin ertelenemez bir mecburiyet olduğunun altını çizen Bahçeli,
"İsrail Başbakanı caniyahunun 1 Haziran 2024 tarihinde Hamas yok edilene
kadar Gazze'de kalıcı ateşkesin olmayacağını ileri sürmesi katliamların
süreceği yönündeki şüphe ve kaygıları maalesef kamçılamıştır." ifadelerini
kullandı.
Bahçeli,
"ABD Temsilciler Meclisi Başkanı öncülüğünde İsrail Başbakanı'nın
Kongre'ye davet edilmesi ve bu vesileyle konuşma yapacak olması eğer ateşkes
adına diyalog ve işbirliğini sağlamak gayesine matufsa mesele yoktur. Yoksa
caniyahunun ABD'de ağırlanıp kucaklanması, sonra da bir şey olmamış gibi
uğurlanması halinde bunun zulme ve soykırıma ortaklık şeklinde anılacağını
herkesin bilmesinde yarar vardır." dedi.
İki
devletli çözümden başka herhangi bir alternatiften bahsedilemeyeceğini
vurgulayan Bahçeli, aksi halde beşeriyetin en kötü senaryoya maruz kalmasıyla,
yaygın ve yıkıcı bir savaşın doğmasının kuvvetle muhtemel olduğunu belirtti.
MHP Genel
Başkanı Bahçeli, "ABD'nin onurlu bir misafir olarak kabullenip ABD'ye
davet ettiği bu caniyahu eğer cesareti varsa Türkiye havaalanından, Türkiye
topraklarından geçsin de görelim." diyerek konuşmasını tamamladı.

Son Dakika Gelişmelerden Vaktinde Haberdar olmak istiyor musunuz? Google News'te Gazette'ye abone
olun.
ABONE OL!