Dervişoğlu, partisinin Afyonkarahisar'da "Her gün
yeniden doğarız" sloganıyla düzenlediği kampta, gazetecilerin sorularını
yanıtladı.
Bunun "öz eleştiri kampı" olacağı yönündeki
ifadesinin anımsatılması üzerine, herkesin kendisini eleştirdiğini, bazılarının
tecrübesizliğinden kaynaklanan hatalarını konuştuğunu ifade eden Dervişoğlu,
"Her şey güllük gülistanlık değil ki İYİ Parti açısından. Önemli olan
rahat bir ortamda bunların telaffuz edilmesini temin edebilmek." diye
konuştu.
Kendisine yönelik eleştiriler bulunduğunu belirten
Dervişoğlu, "Fazla gelenekçi olduğum için bazı olaylarda müdahil olmam.
Özellikle bu istifa konularında, 'etme, eyleme' demem kimseye. Geldiğim gelenek
buna müsait değil." ifadesini kullandı.
Dervişoğlu, kampta çok fazla sorunlarının olmadığını
müşahede ettiğini belirterek, "Dışarıdan bakıldığında İYİ Partinin içinde
sürekli tartışma varmış gibi bir algı var. 'İYİ Partide sular durulmuyor'
falan. Fırtına gördünüz mü? Gayet iyi durum. Tabii başka birtakım hesapları,
idealleri olan insanlar olabilir. Bu da siyasetin doğasında olan bir şey.
İstifaların bizi etkilemediğini konuştuk. Genel değerlendirme yaptığımızda bu
istifalardan partinin geleceğine dair bir endişeye mahal olmadığı durumunu
tespit ettik." değerlendirmesinde bulundu.
Sürekli tartışmaların içinde boğulmaya zorlandıklarını
vurgulayan Dervişoğlu, "Bir türlü bir kısım medyaya kendimizi
beğendiremedik. En başından beri sürekli birtakım insanlar farklı değerlendirmeler
yapıyorlar." diye konuştu.
Bir soru üzerine Dervişoğlu, partisindeki istifalardan
kendisinin ve arkadaşlarının etkilenmediğini ifade etti.
Dervişoğlu, "Bunlar siyasette olur. Yenileri de
olabilir, sorumluluğunun icaplarını yerine getirmeyen ya da sorumluluğunu
taşımayan bir kısım insanın istifasını şahsen ben de talep edebilirim,
isteyebilirim, onlara fırsat bırakmadan. Bunlar normal şeyler, diğer partilerde
de oluyor." ifadelerini kullandı.
Kampa Konya Milletvekili Ünal Karaman ve İstanbul
Milletvekili Burak Akburak'ın katılmadığına işaret edilmesi üzerine Dervişoğlu,
Karaman'ın mazereti olduğunu ve bununla ilgili bilgilendirdiğini söyledi.
Dervişoğlu, "Sayın Burak Akburak herhangi bir mazeret beyanında bulunmadı,
bu kampa katılmamak noktasında. Kendisini izliyorum, grup toplantılarına da
katılmıyor. Arkadaşlarımı görevlendirip kendileriyle görüşmelerini sağlayacağım."
dedi.
Dervişoğlu, "rahatsızlık yaratabilecek bir istifa dalgasının
oluşmadığını" belirtti.
Bir soru üzerine, üye istifalarının 2023 seçimlerinden
önceki "3-6 Mart sürecinde" başladığını ifade eden Dervişoğlu,
"Çok yoğun bir istifa oldu, hem 3 Mart'ta hem de 6 Mart'ta oldu. Ondan
sonra da böyle bir rutin üzerinden gidiyor." diye konuştu.
Koray Aydın'ın istifasına yönelik soru üzerine Dervişoğlu,
şunları söyledi:
"Koray Bey'in istifasını diğer istifalardan ayırırım.
Koray Bey partinin 200 kurucusundan biri, ayrıca kurucu teşkilat başkanı. Türk
siyasetinde önemli yeri olan, yüksek görevlerde bulunmuş bir siyasi şahsiyet.
Dolayısıyla onun istifasına 'üzülmedim' dersem yalan olur."
Dervişoğlu, partisinden "genç iki arkadaşlarının istifa
ettiğini" belirterek, şöyle konuştu:
"Neden istifa ettiklerini anlamadım. 'Hizmet etme
imkanı bulamadım' diyor. Siyasette milletvekili olmak için kimlerin hangi
çabayı sarf ettiğini biliyorsun. Bu arkadaşlar da bir kalemin ucuyla hiçbir
çaba sarf etmeden, hiç ter akıtmadan, emek sarf etmeden milletvekili olmuşlar.
Önemli görevlere gelmişler. Kendisine oy veren ve peşi sıra koşup, onu
milletvekili yaptırmak için emek sarf eden arkadaşların haklarına ve
hukuklarına saygı göstermemişler. Bunu makul karşılayabilmek mümkün
değil."
Bazı kişilerin istifa sırasında "büyük laflar"
ettiklerini ifade eden Dervişoğlu, "Bir kısım istifa eden arkadaşın
ailesini arayarak, istifalarını engelleyebilirdim. Babalarının hatırına istifa
etmekten vazgeçiyorsa, ona o sıfat yakışmıyor demektir. Hiç olmazsa
milletvekili olmaya devam etsin. Babasının vesayetinden çıkarayım istedim.
Yoksa arayıp halledebilirdim babasını. Ama adam kalsın istedim." diye
konuştu.
Dervişoğlu, partisinin kurucu genel başkanı Meral Akşener'in
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesine ilişkin soruya, "O
konulara hiç girmiyorum. Ben, 'Kim ne istiyor, hangi tartışmayı yaratacak? Öyle
bir dileği temennisi var' diye bakıp, o temenniye ya da o değirmene su taşımak
zorunda değilim. Yani Koray Bey'i kamuoyu da merak ediyor deyip sorabilirsiniz.
Özgür Bey iki defa görüştü Tayyip Erdoğan ile ne konuştuklarına dair bir merak
oluştu mu toplumda?" cevabını verdi.
Bu konunun içine girmek istemediğinin altını çizen
Dervişoğlu, "Beni ilgilendiren oradaki fotoğraf karesidir. Ne
konuşulduğunu zerre-i miskal düşünmüyorum, merak da etmiyorum. Bütün
tartışmalar o fotoğraf karesinden kaynaklı. Ben bir şey diyemem, muhataplarına
sormak lazım. Bu konuda bir açıklama yapma ihtiyacım yok benim. 'Kim ne yapıyor
acaba' diye merak etmek gibi bir durumum yok. Çünkü İYİ Partinin genel başkanı
benim. İYİ Partinin ne yapacağına ben karar veririm. Mesele bu kadar
basit." dedi.
Kamuoyu araştırma şirketlerinin sonuçlarının tamamına
yakınında partisinin ivme kazandığının görüldüğünü ifade eden Dervişoğlu,
kendisinin tanınmışlık oranının ise çok yüksek olmadığını ifade etti.
Dervişoğlu, ancak bunun dezavantaj olmadığını belirterek, "Tanınmamış
olmamıza rağmen bir yükselme trendi varsa zaman içinde tanınmışlık oranımız
artar, biz de kendimizi doğru tanıtmaya muvaffak olabilirsek, o zaman bambaşka
bir tablonun ortaya çıkacağı kanaatini taşıyorum." değerlendirmesinde
bulundu.
"Partinizin travmatik dönemlerden geçtiğini söylediniz.
Bu travmaları atlatmak için nasıl bir yol haritanız olacak? Ana muhalefet ve
iktidarla nasıl bir ilişki geliştireceksiniz?" sorularına Dervişoğlu,
"Bundan sonra bir travma beklemiyorum. Bütün siyasi partilerle
görüşüyoruz. Muhalefete muhalefet etmek gibi bir alışkanlığımız yok. Öyle bir
şey yapmıyoruz. Biz Türkiye'nin doğrularını konuşuyoruz. Doğru işler yapıldığı
zaman o doğruların yanında oluyoruz. Yanlış işlerin de karşısında
oluyoruz." yanıtını verdi.
Dervişoğlu, Meclis çalışmaları kapsamında bütün siyasi
partilerle olması gereken diyalogları sürdürdüklerini ifade ederek, "Ne
iktidar partisiyle ne ana muhalefet partisiyle ne de diğer muhalefet
partileriyle olan münasebetlerimizde herhangi bir değişiklik olacağı kanaatinde
değilim." dedi.
Bir soru üzerine, Dervişoğlu, milletten gelen yansımalar
kapsamında stratejileri revize edeceklerini kaydetti.
Dervişoğlu, "Erken seçim ihtiyacı olduğunu düşünüyor
musunuz?" sorusu üzerine, Türkiye'nin bir yıl içinde 3 seçim yaptığını,
sahada vatandaşın bıkkınlık halini gördüklerini kaydetti ve şöyle konuştu:
"Ama demokrasilerde sorunların çözümünün temininin yolu
elbette ki vatandaşın önüne sandığın koyulmasıdır. Ama böyle bir süreçte, bu
tartışmaları spekülatif buluyorum. Zaten bugün konuşuyorlar, 2,5 yıl sonra
yapılmasını falan öngörüyorlar. 'Erken seçim' dediğinizde, istediğinizde onu
hemen gündeme getirmek lazım. O gelişmeleri biraz vadeye kesilmiş çek ya da
uzun vadeli senetler gibi görüyorum. İhtiyaç varsa yapılabilir.
"Türkiye'nin sığınmacı belasından kurtulması ve
kurtarılması gerektiğini" söyleyen Dervişoğlu, "Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile görüşmeyi
arzulamasının geç kalınmış bir durum olduğunu" kaydetti.
Bu problemlerin çözülmesi noktasında Suriye hükümetiyle
ilişki kurulması gerektiğini defalarca ifade ettiklerini belirten Dervişoğlu,
"Şimdi gündeme getirildi hükümet tarafından. Bu olumsuzluklar yaşanırken o
bölgede olup bitenlerin ne olduğuna da bakmak lazım dikkatlice. Artık sıradan
ve şahsi ilişkilere dayalı görüşmelerle çözümlenebilecek bir sorunla karşı
karşıya değiliz, daha büyük bir sorunla karşı karşıyayız."
değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de yaşayan çok sayıda sığınmacının ülkenin
demografik yapısını olumsuz etkilediğini belirten Dervişoğlu, partinin konuyla
ilgili çalışmasına değindi ve 3 yıllık bir zaman dilimi içerisinde Türkiye'nin
"sığınmacı belası"ndan kurtulmasına vesile olabilecek adımları atmanın
mümkün olduğunu söyledi.
Sinan Ateş cinayeti davasına ilişkin soru üzerine
Dervişoğlu, "Görülmekte olan bir dava, yargılama var. Biz de o mahkeme sürecini
takip ediyoruz." dedi.
Sinan Ateş'in gencecik yaşında nasıl katledildiğini,
çocuklarının o hale nasıl düşürüldüğünü, babasının acıya dayanamayıp vefat
ettiğini herkesin bildiğini ifade eden Dervişoğlu, "Herkesin gözünün
önünde cereyan etmiş bir şey bu. Bu memlekette adalet varsa adalet olacak,
yoksa kıyamet diyoruz. Daha ne diyelim? Ama 2 tane adamın ucunu oraya dayarsak,
güzel haberler çıkarabiliriz. Ne Sinan'ın ruhu şad olur ne anasının gözyaşı
diner. Hiçbir şey olmaz." diye konuştu.
Kendisinin de Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yaptığını
hatırlatan Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Ben daha adam itmedim, bir arkadaşımı itmedim, hele
görevdeyken. Hırçınlıklarınız olabilir, vazifeniz yoktur, üstlendiğiniz bir
sorumluluk yoktur, o sorumluluğa uygun yaşama mecburiyetiniz yoktur. Kavga da
edersiniz, adam da itersiniz. Bunlar hepimizin yaşadığı şeyler, olaylar. Ama sorumluluk
alanınızda özen göstereceksiniz. O kadar şey yaşadım ben, o Sinan'ın annesiyle
beraber olduğum anı hazmedemiyorum. 'Bu çocukların onlarcası gelip benim
hanemde yemek yiyordu. Ben bu çocuklara yemek yapıyordum' diyor kadıncağız. Ne
diyebilirsin? Onları bir tek adalet mutlu eder. Acılarını bir tek adalet
dindirir. Dosyanın biri görülüyor, biri tefrik edilmiş. Kim ne yaparsa yapsın o
gerçeklerin ortaya çıkmasını da engelleyemeyecek."
Dervişoğlu, Ateş'in katlinin bir siyasi hareket için de ülke
için de utanç olduğunu söyledi.
Yerel seçimlere "hür ve müstakil" girdikleri
anımsatılarak, "Bu devam edecek mi, yeni bir motto olacak mı?" sorusu
üzerine Dervişoğlu, "Gerekirse yeni bir rota çizeceğimizi söyledim. Bütün
ayrıntıları paylaşırsam o zaman beraber siyaset yapmamız gerekiyor. '4 sene
sonra ne olacak?' İnsanlar bir gün, bir dakika, 5 dakika sonra ne olacağını
bilmiyor. İşte 'yeni rota diyorum.' Gerekli bulunduysa o rotanın çizilmesi
noktasında da bir şey yaparız." ifadelerini kullandı.