İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) Beyoğlu'ndaki bir
otelde düzenlediği "Şehit Aileleri ve Gaziler Çalıştayı"nın kapanış
oturumunda konuşan Özel, İzmir'de yapılan geniş kapsamlı bir toplantıda bu
çalıştay fikrinin ortaya çıktığını söyledi.
Çalıştay raporlarının, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB)
aracılığıyla siyasi parti farklılığı olmaksızın belediyelere verileceğini kaydeden
Özel, şunları kaydetti:
"Sosyal demokrat belediyeler üzerinden partimizin
belediyelerinin bu konuda üzerlerine düşen, bugüne kadar yaptıkları titiz
çalışmaları çok daha detaylandırmaları, aralarında bir eş güdümün sağlanması
talep edilecek. Burada bulunan Milli Savunma Komisyonunda, görevli değerli
sözcümüzle, milletvekillerimiz kanalıyla da TBMM'nin ilgili komisyonlarına
mutlaka taşınacak. Ayrıca ben, komisyon raporunu, önümüzdeki dönemde tekrar bir
araya geleceğimiz başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere, tüm siyasi partilerin
genel başkanlarıyla da paylaşarak, bu meselenin siyaset üstü bir mesele
olduğunu, hepimiz adına görev yaparken hayatını kaybedenlerin ve hepimizin
çocukları yerine annesiz, babasız büyüyenlerin, eşsiz kalanların, bu içinde
bulundukları durumda, tespit edilen ortak sorunlar ve çözüm önerileri
noktasında ortaklaşmamızın önemini bir kez daha vurgulayacağım."
Bugüne kadarki pratiklerden ve taleplerden meselenin Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı düzeyinde tartışılmak yerine Milli Savunma Bakanlığı
bünyesinde bir yapı oluşturularak takip edilmesini önemsediklerine değinen
Özel, "Ayrıca tüm belediyelerimizde, örgütlerimizde şehit yakınları ve
gazilerimizle ilgili birimlerin kurulması için bir genelge yayımladık."
diye konuştu.
Şehit yakınları ve gazilerin sosyal durumlarıyla ilgili
değerlendirmelerde bulunan Özel, "Şehit eş, anne, babalarının maaşlarında
mutlaka ve çok ciddi iyileştirmeler yapılmalı. Temmuz 2023'te memurlara verilen
seyyanen zamdan emsal maaş almayan şehit aileleri ve gazilerin de yararlanması
sağlanmalı ve bundan sonraki tüm seyyanen zam uygulamalarından da
yararlanacakları gözetilmeli. Bu mutlaka kanuni düzenlemeye ilave edilmelidir.
Milletvekillerine en iyi hastanelerde tedavi imkanı sağlayan devletin, bundan
şehit ailelerini ve gazilerimizi mahrum bırakması kesinlikle düşünülemez. En
üst sağlık standardı, şehit aileleri ve gazilerin olmalı, ondan sonra diğer
standartlar belirlenmelidir." ifadesini kullandı.
Sosyal tesisler ve otellerle ilgili protokol yapılıp şehit
yakınları ve gazilerin buralardan istifade edebileceğini anlatan Özel, şöyle
devam etti:
"18 Mart Şehitler Günü'nde şehit yakınlarına, 19 Eylül
Gaziler Günü'nde de malul gazilerimize birer maaş ikramiye verilmesinin kanun
teklifini hazırlıyoruz. Önümüzdeki günlerde bunu Meclis gündemine getirip diğer
siyasi partilerin liderlerinden de bu konuda katkı sağlamalarını talep
edeceğiz. Şehit aileleri ve malul gazilerimize, elektrik ve suda olduğu gibi
doğal gazda da indirim sağlanmasını talep ediyoruz ve takipçisi olacağız."
CHP Genel Başkanı Özel, programın ardından basın
mensuplarının sorularını yanıtladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yazılı açıklamasındaki
"AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi,
buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisinin
samimi dileği ve temennisidir" ifadesine ilişkin yorumu sorulan Özel, şu
görüşleri paylaştı:
"Birkaç gün önce Sayın Bahçeli'nin yüzüğünü sordunuz.
Sayın Bahçeli'nin nefes israf etmeden taktığı bir yüzüğe benim nefes israf
edecek halim yoktu. Şimdi de yazılı bir açıklama yapmış. Ben yine çok fazla nefes
israf edip de kamuoyunu bu yaratılmaya çalışılan suni tartışmayla meşgul etmek
istemem. Belli ki sorunlar var. Cumhur İttifakı'nın sorunları, Cumhur
İttifakı'nın sorunudur, bizim sorunumuz değil. Biz son seçime bir siyasi
partiyle ittifak yaparak girmedik ve tek başımıza son 47 yılın en yüksek oyunu
alarak Türkiye'nin birinci partisi olduk. O yüzden de ittifak ortağımız
olmadığı için de kavga edecek kimse yok yanımızda. O yüzden kimseyle bir
tartışmamız, gerginliğimiz yok. Belli ki Cumhur İttifakı'nda sorunlar var.
Sorunları çözmek için bir metinde, işte hem bir kopuş hem bir sadakat hem bir
bağlılık hem bir sitem hem bir umut hem bir tehdit barındırılmış. Bunların
hiçbirisiyle meşgul değiliz."
Özel, Bahçeli'ye çağrıda bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben, Sayın Bahçeli'ye de bir davette bulunayım. Eğer
kendisi ittifakından memnun değilse bizim ittifakımıza katılabilir. Bizim
ittifakımızın adı Türkiye ittifakı. O yüzden siyasi partileri birleştirmeye
gerek ya da Cumhuriyet Halk Partisiyle bir başka siyasi partiyle ittifak teklif
etmesine gerek yok. Gelsin Türkiye ittifakına katılsın. Burada şöyle bir
zorlukları olur. Bizim ittifakımızda örneğin bir genel başkan yardımcımızın
eşini Sayıştay üyesi yapmak için, Sayıştaya seçtirmek için ricacı olmayız. Biz
en düşük emekli maaşının asgari ücret olması için gider konuşuruz. Bununla
ilgili mücadele veririz. Mesela, biz Papa seçimine dönmüş Yargıtay seçimini
önce kitleyip sonra da bize yakın bir yüksek yargıcı Yargıtay Başsavcısı yapmak
için pazarlık etmeyiz. Biz bütün asgari ücretlilerin enflasyona ezdirilmemesi
için mücadele ederiz. Eğer Türkiye ittifakında olacaklarsa partinin, partideki
genel başkan yardımcılarının, adalet ya da diğer bürokrasideki kendilerine
yakın kişilerin bir yerlere gelmesi için pazarlıklar, itişmeler, kalkışmaları
bırakın. Bu krizi yaratan Adalet ve Kalkınma Partisi ve kendilerinin
birlikteliğinin sorumluluğundan kaçmayıp gelip emekliye, asgari ücretliye,
buğday üreticisine, çay üreticisine, yarın fındık, üzüm üreticisine, çiftçilere,
emekçilere ve emeklilere sahip çıkacak bir mücadeleye varsa gelsin Türkiye
ittifakına katılsın. Öyle bize kimse ittifak falan önermesin çünkü bugünün
sorumluları, bu sorumluluğu taşıyacak. Sayın Bahçeli şöyle bir kolaycılık
yapmasın. Memleketi bu hale getirip suç ortağını bize doğru itmesin. Bu
sorunları ya çözsünler ya bıraksınlar biz çözeriz."
"Devlet Bahçeli'nin bu çıkışıyla ilgili bir erken
seçimin gündeme geleceğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Özel, "O,
Sayın Bahçeli'nin uzmanlık alanıdır, kendisine sorun. Eğer bir erken seçim
çağrısı yaparsa değerlendiririz." diyerek karşılık verdi.
Özgür Özel, MHP Genel Başkan yardımcıları Semih Yalçın ile
İzzet Ulvi Yönter'in mesajlarına ilişkin soruya, şöyle cavap verdi:
"Sayın Ulvi İzzet Yönter ile Semih Yalçın arasında bir
fark yok. İkisi aynı yapılar, aynı sorumlulukta, aynı korkuda, aynı telaştalar.
Normalleşmeden en çok onlar korkuyor. Çünkü normalleşen Türkiye'de, kimse
başkentin göbeğinde bir ülkü ocakları eski başkanının cenazesini sahipsiz
bırakmaz. Biz, Sinan Ateş'in cinayetinin aydınlatılması için tavır koyuyoruz.
Eşine ve çocuklarına da bütün Türkiye'nin vicdanlı insanlarıyla birlikte sahip
çıkıyoruz. Sinan Ateş gibi birisi için bir taziye tweeti atmayanların, bu
saldırgan tweetlerinin milletin gönlünde hiç yeri yoktur. Onlarla aynı seviyeye
inersek çıkarken vurgun yeriz. O yüzden onları o seviyede bırakalım ama bir tek
şey biliyorum. Milliyetçi Hareket Partisi çok saygın insanlardan, üyelerden
oluşan bir parti ve onların da o iki isimden yaka silktiğini bizzat Milliyetçi
Hareket Partililerden biliyorum. Samimi ülkücülerle, Milliyetçi Hareket
Partililerle konuşan herkes o iki ismin partiyi temsil etmediğini, partinin
sırtında yük olduğunu söylüyorlar."