Şevkin,
Türkiye’deki dere yataklarının, birinci derece sel ve heyelan bölgelerinin
imara açılmaması, yeni can ve mal kayıplarının yaşanmaması adına gerekli
önlemlerin alınması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) önerge
sundu.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TAŞKINLARI
ARTTIRIYOR”
Şevkin, “Türkiye, daha fazla can ve mal kaybı yaşamadan iklim değişikliğinin
taşkınları arttıracağını bilerek yeni önlemler almalıdır. Bilinmelidir ki
küresel iklim değişikliği sadece kuraklık sorunu değildir. Yağış rejimlerinin
değişmesi nedeniyle son aylarda neredeyse 5 ayda yağacak yağışın bir ya da iki
günde yağdığı ve sonucunda taşkınlar oluştuğu görülmektedir.
Ocak
ayından bu yana doğal afetler, heyelan, sel ve taşkınlar nedeniyle 100’den
fazla vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Unutulmamalıdır ki; işgal edilen, yapılaşmaya
açılan dereler, yataklarını mutlaka geri almaktadır” dedi.
“AKIŞ REJİMİ GÖZ
ÖNÜNE ALINMALI”
2019 ve 2020 yılı içerisinde meydana gelen sel ve heyelan
felaketleri de doğa olaylarının insan eliyle afete dönüştüğünü gösterdiğini
söyleyen Şevkin şu ifadelere yer verdi:
“Normal
koşullarda dere yataklarında 150-200 yıllık yağış ve akış rejiminin göz önünde
bulundurulması gerekmektedir.
İmar
planlarında, Devlet Su İşleri, dere yataklarının taşkın sınırlarını
belirlemiştir ve tıpkı SİT alanlarında olduğu gibi, buralara yapılaşma yasağı
getirilmelidir. Dere yataklarının imara açılması mühendislik ve imar planı
açısından kabul edilebilir bir durum değildir.
Otoyolların
dahi dere yatakları içerisinde yapılması ve yolların yarısının göçmesi
felaketin boyutlarının iyi irdelenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Türkiye,
bilimsel ve mühendislik disipliniyle akış ve yağış rejimini ve debiyi tespit
ederek öngörüde bulunmalıdır. Artık dere yataklarındaki sel afetlerine,
jeolojik-jeoteknik etütlerin yapılmaması sonucu insan yaşamlarının yitip gitmesine
seyirci kalınmamalıdır.”