4 kadından 3’ünün regli ağrılı geçiyor

4 kadından 3’ünün regli ağrılı geçiyor

Kadınlar için en “sancılı” dönemlerden biri regl dönemi. “Bu sancı ne zaman bitecek?” dedirten, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ağrılı adet görme (dismenore), pek çok kadının ortak sorunu. Doğru tanı konduktan sonra başlayan tedavi sürecinin sancıların çok daha kolay atlatılmasını sağladığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nuri Ceydeli ile Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Meltem Çam “Ağrılı adet görme, üreme çağındaki pek çok kadının ve ailesinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. İlaçlar, tıbbi bakım masrafları, iş kaybı ve üretim azalması da düşünüldüğünde büyük bir ekonomik zarara neden olabiliyor” açıklamasında bulundu.


4 kadından 3’ünün regli ağrılı geçiyor

Ağrılı adet görmenin, 20 yaşından küçük kızlarda görülen tipi, toplum genelinde oldukça sık karşılaşılan bir durum. Öğrencilere, gençlere ve annelerine sorulduğunda ağrı sıklığının ortalama yüzde 75, yani 4 kadından 3’ü olduğu görülüyor. Karnın alt kısmında kramp hissiyle birlikte başlayan ağrılı adet görme, ayrıca bu duruma eşlik eden ya da öncesinde ortaya çıkan baş ağrısı, çarpıntı, mide bulantısı, kusma ve ishal gibi belirtilerle kadınlar için “sancılı” bir sürece dönüştüğünü vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nuri Ceydeli, ağrılı adetin iki tipinin olduğuna dikkat çekti. Op. Dr. Ceydeli, “Sorunun birincil olan primer tipi, ilk adetle başlıyor ve buna genellikle herhangi bir hastalık eşlik etmiyor. Sekonder denilen ikincil tip ağrılı adet ise ilerleyen zamanlarda ortaya çıkıyor ve bu kez genellikle altta yatan başka sorunlar da gündeme geliyor” dedi.

Kanama süresi ile ağrılı adet görme arasında ilişki var

Bilimsel çalışmalara göre kanamanın süresi, miktarı ve erken menopoz ile ağrılı adet görme arasında bir ilişkinin olduğunu vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Nuri Ceydeli, “Sadece bu değil, aile hikayesi de sorunun görülme olasılığını artırıyor. Öyle ki, anne ve kız kardeşte ağrılı âdet kanaması olmuşsa, bu diğer kız kardeşlerde de riski artıran bir faktör olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bunun etkisiyle rahimde aşırı kasılma ve ciddi kramplar oluştuğunu tahmin ediyor. Adet döneminde kasılmalar kan akımını azaltırken, ağrı liflerinin uyarılmasını sağlıyor ve aynı zamanda bağırsak gibi başka organları da etkileyip bulantı, kusma ve ishale neden oluyor” şeklinde konuştu.

Regl dönemi dışında ağrı olmaz

Birincil tipte ağrının orta hatta, yani karnın alt kısmında ve adetle birlikte başladığını söyleyen Op. Dr. Ceydeli, “Yoğundur, arka taraf ve bacaklara da vurabilir. Ortalama 12-72 saat içinde azalır. Adet döneminin dışında ağrı olmaz. Teşhis genellikle detaylı hikâye ve muayene sonrası konmalı. Tedavide, standart olarak NSAID grubu ilaçlar adetten bir gün önce kullanılmaya başlanıyor. Eğer bir ilaç etkisiz kalırsa başka bir ilaca geçmek faydalı olabilir. Bu ilaçlara aşırı duyarlılık söz konusu ise kullanırken dikkat etmek gerekiyor. Çünkü örneğin, kronik ülseri veya bağırsak hastalıkları, kronik böbrek hastalıkları olanlarda kullanılmamalı. Bu ilaçlar kullanıldığında otoimmün hemolitik anemi, döküntü, vücutta ödem ve şişlik, baş ağrısı, sinirlilik ve görme sıkıntıları yaşanabilir. Hastaların yüzde 15’inin karaciğer enzimlerinde hafif yükselmeler görülebilir” dedi.

Tedavi planı ağrılı adet tipine göre farklılık gösteriyor

Tedavi planının ağrılı adet görme tipine göre farklılık gösterdiğine dikkat çeken Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Meltem Çam “Birincil tipte tedavi ağrının dindirilmesine yönelikken, ikincil tipte ise ağrıya neden olan sebeplerin tespitine ve giderilmesine yönelik bir süreç söz konusudur. Birincil tip ağrılı âdet kanamasının tedavisinde, NSAID grubu ilaçlar dışında doğum kontrol hapları da yaygın olarak kullanılıyor. Rakamlar, hastaların yüzde 90’ının bu tedaviden fayda gördüğünü ortaya koyuyor. Doğum kontrol hapları; yumurtlamayı, endomertial gelişimi ve prostaglandin öncülerinin üretimini engelliyor” dedi. Op. Dr. Ceydeli ise bir diğer tedavi seçeneğinin ise hormonlu spiral olduğunu belirterek “Analjezikler kadar etkili olmasa da TENS (cilt altı elektriksel sinir uyarımı) de bir yöntemdir ama ağrı giderici ilaçlar kadar etkili değildir. Çeşitli diyet ve vitamin terapileri de gündemde. Örneğin, düşük yağlı vejetaryen diyet, adet ağrısını azaltıyor. Vitamin E ve egzersizden de hastaların faydalandığını görüyoruz. Rahim ağzı kanalı ileri derecede daraldığında adet kan akımı zorlaşıyor ve adet döneminde rahim içi basıncı artıyor. Böylece tüplerden geriye doğru kan akımı oluyor. Bu darlık doğuştan olabileceği gibi daha sonradan elektrokoter, krioterapi, konizasyon sonrası da gelişebilir. Tedavide ise bu kanal genişletiliyor. Gonore, klamidya veya diğer bakterilere bağlı enfeksiyonlar sonrası gelişen pelvik enfeksiyon; pelvik inflamasyon, abse, yapışıklık, tubal hasarlar pelvik ağrıya sebep oluyor” açıklamasında bulundu.

 

DİĞER HABERLER