Yeni
kurulan Hipofiz Kliniği’nin, sadece hastalara değil, hekimlere de hizmet
vereceğini anlatan, Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Tıbbi Koordinatörü ve
Endokrinoloji uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur, “Her hafta, hipofiz
hastalıkları ve hipofiz tümörlerinin, her yönüyle değerlendirildiği
multidisipliner toplantılar yapacağız. Amacımız, bilimsel anlamda da katkı
sunmak. Arzu eden hekimler, bu grup toplantılarımıza, tartışılmasını
istedikleri vakalarıyla katılabilirler. Toplumu bilgilendirmek ve farkındalık
oluşturmak amacıyla, Hipofiz Hasta Günleri de düzenleyeceğiz” diye paylaştı.
Hipofiz
hastalarının bir çok farklı sebeple hekime başvurabildiğini belirten Prof. Dr.
Fahrettin Keleştemur, “Hastaların, düzelmeyen baş ağrıları, halsizlik, çabuk
yorulma, aşırı boy uzaması veya boy kısalığı, görme bozuklukları, infertilite,
aşırı kilo alımı ve kilo verememe, meme başından kendiliğinden veya sıkmakla
süt gelmesi, kadınlarda adet düzensizlikleri ve kıllanma gibi farklı
şikayetleri olabilir. Bu hastaların sadece bir kısmı, doğrudan endokrinoloji
uzmanına gelirler. Hipofiz tümörleri nadir olmayarak radyoloji uzmanı
tarafından rastlantısal olarak da tespit edilebilir. Tedavide gecikilmesi
telafisi mümkün olmayan problemlere yol açabilir. Mesela gecikmiş tedavi, görme
kaybı ile sonuçlanabilir. ” dedi.
Hastalığın
ne zaman başladığını belirlemenin her zaman kolay olmadığını kaydeden Prof. Dr.
Keleştemur, “Unutulmamalıdır ki, hipofiz hastaları için de, tüm hastalarda
olduğu gibi, erken tanı ve tedavi son derece önemlidir. Hastalığı tanımladıktan
sonra, elde edilen bilgiler ışığında tedavi planı hızla oluşturulur.
Örneğin, hormon yetersizliği durumunda, eksik olan hormonlar yerine konurken;
hormon fazla salgılanıyorsa, ilaç tedavisi veya cerrahi tedavi önerilir” diye
konuştu.
MULTİDİSİPLİNER
YAKLAŞIM GEREKTİRİYOR
Hipofiz
hastalıklarının tedavisinde, cerrahinin önemine işaret eden Prof. Dr. Fahrettin
Keleştemur, “Cerrahi tedavi gereken hastalar için güncel teknolojinin
olanaklarından faydalanıyoruz. Ameliyat esnasında hastanın MR’ının çekilmesi
mümkün. Bu cerrahlara büyük bir avantaj sağlıyor. Ameliyat esnasında geride
herhangi bir tümörlü dokunun kalıp kalmadığı belirlenebiliyor. Bununla
birlikte, Hipofiz Kliniği’nde, hipofiz hastalıkları konusunda uzman, deneyimli
patolog ve radyoloji uzmanlarının varlığı da, tümörün yapısını ve yerini doğru
belirleyebilmek açısından önemlidir” ifadelerini kullandı.
UZMANLAŞMIŞ
EKİP
“Bir
konuda çok başarılı olunmak isteniyorsa, hipofiz hastalıkları ile doğruda
ilgilenen ve bu alanda tecrübeli olan endokrinolog, beyin cerrahı,
nöroradyolog, nöropatolog, nörooftalmolog ve radyasyon onkoloğunun birlikte
çalıştığı bir alt yapı gerekir” diyen Yeditepe Üniversitesi Hastanesi
Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Keleştemur, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hipofiz
hastalıklarında erken tanı ve tedavinin yanında hastaların uzun süreli
takipleri de oldukça önemlidir. Gereksiz radyolojik inceleme ve tetkiklerden kaçınmak
gerekir. Hipofiz kliniği ayrıca uluslararası merkezlerle de bağlantılı olarak
çalışılacaktır.”