Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nuray Aydın, anne
babalara; gebelikte kavga, gerginlik ve tartışmalardan uzak durmaları
çağrısında bulundu. Bebeklerin anne karnında sesleri duyduğunu ve duyguları
hissettiğini kaydeden Aydın. anne ve bebeğin ruh ve beden sağlığı için huzur,
güven ve mutluluğa ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Anne babalığın bebeğin doğumuyla değil, hamilelik süreci ile
birlikte başladığını ifade eden Dr. Nuray Aydın, anne ve babanın hamilelik
döneminde tıpkı yanlarında bir çocuk varmış gibi davranışlarına dikkat etmeleri
gerektiğini söyledi.
Dr. Nuray Aydın anne ve bebek psikolojisi ile ilgili şu
bilgileri verdi:
Anne karnındaki bebeğin kalp atışları ile birlikte önce
sinir sistemi, sinir ağları gelişir. Sonra diğer uzuvları gelişir. Dolayısıyla anne
karnındaki bebek her ne kadar göremese de 16. haftadan itibaren sesleri duymaya
başlar, koku alır ve dokunmalarınızı hisseder. Annenin ruh hali bebeği her
yönden etkiler.
Eskiden bunlar bilinmiyordu. Doğuncaya kadar çocuk yokmuş
gibi davranılıyordu. Ama yapılan
araştırmalar: hamilelik sürecinde dış dünyada olup bitenlerin, annenin psikolojisinin,
bebeğin ruh ve beden sağlığını doğrudan etkilediğini ortaya koydu. Artık anne
rahminden itibaren bebeğin psikolojisi dikkate alınıyor.
İstenmeyen gebeliklerin bile bebekler üzerinde negatif
etkileri oluyor. İleriki yaşamlarında
toplumda değersizlik hissi yaşıyorlar. Bu nedenle anne ve babanın bebeği
istemesi ve onu karşılamaya hazır olması çok önemli.
Eşler hamilelik sürecinde birbirlerine sevecen davranmalı,
iletişimlerine dikkat etmeliler. Burada babalara önemli görevler düşüyor. Hem
eşleriyle kavga ve tartışmalardan kaçınmalı hem de onları bu tür gergin
ortamlardan uzak tutmalılar. Eşlerinin aş erme gibi küçük isteklerini yerine
getirmeliler. Eşlerine değer verdiklerini göstermeliler.
Ayrıca babalara akşamları anne karnındaki bebeklerine
dokunmalarını, onunla konuşmalarını öneriyorum. Anneye yaptıkları dokunuş
bebeğe de geçecektir.
Gebelikteki annenin sigara alkol gibi kötü alışkanlıkları da
bebeği olumsuz yönde etkiliyor. Yakın zamanda yapılan bir araştırma,
hamilelikte sigara içen annelerin bebeklerinin, ileriki yaşlarda sigara içmeye
daha meyilli olduğunu gösteriyor. Ayrıca sigara içen annelerin bebekleri
doğumdan sonra anne memesini tutmayabiliyor..
Bebeğin tat ve koku alma duyuları anne karnında gelişiyor.
Bebek; annenin yediği yemekten, dinlediği müzikten etkileniyor. Annenin
gebelikte severek yediği besinleri doğduktan sonra bebek de seviyor.
Sakin huzurlu gebelerin doğumları daha rahat oluyor. Doğumdan
sonra görülüyor ki mutlu annelerin bebekleri de mutlu, sakin, huzurlu. Stresli
gebelikler ise; erken doğum veya düşük gibi kötü şekilde sonuçlanabiliyor.
Anne bedenen ve ruhen sağlıklı olması; hem gebeliğinin
gelişimini hem de bebeği pozitif yönde etkiliyor. Bebeklerin anne karnındaki
gelişim süreçlerine baktığımızda bunu gözlemliyoruz
Hamilelerimize, sakinleştirici müzikler dinlemelerini ve
bebeklerine dinletmelerini öneriyoruz. Bu müzik doğum esnasında dinlendiğinde
anne ve bebeği sakinleştirip doğumu kolaylaştırıyor. Aynı müzik doğduktan sonra
bebeğe dinletildiğinde de onu sakinleştiriyor, daha rahat uykuya dalmasını
sağlıyor.
Denizli Doğal Doğum Gebelik Okulumuzda eğitim verdiğimiz
anne baba adaylarına, bu tarz müzkler içeren CD’ler veriyoruz. Gevşeme egzersizlerini bu müzikler eşliğinde
yapıyoruz. Hoş kokular, aromatik yağlarla yapılan masajlar da anneyi
rahatlatıyor, anne ve bebek sağlığını olumlu yönde etkiliyor.
Doğumda sakin kalabilen, bağırıp çağırmayan, bebeklerini
korkutmayan anneler, onları daha güzel karşılıyorlar. Bu noktada doğum desteği
çok önemli. Bu nedenle biz gebelerimize; hamilelik sürecinde ve doğum esnasında
ebe desteği veriyoruz. Hamilelikte anne
ile ebe arasında bir güven oluşuyor. Ebenin doğum esnasında telkin ve
yardımlarıyla, anneye yaptığı masajlarla doğum daha kolay gerçekleşiyor. Bebeği karşılama sürecinde orada olması,
annenin elini tutması da çok önemli.
Bazen doğum esnasında öngörülemeyen sorunlar ortaya çıkıp
doğum zorlaşabiliyor. Bebeğin ters gelmesi, kordon dolanması, bebeğin sıkışması
nefes alamaması gibi durumlar bebeklerde doğum travmalarına yol açıyor. Psikolog
ve psikiyatristlerin hipnoz, regresyon terapisi
gibi yöntemlerle yaptıkları çalışmalar bunun sonuçlarını ortaya koyuyor.
Böyle doğan bebeklerden bazılarının büyüyünce boğazlı kazak bile giyemediği
kaydediliyor. Bu tür doğumlarda bebekte
travma oluşmaması için doğum ekibinin “İyisin, güvendeyiz, biz senin yanındayız”
gibi telkinlerle bebeğin bilinç altına olumlu sinyaller göndermesi gerekiyor.
Doğumdan sonraki ilk temas, bebeğin direk anne kucağına
verilmesi çok önemli. Anne ile bebek arasında bir bağ kurulmasını
sağlıyor. Aralarındaki en büyük bağ doğumda kuruluyor. Bebeğin annesinin
kokusunu alması, onun kalp atışlarını-sesini duyması, sıcaklığını hissetmesi
onu rahatlatıyor. Karşılıklı mutluluk hormonları salgılanıyor
Ten tene teması
sezaryende de sağlamak gerekir. Sezaryen anneyi tamamen uyutmadan belden aşağısı
uyuşturularak yapılırsa; ameliyat ortamında bebek doğduktan sonra anne bebeğini
kucağına alabilir. Annenin uyanık olması gerekiyor ki bebeğini görebilsin,
konuşabilsin, ona temas edebilsin.
Emzirmede anne ve bebek oksidasyon (aşk ve sevgi hormonu)salgılıyor.
Bu hormonun salgılanması için bebeğin göğse tutunması gerekiyor. Emdikten sonra
da bebekte endorfin salgılanıyor. Rahatlıyor, uyumaya başlıyor. Hazır mama ile
beslenen bebeklerde ise endorfin salgılanması daha zor oluyor.