Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog
Elvin Akı Konuk, çocuklarda uyku düzeni ve kaliteli uykunun önemini açıkladı.
Uykunun fizyolojik ve psikolojik sağlığın kritik bir
belirleyicisi olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Uzman Klinik Psikolog
Elvin Akı Konuk, “Çocukların gelişiminde uyku büyüme, gelişme, fiziksel
güçlenme ve bağışıklığın güçlenmesi ile duygusal gelişim için de önemli temel bir
gereksinim. Bozulmuş bir uyku düzeni veya yetersiz uyku hem çocuğun hem de
ailenin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Aynı zamanda çocukların
öğrenme, hafıza süreçleri, okul performansları ve hayat kalitesi için oldukça
önemli.” dedi.
Çocuklarda uygun ortam ve koşulların sağlanmasına rağmen
bazı uyku problemleri görülebileceğine dikkat çeken Konuk, “Uykuya dalma
güçlüğü, sık uyanma gibi uykuyu sürdürmekte zorluk, uyurgezerlik, gece terörü,
sık kabus görme gibi problemler sıklıkla görülebiliyor. Bu gibi uyku sorunları
çocukların fizyolojik ve psikolojik gelişimini sekteye uğratabiliyor. Günlük
yaşam aktiviteleri, davranışları ve ilişkileri uyku sorunlarına bağlı olarak
olumsuz yönde etkilenebiliyor.” şeklinde konuştu.
Çocuklarda uyku problemlerinin görülmesinin farklı
nedenleri olabileceğini kaydeden Konuk, “Fiziksel rahatsızlıklar, çocuğun sahip
olduğu mizaç, genetik yatkınlık ya da kaygı, stres, travma gibi duygusal
problemler uyku sorunlarına neden olabiliyor. Bunların yanında ebeveyn
tutumları, ebeveyn-çocuk ilişkisi, uyku düzeni ve rutini, uyku saatlerinin veya
uyku yerinin değişimi gibi durumlarda da uyku problemleri görülebiliyor.” dedi.
Çocuğun gelişim sürecinde uyku alışkanlıklarında sıklıkla
değişiklikler olduğunun altını çizen Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı Konuk, “Bebeklik
dönemi ve okul öncesi dönemde uykunun yapısında ve süresinde sürekli bir
değişim gerçekleşir. Her çocuğun uyku ihtiyacı birbirinden farklılık gösterir.
Özellikle bebeklerde uyku faktörü biyolojik yatkınlık gösterebilir. Bazı
bebekler uyumayı çok severken, bazı bebekler ise sevmez. Genel olarak bebekler
yaklaşık 6 aylık olana kadar düzensiz bir uyku döngüsüne sahiptirler. Gün
içinde kimi zaman uzun saatler kimi zaman ise çok kısa saatler şeklinde
uyurlar.” açıklamasını yaptı.
1-3 yaş arasındaki çocukların günde ortalama 13-16 saat
uyuduğunu ifade eden Konuk, “Bu yaş grubundaki çocuklarda günde bir veya iki
kez 1,5 - 3,5 saat süren gündüz uykuları normaldir. 3-5 yaş arasındaki çocuklar
günde ortalama 11-12 saatini uykuda geçirir. 4-5 yaş aralığında ise pek çok
çocuk artık gündüz uykularını bırakmış olur. Bu dönemde çocukların tutarlı ve
rutin biçimde uyuma ve uyanma zamanının ayarlanması gerekir. 6-12 yaş aralığı
okul dönemi çocuklarının ise çoğu 10-11 saat uyur. Bu yaş dönemi olumlu sağlık
davranışlarının ve sağlıklı uyku alışkanlıklarının geliştiği de bir dönemdir.
Ancak bu yaştaki pek çok çocuk yatağa gitmek istemez, uykuya direnç gösterebilir.
Bu gibi durumlarda ebeveyn tutumları ve yaklaşımları kritik bir öneme sahip.”
diye konuştu.
Çocukların uykuya geçişini kolaylaştırmak amacıyla
yapılabileceklere de değinen Konuk, “Özellikle bebeklerde ve okul öncesi
dönemde uyku oyuncağı kullanılabilir. Bunun için uyku sırasında rahatlamasını
sağlayacak, uyku arkadaşı olarak bir peluş oyuncak veya dolgulu oyuncaklar
kullanılabilir. Bununla birlikte uyku objesi olarak adlandırılan bir yastık ya
da bir battaniye, çocuğun sevdiği bir kıyafet ya da ebeveyne ait bir kıyafet
gibi eşyaların, çocuğun uykuya dalmasında kolaylaştırıcı ve yatıştırıcı bir
işlevi olabilir.” önerisinde bulundu.
Bebeği yalnız yatırmaya başlamanın duruma ve sürece göre
değişkenlik gösterebileceğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog Elvin Akı
Konuk, “Genellikle ebeveynler bebekleri doğdukları andan itibaren belli bir
zamana kadar kendi odalarında ayrı olarak yatırırlar. Aynı odada uyuyor olmak
hem ebeveynlerde güven duygusu oluşturur hem de bebeğin ihtiyaçları bu sayede
zamanında karşılanabilir.” dedi.
Ayrı odalarda bebeğin ihtiyaçlarının tam ve zamanında,
tutarlı bir şekilde karşılanabilmesi durumunda ise bebeğin yalnız yatmaya
alıştırılabileceğini ifade eden Konuk sözlerini şöyle tamamladı:
“Bebek anne sütü almıyorsa doğduğu andan itibaren yalnız
yatmaya alıştırılabilir. Ancak bebeğin ihtiyaçlarını karşılamakta ebeveynler
gecikme yaşıyorsa bebek belirli bir yaşa kadar anne babanın odasında, ancak
kendine ait bir beşik veya yatakta yatabilir. Doğduğu andan itibaren
ebeveynleriyle aynı odada yatan bir çocuğun ortalama 1,5-2 yaşına geldiğinde
kendi odasında yalnız başına yatabilmesini sağlamak gerekir.”