Normal bir adet döngüsü 21 ila 35 gün arasında tekrar eden, bir günlük kanama miktarı iki üç pedlik olan, pıhtı içermeyen ve sekiz günden fazla sürmeyen siklus kanamaları olarak tanımlanıyor. Adetin ilk bir-iki gününde hafif sancı olması normal görülürken, bu tanımlamaların dışındaki adet şekli, adet düzensizliği olarak adlandırılıyor.
Adet düzensizliklerinin sık adet görme, adette gecikme ve çok az veya aşırı kanama gibi miktar farklılıkları şeklinde olabileceğini belirten DoktorTakvimi uzmanlarından Op. Dr. Hatice Funda Ulay, “Amenore dediğimiz hiç adet görememe durumu nadiren de olsa karşımıza çıkabiliyor. Genç kızlarda 15-16 yaşına kadar hâlâ adet görülmemişse mutlaka araştırılmalıdır. Fizyolojik amenore dediğimiz gebelik, menapoz, ergenlik öncesi, emzirme döneminde adet görememe ise normal bir durumdur” diyor.
Adet düzensizliklerinin organik veya hormonal kaynaklı olabildiğini söyleyen Op. Dr. Hatice Funda Ulay, organik nedenlerin Polikistik Over Sendromu (PCO), myomlar, polip, enfeksiyonlar, over kistleri ve tümöral durumlar gibi üreme organlarıyla ilgili çeşitli problemlerden kaynaklandığını belirtiyor.
Hormonal nedenlerin (Disfonksiyonel Uterin Kanamalar) ise yapısal bir problem olmaksızın yalnızca hormonal sebeplere bağlı adet düzensizlikleri olduğunu ifade eden Op. Dr. Hatice Funda Ulay, “Adet düzensizliklerinin yüzde 75’ini bu grup oluşturur. Hormonal nedenler araştırılmadan önce mutlaka organik nedenler ekarte edilmiş olmalıdır. Yine ergenlik öncesi ve menapoz sonrası her türlü kanama titizlikle araştırılmalıdır” şeklinde konuşuyor.
Stres ve maruz kalınan travmaların, beyindeki üst merkezlerdeki adet döngüsünü kontrol eden hormonların üretimini etkileyerek, adet düzensizliklerine neden olduğunu söyleyen Op. Dr. Hatice Funda Ulay, “Stres durumunda, kortizon (stres hormonu) seviyesinde artış olur. Kortizondaki bu artış, hipotalamus-hipofiz üzerinde etki ederek, estrojen ve progesteron hormonlarında ciddi derecede baskılanmaya neden olur. Adet düzeni ve üreme fonksiyonlarında bozulma olur. Adet döngüsündeki aksama iki-üç siklus peş peşe tekrar ederse, mutlaka doktora başvurulmalıdır” diyor.
Geçtiğimiz ay ülkemizde yaşanan deprem felaketinin sonrasında da strese ve travmaya bağlı adet sorunları ve doğurganlıkla ilgili problemlerle karşılaşma ihtimalinin yüksek olduğunu dile getiren Op. Dr. Hatice Funda Ulay, “Sadece deprem bölgesinde değil, hepimiz üzerinde deprem korkusu ve senaryoları karşısında yoğun bir stres yükü oluştu. Sadece stres kaynaklı olduğu düşünülen adet düzensizliklerinde, zamanla stresin ortadan kalkmasıyla spontan düzelmeler görülebilmekle birlikte, sorunun devamlılık göstermesi halinde mutlaka bir kadın doğum uzmanına başvurulmalı. Persiste vakalarda profesyonel destek alınmalı, strese yönelik meditasyon gerekli durumlarda medikal tedavi başlanmalıdır” ifadelerini kullanıyor.