Her hastaya multifokal mercek takılamayacağı konusunda
uyarıda bulunan Prof. Dr. Göçgil, “Üveit, sarı noktayı etkileyen bazı
hastalıkların olduğu durumlarda bu lensler kullanılamamaktadır. Katarakt
ameliyatı öncesinde gözün anatomik yapısına, sağlık durumuna ve kişinin
yaşamı ile ihtiyacına bakılarak, hastanın gününü nasıl geçirdiği, beklentisi
gibi faktörler dikkate alınmalı ve her bir göze en uygun mercek seçilmelidir.”
dedi.
Özellikle katarak cerrahisinde önemli bir yere sahip olan
göz içi lenslerde teknolojinin de gelişimi ile birlikte günümüzde birçok
yenilik görülmeye devam ediyor. Hastalar için büyük kolaylık sağlayan bu göz
içi merceklerin doğru seçimi ise büyük önem taşıyor.
Yeni nesil göz içi lensler yardımıyla uzak görme
ile birlikte yakın görmenin ve astigmatizmanın da düzeltilmesinin mümkün
olduğunu anlatan Göz ve Retina Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, halk
arasında akıllı lens adıyla popülerliği gittikçe artmaya başlayan multifokal
lensler (göz içi mercekler) başta olmak üzere diğer lens çeşitleri hakkında
merak edilenleri aktardı.
Göz içi lens uygulamasıyla hastaların görüş kalitesinde
artış elde ettiğimizi söyleyen Prof. Dr. Göçgil, “Gözlerimizin içerisindeki
doğal merceğimiz uzağa ya da yakına baktığımızda farklı mesafeleri daha net
algılayabilmek için öne ya da arkaya hareket ederek adapte olmakta ve bizim net
görmemizi sağlamaktadır. 40 yaşına kadar bu özellik düzgün çalışırken bu yaştan
sonra kişiden kişiye farklı olmakla birlikte bozukluk yaşanmaya başlar ve yakın
gözlüğü kullanma ihtiyacı duyarız. Hastanın kataraktı var ve ameliyat olması
gerekiyorsa ameliyatta göz içine yerleştirdiğimiz lensler sayesinde bu sorunu
belirli oranda giderebilmekteyiz. Hastanın uzak ve yakın görüşünde rahatlama
yaşaması amacıyla, aynı multifokal gözlükteki prensiple farklı mesafelerde
görmeye yardımcı olacak refraktif ve difraktif göz içi lensleri de
kullanabilmekteyiz.” dedi.
Göz içi merceklerin optik özelliklerine göre monofokal (tek
odaklı), multifokal (çok odaklı; refraktif ve difraktif yapıda) ve torik olmak
üzere üç ana gruba ayrıldığını belirten Prof. Dr. Nur Acar Göçgil,
“Torik lensler monofokal ve multifokal göz içi merceklere de uyarlanarak kullanılabilmektedir.
Monofokal lensler günümüzde en sıklıkla kullanılan lenslerdir. Yakın ve orta
mesafede görmeyi destekleyen lenslere ise multifokal lens adını vermekteyiz.
Multifokal lensler iki veya daha fazla odak mesafesi sağlamaktadır. Bu
lenslerde birincil odak noktası uzak, ikincil odak noktası yakın, üçüncül odak
noktası ise orta mesafedir. Çok farklı optik prensipleri olan bu bu lensler,
refraktif ve difraktif olmak üzere iki farklı optik tasarımına da sahiptir.
Günümüzde hastanın astigmatizması eğer düzenli ve gözün en öndeki şeffaf tabaka
olan korneadan kaynaklanıyorsa, 0,75 D ve üzerindeki astigmatik bozukluklar
katarakt ameliyatı sırasında torik göz içi lens (T-GİL) uygulaması ile
düzeltilebilmektedir.” Şeklinde konuştu.
EDOF yani extended dept of focus, odak derinliği artırılmış
göz içi merceklerin hastanın uzak görme kalitesi bozulmadan 60 cm mesafede de
görme sağlayabileceğini belirten Prof. Dr. Göçgil, “Örneğin hasta büyük
ekrandaki yazıları veya araba kullanırken göstergeyi görebilir; ancak 35cm ve
daha yakında kitap okuyacaksa bir yakın gözlüğü kullanma ihtiyacı hisseder.
Hasta memnuniyetinin yüksek olduğu bu lensler multifokal ve trifokal
merceklerin kullanımının hasta için uygun olmadığı durumlarda tercih
edilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Halk arasında “akıllı lens” adıyla son zamanlarda
popülerliği gittikçe artan bir başka lens türü olan trifokal lensler hakkında
da bilgi veren Prof. Dr. Göçgil, “Akıllı lens terimi aslında doğru bir terim
değildir. Çok odakı lens grubuna dahil olan bu lensler halk arasında
akıllı lens ismiyle anılmakta ve bilimsel olarak yanlış kanılara da sebep
olmaktadır. Bazı hastalarımız bunu kontakt lens gibi kolay takılıp
çıkarılabilen bir yöntem sanarak başvurmaktadırlar. Bu lensler uzağı, yakını ve
ara mesafeyi göstermeyi hedefleyen çok odaklı
merceklerdir. Trifokal lensler, gelen ışığın bölgeler arasında
odaklanılan alana göre hastaya hem yakını hem de uzak nesneleri net bir şekilde
görme kapasitesi sunmaktadır. Gözlüksüz olarak okuyabilme gibi beceriler
kişiden kişiye değişmekle birlikte genellikle bu lenslerin her iki göze de
yerleştirilmesi en olumlu sonuçları vermektedir. Lenslere beynin uyum sağlaması
ve görmede iyileşmenin sağlanması 6-24 hafta gibi bir süreyi alabilmektedir.”
açıklamasında bulundu.
Her hastaya multifokal lens takılamayacağı konusunda
hastaları bilgilendiren Prof. Dr. Nur Acar Göçgil, açıklamasının devamında şu
ifadeleri kullandı:
“Örneğin sarı noktada hastalığı olan kişilerin çoğuna
multifokal lens takılması önerilmez. Mercek seçimi hastanın kişisel durumuna ve
ihtiyacına göre dikkatle yapılmalıdır. Üveit, ileri evre glokom gibi bazı
hastalıkların olduğu durumlarda da bu lensler kullanılamamaktadır. Kullanılacak göz içi lensin seçiminde
hastanın detaylı bilgilendirilmesi, gözün anatomik uygunluğunun yanısıra
hastanın beklentilerini ve günlük aktivitelerini tam olarak
öğrenerek ameliyat sonrasında hangi tip mercek seçimiyle memnun
olacaklarını dikkatlice aktarmak uygun olur. Nitekim bu mercekler gözümüzün
içerisindeki doğal lensimizin görevini almakta ve günlük takıp çıkarılma gibi
bir seçenek bulunmamaktadır. Tekrar gereken ameliyatları da ek risk
taşımaktadır.
Cerrahin konu hakkında bilgili ve deneyimli
olması seçilecek göz içi merceğin tespiti açısından da son derece
önemlidir. Gözün anatomik yapısına, sağlık durumuna ve kişinin yaşamı ile
ihtiyacına bakılarak, hastanın gününü nasıl geçirdiği, beklentisi gibi
faktörler dikkate alınmalı ve her bir göze en uygun mercek seçilmelidir.”