Empati yapamama, diğerlerinin duygularını ve ihtiyaçlarını
anlayamamanın basit bir özrün görünürdeki ilk engelleri olduğunu vurgulayan
Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, ‘’Ben hiç hata yapmadım diyen
birisi ya kendinin farkında değildir ya da olağanüstü bir şansa sahiptir.
Erdemli olan, yaptığı hatayı fark ederek telafi etmektir.” dedi
Üsküdar
Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog
Sedef Koç Bal, ikili ilişkilerde özür dilemenin rolünü
değerlendirdi.
“İlişkide soruna neden olan tarafın durumu üstlenmesi ve
özür dilemesi beklenir.”
“İnsan sosyal bir varlıktır, kişiler arası ilişkilerden
beslenir; ancak her ilişkide sağlıklı bir iletişimden
söz edemeyiz.” diyen Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, sorunsuz
bir ilişki beklentisinin gerçekçi olmadığını, ancak soruna sebep olan bireyden
bu durumu üstlenmesi ve telafi etmesi beklendiğini, bunun en basit görünen ama
her zaman kolay olmayan yolunun ise özür dilemek olduğunu vurguladı.
“İlişkilerde güven sağlayan unsur gerektiğinde özür
dilemesini bilmektir.”
Uzman Klinik Psikolog
Sedef Koç Bal, “Yolunda gitmeyen bir iletişimde bunu fark
etmek, empati yapmak, hatayı kabullenmek ve sorumluluk sahibi bir birey olarak
özür dilemek; toplumda sanılanın aksine bir lüks değil, olması gerekendir. İlişkilerde
güven sağlayan unsur hiç hata yapmamak değil, gerektiğinde özür dilemesini
bilmektir.” dedi.
“İçtenlikle özür dileyen birisi için davranışının
sorumluluğunu aldığı kabul edilir.”
İnsan hayatının kusursuzun temsili olmadığını ve her bireyin
hataları ile bir bütün olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog
Sedef Koç Bal, “Ancak birey hata yapmanın kusurlu olmak, eksik
olmak, yetersiz olmak gibi anlamlara geldiği öğretilerle büyüdüyse o birey için
özür dilemek zorlayıcıdır. Hayatında hataya yer vermeyen birisi için sarf
edilen her özür ifadesi
kendi mükemmelliğinden bir şeyler eksiltmektedir. Diğer yandan içtenlikle özür
dileyen birisi için davranışının sorumluluğunu aldığı kabul edilir. Bu
sorumluluk, değişimi beraberinde getirmelidir ve değişime hazır olmayan bir
bireyin özür dilemekten kaçınması mümkündür.” şeklinde konuştu.
“Özür dileyince kendini değersiz hisseden, kendi haklılığını
ispatlama çabasında da olabilir.”
Özür dileyerek hatalı olduğunu ilan etmenin herkes için çok
kolay olmadığını da anlatan Uzman Klinik Psikolog
Sedef Koç Bal, “Birey hata yaptığı için daha az sayılacağı,
daha az sevileceği, değersiz hissedeceği, insanların kendinden uzaklaşacağı
gibi doğru olmayan inançlara sahipse; yalnızca özür dilemekten kaçınmaz aynı
zamanda kendi haklılığını ispatlama çabasında olabilir.” dedi.
Kişilik özellikleri gereği özür dileme konusunda savunucu
davrananlar kimler?
Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Kişilik
özellikleri gereği özür dileme konusunda savunucu davranan bireyler için genel
olarak; kendini diğerlerinden üstün gören, eleştiri ve sorumluluk kabul
etmeyen, hata yaptığında duygusal dalgalanma yaşayan, hata yapmaktan kaçınan,
mükemmeliyetçi yapıda olan, düşük özsaygıya sahip olup özür dilemek yerine
kendini suçlama eğilimi olan, başkalarının haklarına saygı duyma konusunda
zorlanan bireyler olduğu söylenebilir.” diye anlattı.
“Erdemli olan, yaptığı hatayı fark ederek telafi etmektir.”
Kısaca empati yapamama, diğerlerinin duygularını ve
ihtiyaçlarını anlayamamanın basit bir özrün görünürdeki ilk engelleri olduğunu
vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, ‘’Ben hiç hata
yapmadım diyen birisi ya kendinin farkında değildir ya da olağanüstü bir şansa
sahiptir. Erdemli olan, yaptığı hatayı fark ederek telafi etmektir.
Sorumluluktan kaçmayıp bu durumla yüzleşmek bireyin özsaygısını arttıracaktır.”
dedi
“Başkasından özür dilemek kadar kendimize karşı da anlayış
göstermemiz önemli.”
Bireyin hata karşısında başkaları kadar kendine de hoşgörülü
ve affedici olmasının psikolojik sağlamlık açısından değerli olduğunu da
kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Acımasızca kendine
yüklenmek yerine kendi duygularını anlayan, davranışlarına dair neden sonuç
ilişkisi kuran, kendine şefkat gösteren bireylerin zorlayıcı yaşam olaylarıyla
başa çıkma konusunda daha etkin oldukları düşünülmektedir. Başkasından özür
dilemek kadar kendimize karşı da anlayış göstermemiz önemlidir. Sürekli
kendimizi eleştirmek, suçlamak yerine hata yapma deneyimini de gelişimin bir
parçası olarak görmek mümkündür.” şeklinde sözlerini tamamladı.