Açık cerrahi ile yapılan pek çok ameliyatın laparoskopik cerrahiyle gerçekleştirilmesinin hastaya pek çok avantaj sağladığını ifade eden Medline Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Songül Alemdaroğlu, bu nedenle laparoskopik cerrahinin kadın hastalıklarında cerrahi gereksinimi olan uygun hastalara mutlaka sunulması gereken bir opsiyon olduğunu söyledi.
90’lı yılların başından itibaren cerrahi alanda yeni ekipmanların geliştirilmesi ve konuyla ilgili yoğun çalışmalar sonucu doktorların da yeterli tecrübeye ulaşmalarıyla birlikte günümüzde laparoskopik ameliyatların çok daha fazla tercih edilir hale geldiğini anlatan Doç. Dr. Alemdaroğlu, “Ameliyatlar artık 3 küçük kesi ile gerçekleştirilmekte ve çok daha küçük yara izi kalmakta. Bu durum ise kapalı ameliyatın sağladığı birçok avantajın yanı sıra özellikle kadınların estetik kaygılarını gidermede önemli bir rol oynamaktadır” dedi.
Laparoskopik ameliyat tekniğinin kadın hastalıkları arasında; rahim ve myomların alınmasında, yumurtalık kistlerinin çıkarılmasında, tüplerin bağlanmasında, açılmasında ve alınmasında, rahim sarkması ya da idrar kaçırma ameliyatlarında kullanılabildiğini aktaran Doç. Dr. Alemdaroğlu, “Ayrıca rahim duvarı (endometrium), rahim ağzı (serviks) ve yumurtalık (over) kanserlerinde belli durumlarda yine laparoskopi yapılabilmektedir. Bunların yanı sıra, rahim ağzı yetmezliği nedeni ile bebeklerini kaybedip, vajinal yolla dikiş atıldığı halde başarı elde edilemeyen kadınlarda da kapalı teknikle rahim ağzına daha güçlü dikişler atılabilmektedir” diye konuştu.
“Ameliyat, genel anestezi altında, hastanın karın bölgesinde açılan 1-2 santimlik birkaç küçük kesiden yapılmaktadır. Bu kesilerden bir tanesine kamera yerleştirilirken, diğerlerinde ise adeta doktorun eli gibi işlev gören cerrahi aletler kullanılmaktadır. Ameliyat sırasında karın karbondioksit gazı ile şişirilmekte ve operasyon kameradan alınan görüntü sayesinde bir ekrana bakılarak gerçekleştirilmektedir” diyen Doç. Dr. Alemdaroğlu, hastanın bu sırada genel anestezi altında ve tam uyuma halinde olduğunu belirtti.
Sağlık durumunda genel anestezi alması yönünden bir sorun olmayan ve yapılacak cerrahi işlem için laparoskopinin uygun olduğu tüm hastalarda bu yöntemin kullanılabileceğini ifade eden Doç. Dr. Alemdaroğlu, ancak kadın doğum açısından ciddi akciğer ve kalp problemi nedeniyle ameliyat sırasında baş aşağı pozisyonda durmasında sakınca olan hastalarda laparoskopinin tercih edilmeyebileceğini söyledi.
“Laparoskopi sayesinde günlük hayata dönüş çok daha hızlı gerçekleşir. Hastanede yatış süresi açık ameliyatlara göre daha kısadır. Ayrıca ameliyat sonrası oluşabilecek enfeksiyon, kanama, dikiş yerinde açılma gibi problemlere laparoskopi sonrası daha az rastlanır. Ameliyat, çok küçük deliklerden yapıldığı için operasyon sonrası kalacak iz oldukça azdır. Bu nedenle de çok daha estetik bir görüntü oluşur” diyen Doç. Dr. Alemdaroğlu, ayrıca uzun dönemde açık ameliyat sonrası karında fıtık oluşması veya karın içinde yapışıklıklara bağlı ağrı oluşma ihtimalinin daha yüksek olduğunu ancak laparoskopi ile tüm bu risklerin en aza indirgendiğini de sözlerine ekledi.