Koronavirüsü (Covid-19) salgını
nedeniyle herkes kendini izole etti. Adeta gönüllü olarak evlerimizde “karantina”ya
girdik. “Evde kal” çağrılarına uyanların sayısı günden güne artarken, 65 yaş
üstüne getirilen sokağa çıkma yasağı da toplumda karşılık buldu.
Oysa kısa bir süre
öncesine kadar hepimizin daha aktif bir hayatı vardı. Öğrenciler ve öğretmenler
günün büyük çoğunluğunu okullarda geçirirken, çalışanlar işlerinin başına
giderdi. Artık birçok çalışan mümkün olduğunda işini evinden yapıyor. Komşu
ziyaretleri iptal edildi; toplantılar ertelendi, sosyal ve sportif aktiviteler
askıya alındı. Peki değişen bu günlük rutinimiz bedensel sağlığımızı nasıl
etkiler?
“MUTFAKLA ARANIZA MESAFE
KOYUN”
Beykoz Üniversitesi
Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı,
zamanımızı daha çok evde geçirdiğimiz bugünlerde mutlakla aramıza mesafe koymamız
gerektiğini söylüyor. Normal koşullarda hepimizin günlük gereklilikleri,
programı ve aktiviteleri olduğuna dikkat çeken Saygı; “Bugünlerde ise bütün
bunlardan uzakta ve evde zaman geçirmekteyiz. Dolayısıyla da evde daha aktif zaman
geçirmenin yollarını bulmalıyız. Aksi takdirde sıkılacağız; sıkıldıkça da mutfak
ve buzdolabını daha çok sık ziyaret edeceğiz. Koronalı günlerde mutfakla
aramıza mesafe koyarak yani mutfak ziyaretlerimizi seyrekleştirerek, ev içinde
yapabileceğimiz maksimum fiziksel aktiviteyi yapmamız gerekir. Beslenmede altın kural “küçük bir hareket
bile hiç hareket etmemekten daha iyidir.” Unutulmamalıdır ki karantina günlerinde koronodan izole olmamız ne
kadar önemli ise mutfaktan da izole olmamız ve hareket etmemiz o kadar
önemlidir” uyarısında bulunuyor.
“KİLO ALMAMAYA DİKKAT
EDİN”
Aslında kilo almanın çok
basit bir denklemi var: Alınan ve verilen enerji dengesi. Alınan enerji,
verilenden fazla ise kilo alınıyor. Mutfak ziyaretinde sıklaşma ve evdeki
yetersiz hareketin sonucu bu denklemde bozulma oluyor. Bu da kilo alımı yani
şişmanlamaya yol açıyor. Bazal metabolizması ve fiziksel aktivitesi yüksek
olanların kilo kontrolü konusunda zorlanmadığını söyleyen Saygı, şu
değerlendirmelerde bulunuyor. “Yatar ve dinlenir vaziyette iken vücudumuzun iç
organlarının çalışarak harcadığı enerjiye ‘bazal metabolizma” diyoruz. Gençlerin
bazal metabolizması yüksek olup, yaş ilerledikçe bazal metabolizma düşüyor.
Bazal metabolizması ve fiziksel aktivitesi yüksek olan kişiler, kilo kontrolü
konusunda zorlanmazlar. Karantina öncesi çok spor yapamasak bile az-çok yürüyüş
yaparak fiziksel aktivite ile aldığımız enerjiyi kısmen de olsa tüketebiliyorduk.
Şimdi ise obezite ve şişmanlık tehlikesine karşı fiziksel aktivitelerimize ve
aldığımız enerji miktarına yani yediğimiz ve içtiğimize daha fazla dikkat etmemiz
gerekiyor.”
OBEZİTE RİSKİNE DİKKAT
Evde ‘hareketsiz’ çok
zaman geçirmek ve mutfakla fazla haşır neşir olmak obezite riskini yükseltiyor.
Obezite, “vücutta sağlığı bozacak ölçüde aşırı ve anormal yağ birikmesi” demek… Türkiye’de
obezite oranı, OECD ortalamasının üstünde. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre
ülkemizde diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi obezite görülme sıklığı gün
geçtikçe artıyor. Türkiye’de kadınlarda obezite görülme oranı yüzde 40. Diğer
bir deyişle kadınlarda, erkeklerin iki katı oranında obezite görülüyor. Türk
toplumunun yüzde 30’u obez sınıfına girerken, aşırı ve yanlış beslenme
alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite, yaş ve cinsiyet, eğitim düzeyi, hormonal
ve metabolik etmenler, genetik etmenler, psikolojik problemler, sigara- alkol
kullanma durumu ve doğum sayısı ve doğumlar arası süre gibi faktörler obeziteye
yol açıyor.
“KENDİNİZİ HER GÜN TARTIN”
Beykoz Üniversitesi
Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Y. Birol Saygı, “Obezite,
kalp-damar hastalıkları ve diyabetin temel nedeni olarak biliniyor. Aslında günümüzün
ağır temposunda bireyler, yoğun güncel hayatlarında yeterli hareket ettiklerini
söylüyorlar. Oysa sağlıklı beslenme düzeni ve beslenmede temel kurallar olan
yeterli-dengeli-çeşitlendirilmiş faktörlerinin uygulanmaması ve düşük fiziksel
aktivite obeziteyi tetikliyor” diye konuşuyor. Saygı, ev ortamında aşırı kilo
almamak için neler yapılması gerektiği konusunda ise şu önerilerde bulunuyor:
“Kendinizi izole etmeye
karar verdiyseniz, spor salonuna erişmeden hedeflerinizi takip etmenin
yollarını bulmalısınız. Öncelikle aktivitenize göre yiyecek alımınızı
azaltmanız gerekir. Diyelim ki günde 1.800 kalori alırken daha önce kilo
veriyordunuz. Yaptığınız egzersiz miktarı önemli ölçüde azalırsa, kalori
alımınızı yüzde 10-15 oranında azaltmanız gerekir. Bu, günde 1.560-1.620 kalori yemek anlamına
gelir. Eğer kalori hesabı yapmıyorsanız, bir öğün atlamayı düşünün. Kendinizi
her gün tartın. Kendinizi her gün tartarsanız, hızlı kilo artışlarını hızlı bir
şekilde tespit edebilir ve harekete geçebilirsiniz.”