Kurban Bayramı’nda doğru beslenmenin altın kuralları

Kurban Bayramı’nda doğru beslenmenin altın kuralları

GAZETTE- Kurban Bayramı’nda et, hamur işi ve tatlı tüketimi en yüksek seviyelere çıkıyor. Özellikle kurban kesiminin hemen sonrasında yenilen kavurma ile bayram boyunca aşırı tüketilen et, sindirim ve kalp-damar sistemi başta olmak üzere genel sağlık durumunu olumsuz etkiliyor. Bayram ziyaretleri sırasında ikram edilen tatlılar ise kan şekerinin hızla yükselmesine yol açıyor. Memorial Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Ceyda Nur Çakın, keyifli ve sağlıklı bir bayram geçirmek önemli önerilerde bulundu.

Kurban Bayramı’nda doğru beslenmenin altın kuralları

1. Kavurma ve et kızartması kronik hastalıklar için risk oluşturuyor
Kırmızı et ile yapılan yemekler Kurban Bayramı’nın olmazsa olmazıdır. Ancak etin tüketim miktarı ve pişirme yöntemi çok önemlidir. Yüksek miktarda et tüketimi, günlük hayvansal yağ alımı ile alınan kalorinin artmasına ve vücudun daha fazla suya ihtiyaç duymasına neden olmaktadır. Özellikle kavurma, kızartma ve ekstra yağ eklenerek pişirilen etler kalp damar sağlığını olumsuz etkilerken, hipertansiyon ve diyabet gibi kronik hastalığı olan kişiler için de risk oluşturmaktadır. 
2. Kesildikten hemen sonra pişirilen et sindirim zorluğu yaratır
Etin pişme yöntemi kadar, dinlenme süresi de oldukça önem taşımaktadır. Kesilen hayvanda yaşanan hormonal değişiklikler, kurban etinde ölüm katılığı adı verilen “Rigor Mortis” durumunu ortaya çıkarır. Ölüm katılığı durumunda olan kurban etinin hemen pişirilmesi ise sindirimi zorlaştırırken, etin lezzetini de azaltmaktadır. Bu nedenle kurban kesildikten sonra ölüm katılığının geçmesi için etin en az 24 saat buzdolabında bekletilmesi gerekmektedir. 
3. Her öğünde salata tüketmek iştah kontrolünü kolaylaştırır
Yüksek miktarda et tüketimi bağırsakta bulunan yararlı bakterilere zarar veren bazı bileşikler oluşmasına da yol açmaktadır. Oysaki sağlıklı bir bağırsak, vücut ağırlığı kontrolü için oldukça önemlidir.  Bu bakterileri korumak amacıyla günlük lif alımının yeterli olması gerekmektedir. Çiğ ve pişmiş sebzeler ile özellikle kabuklu meyveler günlük lif alımına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Her öğünde yeşil salata tüketmek; öğlen veya akşam öğününde sebze yemeği tercih etmek ve ara öğünlerde 100-120 gram taze mevsim meyvelerine yer vermek, iştah kontrolünü de kolaylaştırmaktadır. 
4. Tatlılarınızı paylaşarak şeker alımını azaltın!
Sofra şekeri tüketimi, metabolik sendromdan; obeziteye kadar pek çok hastalığın önemli sebeplerinden birini oluşturmaktadır.  Özellikle bayramda her ziyaret edilen yerde ikram edilen tatlıların tüketilmesi, günlük şeker alımını önemli ölçüde artırmaktadır. Bu sebeple misafirliklerde sunulan şerbetli tatlıların günde bir kez ile sınırlandırılması gerekmektedir. Bunun yerine sütlü ya da meyveli tatlılar tercih edilmelidir. Porsiyon kontrolünü sağlamak için ise sunulan tatlıları paylaşmak, şeker alımını azaltmaktadır. 
5. Su tüketimini artırmak metabolizmayı hızlandırıyor
Yaz aylarında terleme ile günlük sıvı ihtiyacı artmaktadır. Bununla birlikte hem Kurban Bayramı’nın yaz sıcaklarına denk gelmesi hem de tüketilen hayvansal kaynaklı ürünlerden alınan proteinin vücutta metabolize edilmesi için daha fazla su gerekmektedir. Yetersiz sıvı alımı ise metabolizmayı yavaşlatırken, halsizliğe ve kan basıncında değişikliklere yol açabilmektedir. Bu nedenle gün içerisinde tüketilen suya ek olarak sabah uyanınca, gece yatmadan ve her öğünden önce bir bardak su içilerek sıvı tüketimi artırılmalıdır. 
6. Açık büfede seçiminizi küçük tabaktan yana kullanın
Bayramı tatile çıkarak değerlendirenlerin beslenme düzeni, zengin açık büfe yemekleri ile bozulabilmektedir. Ancak birbirinden çeşitli ve lezzetli görünen yemeklerin arasından doğru seçimleri yapmak zor olsa da, mümkündür. Küçük boy tabak seçimi yaparak porsiyonlar azaltılabilirken; sulu yemeklerin susuz kısmı alınarak, her yemekten sonra tatlı yemeyerek, kızartma yerine daha çok ızgara ya da buharda pişmiş yiyecekler tüketilerek, yağlı soslar ve kremayla hazırlanmış yemeklerden uzak durarak dengeli bir beslenme şekli sağlanabilmektedir. 
7. Bağırsak sağlığınızı önemseyin, probiyotik gıdalar tüketin!
Tatil dolayısıyla şehir değişikliği, uzun seyahatler veya rutin beslenme düzeninin değişmesi tuvalet alışkanlıklarını değiştirebilmektedir. Kabızlık veya olası bir besin zehirlenmesi durumunda ishale karşı yoğurt ve kefir gibi probiyotik gıdaların günlük tüketimine yer verilmeli, lif içeriği yüksek bir beslenme şekli mümkün olduğunca korunarak bağırsak sağlığı önemsenmelidir. Piyasada yer alan çok çeşitli probiyotik takviyeleri tercih etmek isteyenler ise doğru ürün seçimi için bir uzman görüşüne başvurulmalıdır. 

 

DİĞER HABERLER