Medicana'dan yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen
Adıgüzel, önce kemik iliğinde çoğalarak sonrasında ise kana karışarak tüm
organlara yayılabilen akut lösemilerin oldukça ciddi bir rahatsızlık olduğunu
ve mutlaka acil tedavi edilmesi gerektiğini vurguladı.
Löseminin belirtileri arasında kansızlığa bağlı
halsizlik, enfeksiyonlara yatkınlık nedeniyle yüksek ateş, burun, diş eti ve
cilt altı kanamaları ile görülen vücutta morluklar, ayrıca iştahsızlık, genel
vücut ağrılarının sayılabileceğini aktaran Adıgüzel, "Lösemilerin seyri
sırasında kemik iliği dışında diğer doku ve organların tutulması sonucunda da
birtakım belirtiler meydana gelebilir. Örnek olarak merkezi sinir sisteminin
tutulması ile baş ağrısı, bulantı, kusma ve nöbet gibi çeşitli belirtiler
oluşabilir." bilgisini verdi.
Prof. Dr. Cafer Adıgüzel, "Erken tanı ve tedavi,
akut lösemilerin tedavi edilmesinde kritik bir rol oynar. Burada öncelikli olan
her hastalıkta olduğu gibi tanıyı erken koymak ve bir an önce uygun tedaviye
başlamaktır. Tedavi başladıktan sonra, kötü hücrelerin yok edilerek sağlıklı
normal hücrelerin gelmesi ortalama bir ay sürer. Bu dönem oldukça kritiktir.
Hastanın yatarak yakın takibinin yapılması ve olası yan etkiler için izlenmesi
gerekir." değerlendirmesini yaptı.
Lösemiden şüphe edilen hastanın kemik iliğinden kan ve
doku örnekleri alınarak özel boyamalar ve teknolojik cihazlarla tanı
konulduğunu aktaran Adıgüzel, şunları kaydetti:
"Akut lösemilerin türlerinden olan lenfoblastik ve
myeloblastik tipleri bu testlerle doğrulanır. Aynı zamanda lösemilerde
olabilecek genetik değişiklikler için kromozom ve moleküler araştırmalar
yapılır. Lösemide olabilen bu genetik değişikliklere göre klasik ilaç
tedavilerinin yanında hedefe yönelik tedavi seçenekleri oluşturulur. Tedaviler
hastanede yatarak ortalama birer aylık süreler halinde birkaç defa verilebilir.
Amaç kemoterapiler ile kötü hücrelerin yok edilmesi ve sağlıklı normal
hücrelerin kan üretimini yeniden sağlamasıdır.
Kemoterapilerden sonra gerek hastalık ilişkili gerekse
ilaçların etkisi ile tüm kan parametreleri çok düşer. Buna bağlı olarak da kırmızı
kan ve trombosit denilen kanamayı durduran hücreleri dışarıdan takviye edilmesi
gerekir. Hastalar enfeksiyona açık olduklarından ateş olması durumunda uygun
antibiyotiklerin başlanması da planlanmalıdır. Yaklaşık bir ay sonunda hastadan
tekrar kemik iliği örnekleri alınarak kötü hücrelerin kaybolup olmadığına
bakılmaktadır."
Adıgüzel, akut lösemilerde kesin tedavi yöntemlerinden
birinin kemik iliği nakli olduğunu belirterek, lösemilerin tiplerine, genetik
ve klinik davranışlarına göre tekrarlama riski yüksek olanlara kemik iliği
nakli yapılabileceğini vurguladı.
Kemik iliği nakli için hastalığın kontrol altına alınmış
olması gerektiğine işaret eden Adıgüzel, "Nakillerde genellikle varsa doku
gurupları tam uyan kardeş ve akrabalardan tercih edilirken, doku gurubu uygun
akrabası olmayanlarda kemik iliği bankalarında gönüllü bağışçı olan akraba dışı
donörler veya yarım uyumlu akrabalar tercih edilir." ifadelerini kullandı.
Kanserin çağın en önemli hastalıklarından biri olduğunu
ifade eden Adıgüzel, şu tavsiyelerde bulundu:
"Yeni tedavi yöntemleri için yapılan çalışmalar her
geçen gün artış gösterse de halen alınması gereken uzun bir yol var. Bu nedenle
koruyucu tedavilerin ve sağlıklı yaşamın biraz daha ön plana çıkması gerekir.
Bu koruyucu tedavilerin başında da tabii ki sağlıklı beslenme, kimyasal ve
radyoaktif temaslardan kaçınmak gelmektedir. Lösemilerden korunmak için
spesifik bir yöntem yoktur. Ancak sağlıklı bir yaşam tarzı, bağışıklık sistemi
güçlendirici gıdalar tüketmek, yani doğru beslenme, düzenli egzersiz yapmak,
sigara ve alkol gibi zararlı maddelerden uzak durmakla kanser riski
azaltılabilir." AA
Etiketler:
#sağlık #lösemi #erkentanı