“Sezaryen birinci tercih olmamalı”
Anne ve bebeğin sağlığı için uygun olan doğum yönteminin
hekim tarafından seçilmesinin en doğru karar olacağını belirten Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cüneyt Genç, “Normal doğumun
gerçekleşebilme ihtimali ilk planda değerlendirilmeli, mümkünse sezaryen
birinci tercih olmamalı” dedi.
Doğuma kısa
bir süre kala anne adaylarının endişeye kapıldığına ve artan kaygının yanlış
kararlar alınmasına neden olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Cüneyt Genç, sonrasında
iyileşme süresi kısa olan normal doğumun, sezaryene göre daha sağlıklı olduğunu
söyledi. Op. Dr. Genç, “Doğum yaklaştıkça anne adayları kordon dolanması,
oksijensiz kalma gibi olumsuzluklar yaşanabileceği ve bebeklerinin sağlıklı şekilde
dünyaya gelemeyeceği endişesine kapılarak sezaryene daha olumlu bakmaya
başlıyor. Oysa normal doğum sezaryenden çok daha sağlıklıdır. Daha fazla sabır
gerektiren normal doğumun zorluğu bebek çıkana kadardır. Tıbbi açıdan bir
olumsuzluk yaşanmayacağı öngörülüyorsa normal doğum seçilmeli, sezaryen birinci
tercih olmamalı” ifadelerini kullandı.
HER NORMAL
DOĞUM ÖNCEKİNE GÖRE KOLAY; HER SEZARYEN İSE RİSKLİ
Normal doğumun anne ve bebek
için avantajlarını sıralayan Op. Dr. Cüneyt Genç şunları söyledi: “Doğum sonrasında kadınlar dikişleri olsa
bile rahat eder, aynı gün banyo yapabilir hatta bebeklerine kimsenin yardımı
olmadan bakabilirler. Normal doğum sonrası bebeğin emmeyi öğrenme süreci,
annenin ideal kilosuna dönmesi ve spora başlaması daha kolaydır. Bu doğum
yönteminde, sezaryen sırasında annelere sorun yaratabilecek karın içi
yapışıklıklar da oluşmaz. Normal doğum ameliyat olmadığından kan kaybı,
enfeksiyon ve pıhtı atma riski çok daha azdır. Her normal doğum bir öncekinden
daha kolay ve dikişsiz gerçekleşir. Her sezaryen ise öncekinden daha
risklidir.”
PLANLANAN
SEZARYEN, ACİL SEZARYENE GÖRE DAHA İYİ
Planlı
sezaryenlerin, annenin ruh sağlığı ve tıbbi komplikasyonların azlığı açısından
acil sezaryenlerden daha iyi olduğunu vurgulayan Dr. Genç, “Bazı komplikasyon
yaratacak durumlarda bebeğin normal doğumu bekleyecek zamanı ya da olasılığı
olmayabiliyor. Anne adaylarının ilk doğum tecrübesinde bebeğin ters pozisyonda
gelmesi ya da 4 kilogramın üzerinde olması, annenin daha önce geçirdiği rahim
operasyonları, kemik çatısının darlığı, doğum sırasında vajinada bebeğe zarar
verecek bir enfeksiyonun bulunması, miyom veya plasentanın rahim ağzını
kapatması gibi durumlarda sezaryen doğum ilk tercih olabilir. Plasental
yetmezliğin, bebeğin kalp ritmini bozması gibi durumlar da acil sezaryene
başvurmayı zorunlu kılar. Genel anestezi ile sezaryen doğum olmuşsa gaz
çıkarma, yemek yeme ve bebeği emzirme gibi durumlarda gecikmeler yaşanabilir.
Hastanede kalma süresi, annenin günlük yaşamına geri dönme süresi normal doğumdakine
göre daha uzundur. Epidural anestezi ile doğum anına tanıklık etmek, bebeği
hemen emzirmek, ameliyat ağrısını kontrol etmek mümkün olsa da sezaryen birinci
doğum yöntemi olmamalıdır. Bununla birlikte sezaryene topyekün savaş açmak, zor
doğum vakalarını normal doğuma zorlamak da doğru değildir” diye konuştu.
SEZARYEN
SONRASI NORMAL DOĞUM MÜMKÜN MÜ?
Bazı anne adaylarında sezaryen sonrası normal
doğumun mümkün olduğunu belirten Dr. Genç, bunun için hasta öyküsünü
değerlendirmenin önemini vurguladı. Dr. Genç şöyle devam etti: “En olumlu bulgu hastanın öyküsünde daha
önceden bir normal doğum bulunmasıdır. Bir kez normal doğum yapmış olan hasta,
sonraki gebeliklerinde sezaryen yöntemi ile de doğum yapmış olsa da normal
doğum yapabilme potansiyeline sahiptir. Önceki sezaryenin alt segmentten ve
transvers kesilerek yapılmış olması, normal doğumda yırtılma riskini azaltır.
Annenin pelvik kemik yapısının ve rahim ağzı açıklığının uygunluk durumu ile
bebeğin kilosunun düşük olması, sezaryen sonrası normal doğumu mümkün
kılabilir. Ancak doğumun mutlaka elektronik bebek kalp atım sistemi ile takip
edilmesi ve hekimin hastanın yanında olması gereklidir. Doğumun beklenenden
yavaş ilerlemesi ve bebeğin kalp atımlarında düzensizlik meydana gelmesi
durumunda vazgeçmek daha iyidir. Özetle sezaryen sonrası normal doğum yapmak
isteyen anneler bu isteklerini doktorları ile paylaşmalı, kesin karar vermeden
önce olumlu ve olumsuz bulguları iyi analiz etmeli, tam teşekküllü, geceleri ve
hafta sonları dahil tüm birimleri ile hizmet veren bir hastane seçmeli ve
doktorlarının doğum boyunca yanlarında olacağını garanti etmeliler.”