Dünyada
olduğu gibi ülkemizde de organ naklinde birinci sorunun organ bağışlarının
azlığı. 2-8 Kasım Organ Bağışı Haftası nedeniyle açıklamalarda bulunan Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ
Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş, "Organ nakli
ve bağışı ne yazık ki Türkiye'de istenilen oranlara ulaşmayan, hatta
yaklaşamayan bir alan" diyerek bunun sonucu olarak her yıl, her yaştan
binlerce kişinin hayatını kaybettiğini belirtti.
Prof. Dr.
Alper Demirbaş, "Organ
nakli sadece bir ameliyat değil. Kronik organ hastalıkları sadece hastayı değil
ailesini ve çevresini de ilgilendirir, yaşam düzenlerini altüst eder. Verici
ister canlı ister kadavra olsun, tıp dışında işin içine hukuk, etik, felsefe,
sosyoloji, ekonomi, eğitim yani tümüyle hayat girer. Bu nedenle ülkemizde organ
nakli ve bağışı sorununun çözümü için tüm bu alanların dikkate alınması ve bu
alanlara ilişkin de çalışılması gerekir" şeklinde konuştu.
20 BİN KİŞİ BÖBREK BEKLİYOR
Türkiye'de
70 bin kronik böbrek hastasının 20 bin kadarının böbrek bekleme listesinde
olduğunu belirten Prof. Dr. Alper Demirbaş, böbrek bekleyen hasta sayısının her
gün arttığını, böbrek naklinin Türkiye'nin ciddi bir sorunu olduğunu
vurguluyor. "Bu yılın başında nakil bekleyen 16 bin kişi vardı. Şimdi 20
bin kişi oldu. Bu ciddi bir artış. Türkiye'de organ bağışına pek sıcak
bakılmıyor. Bu nedenle hastaların böbrek nakli olabilme şansı yılda ellide bir
olarak karşımıza çıkıyor. Yılda 3 bin civarında böbrek nakli yapılabiliyor, bunun
ancak 600 kadarı kadavradan alınırken, geri kalanında canlı vericiden nakil
yapılıyor" diye konuştu.
HER 10 KİŞİDEN 1'İ BÖBREK HASTASI
Türkiye'de
böbrek rahatsızlığında hızlı bir artış var. Her 10 kişiden 1'i böbrek hastası.
Kronik böbrek yetmezliği böbrek işlevlerinin ilerleyici şekilde, geriye dönüşü
olmaksızın kaybedildiği yaygın görülen bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor.
Bu hastalık tüm organ ve sistemleri etkiliyor ve yaşamı tehdit ediyor. Önemli
ölçüde iş gücü ve yaşam kalitesi kaybına neden oluyor. Sıklığı, kompleks
tedavileri ve yüksek ekonomik giderleri nedeniyle bu durum ülkemiz için ciddi
bir halk sağlığı sorunu. Ülkemizde 70 bin kronik böbrek yetmezliği yaşayan
hastanın olduğu tahmin ediliyor ve her yıl bu sayıya 8-10 bin hasta ekleniyor.
ANA TEDAVİ YÖNTEMİ DİYALİZ DEĞİL BÖBREK NAKLİ
"Diyaliz,
kronik böbrek yetmezliğinde hiçbir zaman ana tedavi yöntemi olarak görülmüyor.
Diyaliz, böbrek nakline kadar geçen sürede hastayı yaşatmak için
uygulanır" diyen Prof. Dr. Alper Demirbaş organ bulunamadığı için çok
sayıda hastanın hayatını kaybettiğini, bir kısmınınsa diyalizle yaşamak zorunda
kaldığını söyledi.
Prof. Dr.
Alper Demirbaş , "Kalp yetmezliği, kronik karaciğer hastalığı ve kronik
böbrek hastalığında nakil en seçkin ve hayat kurtarıcı yöntemdir. Canlıdan
yapılan organ bağışlarında alıcının iyileşmesi pahasına normal ve sağlıklı bir
insana majör bir cerrahi girişim yapılması 'önce zarar verme' ilkesine ters
düşen bir durum olarak algılanabilir. Ancak unutulmaması gerekir ki, bir gün
sizin de çocuğunuz, anne-babanız, yakınlarınız ya da siz organ bağışına ihtiyaç
duyabilirsiniz. Bu nedenle vefat edenlerden nakil sayısını artırmak ve daha çok
sayıda hayat kurtarmak için herkesin organlarını bağışlamasını öneriyoruz"
dedi.