Akdeniz Üniversitesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Deri ve
Zührevi Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yılmaz, AA muhabirine,
güneşin hayatın kaynağı olduğunu ancak yoğun geldiği dönemlerde yanıklar,
kanser riski başta olmak üzere birçok soruna yol açabildiğini söyledi.
Açık tenli ve renkli gözlü insanların güneş ışınlarından
daha fazla etkilendiğine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:
"Güneşten korunmak için mümkün olduğunca şapka
takmayı, uzun kollu giyinmeyi öneriyoruz. Güneşe karşı aşırı duyarlılığı varsa,
çabuk yanıyorsa, deri kanseri öyküsü varsa özellikle bebeklerde mümkün olduğu
kadar güneşin yoğun olduğu saat 10.00-16.00 arasında dışarı çıkmamalarını,
çıkmak zorunda kalanlar için güneş koruyucu krem kullanmalarını öneriyoruz.
Güneş koruyucu kremlerde 30 faktör yeterli olmaktadır. 30 faktörün
üzerindekiler arasında etkinlik açısından çok büyük bir fark yoktur. Bazı
kimyasalların biraz daha artışı anlamına geliyor. Güneş kremi kullanılacaksa
etkisi yarım saat sonra başlayacaktır ve 2,5 saatte bitecektir. 'Güneş kremini
sabah sürdüm akşama kadar korunuyorum' diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz,
boşuna kimyasal alıyorsunuz."
Yılmaz, güneş kreminin 2-2,5 saat arayla yeniden
sürülmesi gerektiğini hatırlatarak, satın alırken dikkatli olmak gerektiğinin
altını çizdi.
Ucuz ürünlerden şüphe edilmesini öneren Yılmaz, şöyle
konuştu:
"300 liralık bir ürün pazardan ya da güvenilir
olmayan bir siteden çok ucuza alınmışsa bir sıkıntı vardır. Gerçek güneş
koruyucu değil, hatta tam tersine sağlığımızı tehlikeye atabilecek birçok
kimyasal içeriyor olabilir. İçerisinde ağır metaller, kimyasallar ve alerji
riski olabilir. Deri kanserlerini tetikleyebilir. 'Güneş kremi kullanıyorum
nasıl olsa' diyerek dışarıda cesur davranıp, deri kırışıklığı, lekeler ya da
kanser gelişimi dahil birçok hastalığa davetiye çıkaracaktır. O nedenle markası
belli olmayan ya da taklit ürünlerden kaçınmalarını öneriyorum. Sahte güneş koruyucuları
ciltte kalıcı hasarlara neden olabiliyor, o kimyasallar ciltte lekelenmelere
yol açabiliyor. Daha önemlisi koruyuculukları yok, alerji riskleri çok fazla,
onlardan kaçınmaları gerekiyor."
Türkiye'deki deri tipinde yüksek koruyuculara gerek
olmadığına işaret eden Yılmaz, 30 ile 50 faktör arasındaki güneş kremlerinin
sadece yüzde 2'lik koruyuculuk farkı olduğunu bildirdi.
Yılmaz, güneş yanıklarının ciddi bir tablo olduğunu
belirterek, "Güneş koruyucu kullanmadan uzun süre açıkta kalınmışsa
özellikle sırtta çok ciddi su toplamalar, kızarıklıklar olabilir. Böyle
durumlarda yoğurt, salça ya da diş macunu gibi ürünler sürmek enfeksiyon
riskini artıracak, kalıcı iz ve leke riskine neden olacaktır. Onun için hekime
görünmeli. Eğer görünemiyorsa iki saatte bir üç doz halinde aspirin alınmasını,
kortizonlu losyonlar, kremler kullanmasını öneriyoruz." ifadesini
kullandı.
Aspirinin ağrıyı ve kızarıklığı baskılamada rahatlatıcı
etkiye sahip olduğunu anlatan Yılmaz, bronzlaşmaya çalışmanın da deri
kanserlerine davetiye çıkardığını vurguladı.