Ülkemizde “Şehir
Hastanesi” adıyla topluma sunulan, kamu-özel ortaklığının yap-kirala-devret
modeliyle yaptırılan ve işletilen hastanelerin sorun yumağı olduğunu ifade eden
Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, yaptığı yazılı açıklamada “Her
ne kadar bu hastaneler kamu hastanelerinin kavuşacağı yeni ve modern
binalar olarak tanıtılsa da bu yöntemle yapılan ve işletilen hastanelerin
“kamu” ile ilgisinin olmadığı açıktır. Şehir hastaneleri kamu adını kullanarak
küresel sermayeye yeni ve büyük bir kaynak aktarmanın aracıdır. Kamuoyu sağlık
alanında yeni bir özelleştirme ile karşı karşıyadır. Şehir hastaneleri ile
ilgili en başta gelen sorun hastane binalarının ve donanımının kamuya çok yüksek
maliyetidir. Şehir hastaneleri için yapılan ihalelerde Sağlık Bakanlığı
tarafından belirlenen sabit yatırım tutarı ile yıllık kira bedelleri
incelendiğinde, çok yüksek tutarların ödendiği/ödeneceği anlaşılmaktadır.”
“2020 Yılı Yatırım Programı’nda 10 adet şehir hastanesi
için sadece bina kirası olarak ayrılan tutar 31 Milyar 45 Milyon 282 Bin 679 TL
olarak gösterilmiştir. Şehir hastaneleri için Sağlık Bakanlığı tarafından bugüne
kadar 2017 yılında 3 ayda 124.721.247 TL kira, 185.609.969 TL hizmet bedeli,
toplam 310.331.216 TL, 2018 yılında 1.152.652.117 TL kira, 1.047.948.486 TL,
hizmet bedeli toplam2.200.600.603 TL, 2019 yılında 2.755.865.554 TL,
2.332.180.599 TL hizmet bedeli toplam 5.088. 046.153 TL, ödeme yapılmıştır. İki
yıl üç aylık kira ve hizmet bedeli ödemesi toplamı 7 Milyar 598 Milyon 977 Bin
974 TL’dir. 2020 yılının ilk iki ayının mali tablolarıysa henüz
açıklanmamıştır. Ancak yapılan
ödemelerin hastanelerin sayısı ile artacağı gerçeği karşısında Yatırım Programı’nda
yer alan maliyet öngörüsünün gerçekçi olmadığı görülmektedir. Bununla birlikte
Sağlık Bakanlığı kamu özel ortaklığı finansman modelinin ek maliyet getirdiğini
kabul etmiş ve 2020 yılı itibariyle “şehir hastanesi” ismini kullanarak, bütçe
kaynaklarıyla devlet hastanesi yapmaya karar verdiği açıklanmıştır. Yatırım Programı’na
10 adet hastane alınmıştır. Bunlar Antalya, Aydın, Denizli, Diyarbakır, Ordu,
Rize, Sakarya, Samsun, İstanbul-Sancaktepe ve Trabzon’dur. Bu 10 devlet
hastanesinin toplam yatırım tutarı 10 Milyar 104 Milyon 694 Bin 629 TL’dir.
Yani şehir hastanelerine hiçbir akılcı açıklaması olmamasına karşın 3 kat fazla
ödeme yapılacaktır.”
“Şehir hastaneleri israf ve sorunlarla doludur. Sayıştay
Başkanlığı tarafından yayınlanan ‘Sağlık Bakanlığı 2018 Yılı Sayıştay Denetim
Raporu’, şehir hastanelerinde saptanan bulgular açısından büyük önem
taşımaktadır. Örneğin, Yozgat Şehir Hastanesi’nin çamaşırhane hizmetlerini
yürüten alt yüklenicisinin, Sorgun Devlet Hastanesi’ne de aynı hizmeti sunduğu;
Sorgun Devlet Hastanesi’ne hizmet karşılığı olarak teklif ettiği bedel ile
şehir hastanesine sunduğu çamaşır hizmetinin ortalama birim fiyatı arasında 14
kat fiyat farkı olduğu tespit edilmiştir. Şehir hastanelerinde gerek ‘destek
hizmetleri’, gerekse de ‘tıbbi destek hizmetleri’ devlet hastanelerine göre
taşeron şirketlerden çok daha yüksek bedellerle satın alınmaktadır.
Türkiye’de “Şehir Hastaneleri” için öngörülen temel sorun
alanları başta finansman yöntemi olmak üzere, yer seçimi, kent merkezlerindeki
hastanelerin kapatılmasıyla birlikte yurttaşların söz konusu hastanelere ulaşım
ve erişim sorunları, taşınacak kamu hastanelerinin boşaltacağı yerleşkelerin
durumu ve taşınacak kamu hastanelerindeki hem sağlık hem de destek
hizmetlerinin sunulması ile ilgili imtiyazlar ve sağlık çalışanlarının istihdam
ve özlük hakları sorunları olarak sıralanabilir.”
“Türk Tabipleri Birliği olarak, şehir hastanelerinde
görev yapan meslektaşlarımızdan alınan bilgiler ve bildirilen yakınmalar doğrultusunda
sağlık çalışanlarının karşılaştıkları sorunları Sağlık Bakanlığı ile paylaşarak
hem hasta güvenliği hem de sağlık çalışanlarının sağlığı ve güvenliği ile
ilgili konularda önlem alınması beklentimizi pek çok kez dile getirmiş olmamıza
karşın; Bakanlıktan bugüne kadar herhangi bir yanıt alınamamıştır.
Şehir hastanelerinde gerek üyelerimizin gerekse de bir
bütün olarak sağlık çalışanlarının karşılaştıkları sorunlar hem hasta
güvenliğini hem de çalışan sağlığı ve güvenliğini tehdit eder niteliktedir.
Şehir hastanelerinde çalışan hekimler ve sağlık çalışanları mutsuzdur.
Türk Tabipleri Birliği’nin uğraşları ve verdiği mücadele
sonucunda Hükümetin kamu-özel ortaklığı yönteminden vazgeçmiş olması yeterli
değildir.”
“Şehir hastaneleri modeli hangi ihale modeliyle yapılırsa
yapılsın çağdaş, bilimsel, halkın ihtiyacını karşılayacak bir hastane modeli
değildir. Sağlık Bakanlığı’nın bütçesini rehin alan, akılcı ve bilimsel olmayan
bu ağır yükten ivedi olarak kurtulmak için şehir hastaneleri hemen Sağlık
Bakanlığı’na devredilmeli ve yeni hastaneler Türk Tabipleri Birliği ve
hekimlerin taleplerini içeren bir program dahilinde gerçekleştirilmelidir.”