Kadınların öncelikli tercihinin doğal doğum olması
gerektiğini savunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nuray Aydın, sezaryen
sonrası ikinci ya da üçüncü bebekte de doğal yani vajinal doğum yapılabildiğini
söyledi.
Anne adaylarına özellikle ilk bebeklerini normal
doğurmaları çağrısında bulunan Dr. Nuray Aydın, bunun hem anne ve bebek sağlığı
hem de sonraki doğumların daha az riskli geçmesi açısından önemli olduğunu dile
getirdi. Aydın. “Maalesef dünyada en çok sezaryen yapılan ülkelerden biriyiz.
Ülkemizde sezaryen oranı yüzde 58. Oysa ki sezaryen çeşitli riskler barındıran
bir ameliyat. Normal doğuma engel bir durum yoksa önermiyoruz” diye konuştu.
Dr. Nuray Aydın, sezaryen sonrası vajinal doğum konusunda
şu bilgileri verdi:
Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum Yapılmasının Koşulları:
Öncelikle anne adayının genç olması gerekiyor. Geç
hamilelik başlı başına risk barındırdığı için 35 yaş üzeri hamilelerde sezaryen
sonrası vajinal doğum yapmıyoruz.
Sezaryenin üzerinden en az 2 yıl geçmiş, dikişlerin
kaynamış olması gerekiyor. Daha kısa sürede dikişlerin açılma riski artıyor.
Bebeğin kilosu önemli, sezaryen sonrası vajinal doğum yaptırabilmemiz
için bebeğin çok iri olmaması gerekiyor. İri bebek annenin sezaryen
dikişlerinin açılmasına neden olabileceği için bundan kaçınıyoruz.
Anne adayının hamilelik sürecinde fazla kilo almaması
için beslenmesine dikkat etmesi, yoga pilates gibi egzersizler yapmalarını
istiyoruz. Böylece doğumları daha kolay oluyor.
Annenin önceki doğumunda sezaryen yapılırken rahim yeteri
kadar açılmışsa bu bize sezaryen sonrası vajinal doğum için avantaj sağlıyor.
Kaçıncı haftada sezaryen yapıldığı da önemli. Sezaryenin tüm hikayesini anneden
öğreniyoruz.
Sezaryen sonrası vajinal doğumdaki rüptür (sezaryen kesi yerinin
ayrışması) riski; birinci sezaryenden sonra 400’de bir, ikinci sezaryen sonrası
ise 200’de bir. Risk giderek arttığı için üçüncü sezaryenden sonra vajinal
doğum yaptırmıyoruz.
Hem anne hem de babanın sezaryen sonrası vajinal doğuma
yazılı onay vermesi gerekiyor.
Hastane koşullarının da uygun olması gerekiyor. Düşük bir
olasılık da olsa, dikişlerin açılması ve kanama riskine karşın sezaryen sonrası
vajinal doğum yapılacak hastanenin; gece gündüz hizmet veren yoğun bakım
ünitesi, kan ünitesi, bebek yoğun bakımı ve acil müdahale edilebilecek bir
ameliyathane olması gerekiyor.
Doğumda ebe desteği, doğum öncesinde de gebelik eğitimi
olmazsa olmazımız.
Çünkü sezaryen; anne-bebek arasında bağlanma
problemlerine yol açıyor. Bebeğin bir an önce annenin kucağına verilmesi çok önemli.
Emzirmenin geç olması, sütün geç gelmesine sebep olabiliyor. Bebeğin normal
yolla gelmesi, mikrobiyotaları almasını, doğum yolundaki dirayetleri kazanmasını,
dirençlerin oluşmasını da sağlıyor. Bu da bebeğin daha sağlıklı ve dirençli
olmasını getiriyor.
Diğer yandan her sezaryen doğum, bir sonraki doğumda
bebeğin plasentasının kasa ve idrar torbasının önüne yapışması riskini
artırıyor. Bu da anne için rahmin alınması, bebek için de anne karnında ölüm
riskini artırıyor. Yani sonraki
sezaryende riskli bir ameliyat durumu ortaya çıkıyor.