Yabancı uyruklu hastasından 36 hafta sonra kendisine
bir görüntü geldiğini kaydeden Dr. Ardıç, video görüntüde hastasında kanama olduğunu
farkettiğini söyledi. Bunun üzerine hastasını hastaneye acilen hastaneye davet
ettiğini anlatan Dr. Ardıç, "Bana bir video attı, kanaması olduğuna dair.
Ben de nöbetçiydim hemen kontrol için çağırdım. Attığı videoda az bir kanama
gözüküyordu. Ama buraya geldiğinde sanki kurşun yemişçesine bir kanama söz
konusuydu. Her yer kan gölüydü. Kan değerleri de çok düşüktü. 12 olması gereken
kan değeri 9'a kadar düşmüştü” diye, durumu özetledi.
Dr. Cem Ardıç, başarılı bir sezeryan operasyonuyla
kız çocuğunun dünyaya geldiğini ifade ederken, asıl yaşamsal sorununun bundan
sonra başladığını vurguladı. Ardıç, "Bir türlü hastanın kanamasını
durduramadık. İnanılmaz bir durumla karşılaştık. Akan kanı durdurmak için basınç
uyguladıkça rahimden büyük miktarda kan geliyordu. Nabız ve tansiyon iyice
düştü. Vücut rengi bir anda soluklaştı. Hastayı kaybetme durumumuz oluştu"
dedi.
KENDİ KANINI VERDİ
Hastanın hayatını kaybetme riskiyle karşı karşıya
kaldıklarını dile getiren Cem Ardıç, en sonunda kadının rahmini almaya karar verdi.
Ardıç, “37 yaşındaki hastanın rahmi yeni bir operasyonla alınsa da çok fazla
kan kaybeden hasta için bu kez acil kan ihtiyacı doğdu. 30 dakika içinde
hastaya kan takviyesi yapılmazsa hastanın oksijensiz kalması, beyin ve
böbreklerde hasar oluşması söz konuydu” diye konuştu.
Hastasıyla kendi kan gruplarının uyuşmasının büyük
bir şans olduğunu belirten Cem Ardıç, genç kadını ameliyat masasında bırakarak,
kan vermeye gittiğini söyledi.
Kendisini kan tuttuğunu da sözlerine ekleyen Ardıç,
kan merkezindeki personele 'Ben bayılana kadar benden kan alın. Ben size durun
derim' diyerek kendisinden kan alınmasını istediğini ifade etti.
Hastasına 1 litre kadar kan veren Dr. Ardıç, daha sonra ameliyata devam etti ve hastasını
kurtarmayı başardı.
Eşine ender rastlanan durumu başarıyla atlatan
Ardıç, yaşadıklarını "Ölümün ucundan döndü. Adeta hastaya ölebilir gözüyle
bakıyorduk hasta yakınları da ciddi anlamda korkmuştu. Çok şükür bir hasar
olmadan döndü. Buradaki en büyük şansımız cerrah ile hastanın aynı kana sahip
olmasıydı” şeklinde özetledi.