Travmatik dönemler sonrasında toparlanma aşamasına
geçişin önemli olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir,
“Travmatik etki, kişinin çaresiz hissettiği, kaçmanın, kalmanın ya da mücadele
etmenin mümkün olmadığı anlarda ortaya çıkar ve yoğun duygulara neden olur.
Devam eden günlerde şok, inkar, tepkisizlik, öfke hali, tetikte olma gibi
yaşantılar gelir ve kişinin toparlanma süreci zorlaşabilir. İyileşme süreci
mağdurun güçlenmesi ve yeni bağlar kurması ile olur” diye konuştu.
Toparlanma döneminde yapılması gerekenlere değinen Uzman
Klinik Psikolog Demir, “Toparlanma dönemi üç aşamadan oluşur; güvenlik,
hatırlama ve yas tutma, olağan hayatla yeniden bağ kurma. Bu süreçler içerisinde
bozulan temel varsayımları onarmak, psikolojik dayanaklığımızı arttırmak ve travma
sonrası büyüme dediğimiz, travmatik deneyimden olumlu yönde psikolojik gelişim
ile çıkmak gerekir” ifadelerini kullandı.
Demir, afetler sonrası dünyanın iyi ve güvenilir bir yer
olduğu, iyi insanların başına kötü şeylerin gelmeyeceğine dair temel
varsayımların sarsıldığını ve temel güven ihtiyacımızın karşılanması,
insanların iyi ve yardımsever olduklarına dair inancımızın tekrar sağlanması ile
travma sonrası büyümenin gerçekleşeceğini ifade etti. Demir, “Peki bu temel
varsayımı tekrar nasıl kazanacağız? Depremi yaşayan insanların güvenli
bölgelerde olmasını sağlayarak, birbirimize destek olarak, dayanışma ile afeti
yaşayan insanların yalnız olmadıklarını onlara göstermek bize düşen görevdir”
dedi.
Uzman Klinik Psikolog Demir, “İkinci varsayım dünyanın
anlamlı, adaletli, kontrol edilebilir bir yer olmasını içerir. İnsanlar adil
bir dünyaya inanmak ister. Çevresini kontrol etmek ister. Bu varsayımımız ciddi
bir afet karşısında sarsılır. Yeniden kazanmak için sosyal ilişkiler bağlamında
kişiye kontrolün onda olduğu hissi verilmelidir. Afet sonrası yaşam
koşullarını, nerede nasıl yaşayacağını seçme hakkı verilmelidir” diye konuştu.
Travma sonrası büyüme kavramını açıklarken bunun zaman
alacağını belirten Demir, “Afeti yaşayan kişilerin kendileri için yapacağı en
önemli şey ise toplumsal açıdan ilişki içinde olmak, yalnız kalmamaktır. Travma
sonrası büyüme yani olumlu yönde psikolojik gelişim için sosyal zeminde olmamız
şarttır.” şeklinde açıkladı.
Üçüncü varsayımın ise kendilik değeri ile ilgili olduğunu
kaydeden Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, “Afet sonrası kişinin
rutin hayatı, mesleğini yapması, kendilik değerini ortaya koyduğu sosyal
çevresi dağılır. Kişinin değerli olduğunu ona göstermemiz gerekir. Unutmayalım
ki birlik bizim için önemlidir. Travmanın panzehri dediğimiz durum, grup
dayanışmasıdır ve bir arada olmaktır. Düşmanca tavırlar kişide travmatik etkiyi
arttırırken ona destek olmak, bir arada olmak ve anlayışlı olmak depremi
yaşayanların içinde bulunduğu travmatik etkiyi azaltır” dedi.
Travmanın ardından bu temel varsayımların sorgulanması ve
yeniden yapılandırılması zaman içinde gerçekleşebileceğini belirten Demir
“Travma sonrası büyümenin bir süreç olarak ele alınması daha doğrudur. Sosyal
destek ve travma sonrası büyüme arasında karşılıklı, pozitif bir ilişki
olduğunu gösteren araştırma sonuçları mevcuttur” dedi.