Elmalı'nın eskiden köy statüsündeki Akçay Mahallesi'nde çiftçilik yapan Hasan ile Ümmü Gülsüm Balaban çiftinin 29 yaşındaki ikiz çocukları İsmail ve Turan Balaban, 17 yaşında eski yağlı güreş pehlivanlarından Ziya Talan'ın yönlendirmesiyle bu spora gönül verdi.
Balaban kardeşler, ailelerinin maddi imkansızlıkları nedeniyle hafta sonları yevmiyeyle meyve bahçelerinde çalıştı. Buradan kazandıkları parayla Antalya'da eğitimlerini ve antrenmanlarını sürdürdü. Güreşlere gitmek için bazen geceleri bile saman balyaları yükleyen ikizler, 2008'de Konyaaltı Belediyesi Spor Kulübüne transfer olmalarıyla güreşle profesyonel şekilde ilgilenmeye başladı.
Başarı merdivenlerini hızla tırmanan, çıktıkları çayırlarda sırtları yere gelmeyen ikizler, önce başpehlivanlık kategorisinde birlikte mücadele etmenin ardından da altın kemeri Antalya'ya getirmenin sevincini yaşadı.
656. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nde başpehlivanlığı kazanan İsmail Balaban, baba ocağını ziyaret etti. Doğup büyüdüğü, tarlalarında çalıştığı yere altın kemerle dönen Balaban, küçükken çalıştığı bahçeleri gezdi. Balaban'a hemşehrileri de büyük ilgi gösterdi.
‘Sizden güreşçi olmaz' dediler, "başpehlivan" oldu
İsmail Balaban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, küçüklüğünden bu yana kardeşiyle güreştiğini söyledi.
Eğitim ve güreş antrenmanları için gittikleri Antalya'da maddi imkansızlıklar nedeniyle çok zorlandıklarını aktaran Balaban, "Hafta içi Antalya'da güreş antrenmanı yapıyor, hafta sonları Elmalı'da elma kasası taşıyor, çimento, gübre indiriyorduk. Hamallıkla para kazanıyor, antrenmanlarla kendimi bugünlere hazırlıyordum. Bazen 'Sizden güreşçi olmaz' diyorlardı. Biz bu yola baş koymuştuk. İkimiz de 'başaracağız' dedik. Rakiplerimizden daha fazla çalıştık, gayret ettik, bugünlere geldik. " diye konuştu.
Bundan sonra da çalışmalarına disiplinli şekilde devam edeceğini anlatan Balaban, hedefinin hep zirvede kalmak olduğunu vurguladı.
İsmail Balaban, altın kemerin sürekli sahibi olmak istediğini belirterek, "Hayatta hiç pes etmedim. Güreşe ilk başladığımda, çocukluğumun geçtiği, ikiz kardeşimle tarlalarında çalıştığım buraya altın kemerle geleceğimi hayal edemiyordum. Allah nasip etti. Çok mutluyum." dedi.
"Bir ilki gerçekleştirdik"
Turan Balaban ise bu yıl ilk defa başpehlivanlık kategorisinde güreştiğini, ikiziyle bir ilki başarmanın kendilerine ayrı keyif verdiğini ifade etti.
"Türkiye'de daha önce başpehlivanlık kategorisinde güreşen başka ikiz başpehlivan yoktu" diyen Balaban hedeflerinin kardeşiyle Kırkpınar'da final yapmak olduğunu dile getirdi.
"Güreş, ailemizde hastalık boyutunda"
Baba Hasan Balaban da çocuklarını küçükken hep tarlada güreştirdiğini söyledi.
İkizlerin küçükken de kıran kırana birbirleriyle güreştiğini aktaran Balaban, "Ailecek güreşi çok seviyoruz. Güreş, ailemizde hastalık boyutunda. İkizleri doğal tavuk, süt ve yoğurtla besledim. Bir gün başpehlivan olacaklarına inanıyordum. Oğlum altın kemeri kuşandığında çok mutlu oldum. Oğullarıma 'Bu sene ben de gideceğim. Altın kemeri alıp geleceğiz' dedim. Sanki içime doğmuş gibi gittik ve kemeri aldık." ifadelerini kullandı.